Iletişim traducir francés
7,707 traducción paralela
Sinyal zayıf, bu kadar uzaklıkta en yakın g-iletişim linki var.
Le signal est faible, à cette distance du plus proche point g-comm.
Seviye zehirli derecede değil ancak onların iletişim menzili içinde gittikçe azalıyor.
Les niveaux sont non toxiques, mais ça réduit grandement le champ de leurs communications.
- Daha çok iletişim kuruyoruz.
- on communique plus.
Onunla iletişim kur.
Entre en contact avec lui.
Onlar hakkında ne söylersen söyle en azından iletişim kuruyorlar.
Dis ce que tu veux sur eux, mais au moins, ils savent se parler, tu vois?
Silahlarımızı ve iletişim aygıtlarını o ara kaybettik.
On a perdu nos oreillettes et toutes les armes.
Onunla iletişim kurmamı sağlarsan emeğinin karşılığı olarak on bin bar'ı doğrudan hesabına aktarırım.
Tu me mets en contact avec lui et tu n'auras pas perdu ton temps ; Dix milles bars transférés directement sur ton compte.
Gemi şu an ışık hızında ama çıktıkları anda onlarla iletişim kuracağım.
Le vaisseau est actuellement en FTL mais une fois qu'il en sera sorti, je tenterai d'établir une communication.
Sadece tek ve belli bir kişiyle iletişim içerisinde oluyor.
Il n'a confiance qu'en une seule personne.
Benim içim çalışacaksan kontörlü bir hat alıyorsun veya bir Çeroki gibi dumanla iletişim kurarsın.
Tu bosses pour moi, trouve-toi un prépayé, ou utilise de la fumée comme un Cherokee.
Söylentilere göre Müdür Sitterson, CONDOR sahibi olan kişiye devletein tüm iletişim kanallarına tam erişim olanağı sağlıyor.
En des termes simples, directeur Sitterson, le Condor est le pirate ultime qui donne, à qui le possède, le contrôle total sur tous les systèmes de communication du monde.
yaklaşık 14 saat içinde... CONDOR tamamen aktive olacak ve Al-dawla Sayyaf... ünyadaki iletişim ağlarına hakim olacak.
Dans approximativement 14 heures, le Condor deviendra actif et al-Daullah Sayaf aura le contrôle total sur toutes les télécommunications.
Negro yerleşimcilerle iletişim kurmak ve bana girişimi organize etmede yardmcık olmak için notlar almana ihtiyacım var.
J'ai besoin que vous preniez des notes et que vous communiquiez avec les colons nègres et que vous m'aidiez à organiser cette aventure.
En iyi adamlarımı, iletişim kurdukları yeri tespit etmeleri için görevlendirdim ama her seferinde duvara tosladılar.
J'ai mis mes meilleurs hommes pour localiser leurs communications ils se heurtent à des murs et des murs.
Burkhardt annesiyle bir şekilde iletişim kuruyor olmalı.
Burkhardt doit, d'une façon, communiquer avec sa mère.
Bu muhtemelen doğrudur fakat bu iletişim kurmadıklarını göstermez. Üstelik kadın oğlunun yerini biliyor.
Et c'est sans doute vrai, mais ça ne signifie pas qu'ils ne communiquent pas, et elle sait où lui se trouve.
Nasıl iletişim kurduklarını öğrenmek istiyorum. Telefonla mıdır, maille mi yoksa güvercinle mi fark etmez.
Je veux savoir comment ils communiquent, que ce soit par téléphone, email, ou pigeon.
Nick'in annesiyle nasıl iletişim kuracağını biliyor olabilir. Ayrıca artık Hexenbiest olduğuna göre Grimm'le olan ilişkisi ne âlemde bilemeyiz.
Elle pourrait savoir comment la joindre, et maintenant qu'elle est une Hexenbiest, nul ne peut dire comment cela a affecté sa relation avec le Grimm.
Benimle iletişim kurduğunda seni arayacağım.
Je t'appelle la prochaine fois qu'il me contact.
Hâlâ Deadman ağı üzerinden iletişim kurabiliyor.
Il lui reste la capacité de communiquer à travers le réseau deadman.
Ama bunun için yaşadığını gösteren bir kanıt ve iletişim için açık bir kanal gerekiyor.
Mais pour ça, on désire une preuve qu'elle est en vie et une possibilité de communiquer.
General Lee'nin düşmanla iletişim hâlinde olduğu ne zamandan beri bildiğimi mi?
Depuis quand savais-je que Lee communiquait avec l'ennemi?
- Evet. Tüm o kitaplardan öğrendiğim tek bir ortak şey varsa o da açık iletişim olmadan yürüyen tüm teşebbüslerin çökmeye mahkum olduğuydu.
Euh, la, euh seule constante que j'ai trouvée dans ces livres, c'est que sans une franche communication, les entreprises font faillite.
- Açık iletişim.
Communication franche.
Madem açık iletişim ilkesine bağlı kalıyoruz... bana söylemek... -... istediğin başka bir şey var mı?
Et depuis que nous suivons la doctrine de la communication franche, y a-t-il... quelque chose que tu aimerais partager?
Yeni dahili iletişim sistemi harika çalışıyor bu arada.
Le nouveau interphone fonctionne bien au fait.
Arkadaşlar, uyduyla iletişim kuramamamızın sebebi hasarlı sisteminin, dünyadaki FHM ile iletişim kurmak için çok uzakta oluşu.
Attendez! La raison pour laquelle nous ne pouvons pas communiquer avec le satellite est parce-qu'il est trop loin pour son système endommagé de se connecter à la console de commande sur Terre.
Oraya gidip 24G'nin bilgisayarına erişebilir ve birbirlerine yeteri kadar yaklaştırabilirsek, o zaman uyduyla etkin bir iletişim kurmamız mümkün olur.
Donc si on peut aller là-bas et accéder à l'ordinateur du 24G, ensuite nous pourrons communiquer avec le satellite si ils sont assez proches l'un de l'autre.
20 saniyeden sonra iletişim kuramayacak kadar uzaklaşacaklar.
Après ça, et ils seront trop éloignés pour communiquer.
- Madem açık iletişim dedik, öyleyse ben de, senin bana duyduğuna benzer hisler besliyorum sana.
Walter, tu ne savais pas. On a parlé de communication franche, donc... J'ai eu des sentiments pour toi, les mêmes que tu as eu pour moi.
İçerdiği kodlar devrim niteliğinde olmayabilir ancak üyeler arası etkileşim tamamıyla yeni bir iletişim biçimi.
Le code n'est pas révolutionnaire, mais les interactions entre abonnés sont un nouveau genre de communication.
Bununla birlikte, komuta merkezi ve birbirinizle iletişim kurabileceksiniz.
Vous serez capable de communiquer avec le commandement civil et entre vous.
Nasıl iletişim kurduklarını öğrenmemiz gerek.
On doit trouver comment ils communiquent.
Nasıl iletişim kurdunuz?
Comment communiquiez-vous?
Diğer gruplar ile iletişim kurmak için bir ağ üzerinde çalıştıklarını biliyorum.
Je sais qu'ils travaillaient sur un réseau... Un moyen de connecter les différentes communautés...
Madem hala siber tuzağı kullanarak iletişim kurabiliyoruz bu mesaja cevap vermemiz lazım.
On peut toujours communiquer dans la cyber-corde, donc, il faut répondre à son sms.
Umarım koruyucu ruhuyla iletişim kuruyordur.
Heureusement, il est connecté avec son esprit gardien.
Nick annesiyle bir şekilde iletişim kuruyor olmalı, değil mi?
Nick doit avoir un moyen pour communiquer avec sa mère?
Nick annesiyle bir şekilde iletişim kuruyor olmalı, değil mi?
Nick doit avoir un moyen pour communiquer avec sa mère.
Biri geçti ama. Ve yalnızca benim bilgisayarımdan iletişim kurulmuş olabilir.
Quelqu'un l'a fait, et le seul moyen possible est à partir de mon ordinateur.
Kelly Niemann'ın ofisinden gönderilen iletişim adresi eski adresmiş. Amy oradan 2 ay önce taşınmış.
Les coordonnées que le bureau de Kelly Nieman nous a envoyées ne sont plus à jour.
Eğer direkt olarak seni hedef alıyorsa seninle iletişim kurmaya çalışabilir.
S'il vous a orienté ça à vous, il essaie peut être de communiquer.
Yüzbaşı, zaten iletişim kurdu.
Capitaine, il est déjà entrain de communiquer.
İletişim aygıtlarını kontrol edelim.
Testons ta communication.
İletişim aygıtlarınızı almayı unutmayın.
N'oubliez pas vos oreillettes.
- İletişim aygıtımı ver, anlaşma ayarlayayım.
Rends-moi ma radio et j'organise ça.
Çıkarım yapma ateşi insan insana iletişim olmadan tutuşturulamaz. Eğer birlikte çalışmak istiyorsan, sıradışı çalışma saatlerine hazırlıklı olmalısın.
Si vous voulez qu'on travaille ensemble, habituez-vous à ces horaires inhabituels.
En gelişmiş saymamazlık durumuyla Federal İletişim Komisyonu'yla başımızın belâya girmesi arasındaki o ince çizgide yürüyeceğiz.
Mon style sera irrévérencieux, mais n'ennuiera pas la Commission des communications.
İletişim yolları ile ilgili başka neler söyleyebilirsiniz?
Que pouvez-vous nous dire sur leur communication?
İletişim bilgisi güncel değilse yapabileceğim bir şey yok.
Je n'y peux rien si ses coordonnées ne sont plus à jour.
İletişim aygıtları.
Liens de communication.