Ikinizde traducir francés
1,110 traducción paralela
Her ikinizde gidin.
Toutes les deux.
Eğer ikinizde bu işin içinde olursanız, beraberce bırakabilirsiniz.
Si vous le suivez ensemble, vous pouvez l'arrêter ensemble.
Her ikinizde, yatağa, hemen şimdi.
Au lit, tous les deux.
Bunun için ikinizde yardım etmelisiniz böylece hepinizi buradan çıkarabiliriz.
Je vais avoir besoin de votre aide et on s'en sortira très bien.
Şükürler olsun ki ; ikinizde de Cadılar Bayramı ruhu var.
Dieu soit loue, vous deux au moins vous avez l'esprit d'Halloween.
Hadi ikinizde, gidelim! Yakaladım onu!
- D'accord, vous deux, allons-y!
En azından, ikinizde bir ebeveyninizin sevgisini taşıyorsunuz.
Au moins chacun de vous a eu l'amour d'un parent.
Yardımımla, eğer almayı seçersen bu zor dönemden ikinizde kolay sıyrılırsınız.
Avec mon aide, si vous l'acceptez... vous et votre fille arriverez à passer cette période transitoire.
Birisi itiraf edene kadar, ikinizde cezalısınız.
Vous êtes privés de sortie tant que vous n'avouerez rien.
Her ikinizde aşırı derecede aç olmalısınız.
Vous devez être affamés.
Yoksa Jack Crawford seni ikinizde davadan tekmelenmeden önce son bir şeyler koparmak için mi göndedi?
Ou Jack Crawford vous envoie-t-il m'amadouer avant qu'on ne vous mette tous deux sur la touche?
Şuna bir son verin veya burdan gidin, ikinizde.
Éteignez ça ou je vous fiche dehors.
Kesinlikle hayır, ikinizde hemen buradan gidin.
Vous partez, tous les deux.
Ama bir deneme yapabiliriz. Her ikinizde cesedin yattığı yerde durabilirmisiniz?
Nous savons exactement où se trouvait le corps.
- Bence ikinizde yaniliyorsunuz.
Je crois que tu te trompes.
Demek istiyorum ki ikinizde kendi sorumluluklarınızı kabul edersiniz.
Mettez-vous d'accord sur vos responsabilités.
Şuna bakın. İzleyin, ikinizde.
Regardez, tous les deux.
Kahrolası hiçbir yerinizi hareket ettirmeyin, her ikinizde.
Ne faites aucun geste, tous les deux.
Bu sahnede ikinizde arabadasınız, Bill Shatner'da civarda takılıyor.
Vous êtes en voiture et Shatner est sur le toit.
Kendizden utanmalısınız, ikinizde.
Vous devriez avoir honte, tous les deux!
Eminim ikinizde... birbirinizle iyi anlaşacaksınız.
Je vous laisse maintenant tous les deux... faire mieux connaissance.
Her ikinizde ümitsiz vakasınız.
- Vous êtes désespérants.
İşte bedava değerlendirmeniz ki çok basit çünkü ikinizde de aynı sorun var. Acele ediyorsunuz.
Voici votre évaluation, qui est simple puisque... vous avez le même genre de problème :
Birinin gözlerinin içine bakarsın ve birden ruhlarınızı görürsünüz ikinizde bilirsiniz bu aşktır, aniden.
L'amour, c'est quand on regarde quelqu'un dans les yeux, et que soudain... on pénètre au plus profond de son âme. Et on le sait tous les deux. Instantanément.
İkinizde susun!
Chut! Tous les deux!
İkinizde yalan söylüyorsunuz.
Tous les deux!
Yürüyün. İkinizde!
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Allez chez le directeur.
İkinizde ayağa kalkın.
Debout, tous les deux.
Yeter artık! İkinizde hemen dışarı!
Ça suffit, sortez d'ici tous les deux.
İkinizde babanızın çocuğusunuz!
Vous êtes tous les deux les enfants de votre père.
İkinizde beni kullanamazsınız.
Vous m'utilisez tous les deux!
Her ikinizde, hadi.
Dehors!
İkinizde korktunuz.
Vous avez peur tous les deux.
İkinizde kesin artık!
Arrêtez, tous les deux!
İkinizde.
Vous deux.
İkinizde, ne oldu?
Qu'y a-t-il?
- İkinizde sessiz olun.
- Silence, tous les deux.
İkinizde harikasınız.
Vous êtes excellents tous les deux.
İkinizde çatlaksınız.
Vous êtes tous les deux tarés.
İkinizde benim salak olduğumu düşünüyorsunuz, değil mi?
Tout le monde me prend pour un imbécile, hein?
İkinizde.
Tous les deux.
İkinizde.
Toi non plus.
George bak, İkinizde arkadaşımsınız ama sana bu konuda hiçbir şey söyleyemem.
Ecoute, George, je suis ami avec vous deux, mais je ne puis trahir sa confiance.
- Susun artık, ikinizde.
La ferme!
İkinizde yokken, hıslayan, tıslayan böceklerini yemleyeceğime dair Alexander'e söz vermiştim.
J'ai promis à Alexander de nourrir son scarabée en votre absence.
- İkinizde gitseniz iyi olur.
- Vous feriez mieux d'arrêter. - Je suis sérieux.
İkinizde kendinizden utanmalısınız!
Vous devriez avoir honte tous les deux!
- Kesin artık! İkinizde!
Arrêtez tous les deux!
İkinizde siktirin gidin.
Moi, je vous encule tous les deux.
İkinizde de anahtarlar yok mu?
L'une d'entre vous a-t-elle les clés?
Lütfen ikinizde kaybolun.
Toutes les deux.