Inanabiliyor musunuz traducir francés
610 traducción paralela
Bu şirin alnın Frankenstein'ı yarattığına inanabiliyor musunuz?
Comment ce bel esprit a-t-il pu imaginer Frankenstein?
Buna inanabiliyor musunuz?
Vous Ie croiriez?
Buna inanabiliyor musunuz?
Ça, alors!
Bu okuldaki bazı öğretmenlerin ırkçı önyargıları olduğuna inanabiliyor musunuz?
Certains éducateurs ont des préjugés raciaux! Dans cette école!
Gemimde bundan bin şişe var, inanabiliyor musunuz?
Figurez-vous que j'en ai 1000 bouteilles sur mon navire!
Buna inanabiliyor musunuz?
Vous y croyez?
Yüzümden kanlar boşalıyordu. Buna inanabiliyor musunuz?
J'avais du sang plein la gueule.
Buna inanabiliyor musunuz?
C'est fou, non?
Ve inanabiliyor musunuz, aynı taşın altına tekrar bakıyor ve yine bayılıyor.
Croyez-le ou pas, il regarde sous le même rocher et fait le mort à nouveau.
Yani nasıl bir cennetteyim inanabiliyor musunuz?
Vous voyez, c'est le paradis!
Üzerinden sadece dört ay geçtiğine inanabiliyor musunuz?
Est-il possible que ce fût il y a seulement quatre mois?
Buna inanabiliyor musunuz?
C'est pas croyable, hein?
Bu herife inanabiliyor musunuz?
T'as vu le culot de ce type
Bu adama inanabiliyor musunuz?
Ce type n'est pas vrai!
Şu ise inanabiliyor musunuz?
- Quel brouillard!
Buna inanabiliyor musunuz? Duydunuz mu millet?
Je n'en reviens pas!
Buna inanabiliyor musunuz?
Incroyable, non?
Birinin buraya bebek getirdiğine inanabiliyor musunuz?
C'est incroyable que quelqu'un amène un bébé ici.
Tanrım, inanabiliyor musunuz Bay Metzger?
C'est fou, ça!
Buna inanabiliyor musunuz?
Vous vous rendez compte?
Dedikoduların Yeni Zelanda'ya kadar ulaştığına inanabiliyor musunuz?
Son frère? Déjà des rumeurs en Nouvelle-Zélande!
Buna inanabiliyor musunuz?
C'est pas incroyable?
Buna inanabiliyor musunuz?
- Peux-tu croire?
- Buna inanabiliyor musunuz?
- Incroyable, non?
Di-Gel'in etiketini okumamı istemişti, buna inanabiliyor musunuz?
Il m'a demandé de lui lire l'étiquette du Di-Gel, incroyable, non?
Az önce söylediğime inanabiliyor musunuz?
Incroyable, non?
Şunun saçmalıklarına inanabiliyor musunuz
Il est gonflé, ce fumier!
Samson'ın gücünün saçında olduğuna inanabiliyor musunuz?
Tu te rends compte que la force de Samson était dans ses cheveux?
Peder, inanabiliyor musunuz, bu Sean Thornton.
Mon père, le croiriez-vous?
İnanabiliyor musunuz?
C'est incroyable!
- İnanabiliyor musunuz?
- Vous y croyez? - Pas une seconde.
İnanabiliyor musunuz?
Vous y croyez, vous?
İnanabiliyor musunuz, restoran yok, telefon yok, benzin yok...
Y a pas de restaurant, y a pas de téléphone, y a pas d'essence!
İnanabiliyor musunuz, öğrendiğimde intihar etmeye kalkmıştım.
Quand je l'ai su, j'ai essayé de me suicider.
İnanabiliyor musunuz?
Tu y crois?
İnanabiliyor musunuz? Bırakın beni!
Lâchez-moi!
İnanabiliyor musunuz?
Vous vous rendez compte?
İnanabiliyor musunuz?
Incroyable.
İnanabiliyor musunuz?
Vous imaginez?
İnanabiliyor musunuz ki, reddeti benim karım olmayı.
Vois donc, elle refuse d'être ma femme, à moi, le neveu du plus riche des bergers.
- İnanabiliyor musunuz?
Que c'est drôle!
- Bakın! İnanabiliyor musunuz?
Regardez, c'est fou, non?
İnanabiliyor musunuz?
- J'ai trouvé ça géniial.
İnanabiliyor musunuz?
T'y crois?
İnanabiliyor musunuz, yağmur yağıyor?
Incroyable, cette pluie!
Buna inanabiliyor musunuz?
Celui que t'as touché... c'est encore un Russe! A peine croyable, non?
Stevie Boyer, Mary Barnett'e yüzük verdi. İnanabiliyor musunuz?
Stevie, il a donné une bague à Mary
İnanabiliyor musunuz, o da beni arayacakmış.
Vous arrivez à le croire? Elle allait m'appeler.
İnanabiliyor musunuz?
L'enflure!
İnanabiliyor musunuz?
T'as vu cette enflure?
Buna inanabiliyor musunuz?
Vous pouvez croire ça?