English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Inatçı

Inatçı traducir francés

3,177 traducción paralela
Frank, sen inatçı pisliğin tekisin.
Frank, tu es un foutu entêté.
Keçi gibi inatçısın.
Tu es trop têtu.
Senin suçun. Tüm o inatçılık.
C'est de ta faute si elle est si têtue.
- Çok inatçı biri.
- Elle est très insistante.
- Seni inatçı kaltak.
– sorcière capricieuse!
- Çok inatçı çıktım.
- Il s'avère que je suis trop têtue.
Oyundan çıkmayı reddetti ve inatçılığı yüzünden ABD kupadan oldu.
Son refus de quitter le jeu et son entêtement coûtent le match aux USA.
Değil inatçı!
Pas butés!
Dışta sert ve inatçıyım, ama içim yumuşacık ve duygusal.
Dur et piquant à l'extérieur, mais doux et fondant en dedans.
Anlamıyorum, bana çıkma teklif ederken inatçı bir porsuk gibisin.
- Je ne comprends pas. Avec moi, têtu comme une taupe.
O inatçı biri ve entelektüel tartışmalarımız var.
Il a des convictions et on a des débats intellectuels.
Senin baban hayatta gördüğüm en güçlü, en inatçı mamuttur.
Ton père est le plus coriace et le plus têtu des mammouths.
Sana inatçı derdim ama keçilere hakaret olur bu.
Je dirais bien que tu es têtue, mais ce serait insulter les mules.
Küçük, kör, inatçı bir yaşam... Daha geniş bir toplulukta bulunmak istemiyordum.
Une petite vie obstinée et aveugle, qui ne veut pas s'adapter à la grande communauté.
Genç ve inatçı Thomas Buckley hepinizin bildiği gibi bir süre önce kendi hayatını benimkisini olabildiğince zorlaştırmaya adamıştı.
Le jeune et très tenace Thomas Buckley qui, comme certains d'entre vous le savent déjà, a un jour décidé de consacrer une partie de sa vie à rendre la mienne aussi difficile que possible.
Çünkü buna aldırış etmemeyi başaramayacak kadar inatçı olduğunu biliyordum.
Je savais que tu pourrais pas l'encaisser.
Çocuklarımın inatçı yönlerini görmeye geldi.
Mes enfants sont des entêtés.
Neden bu kadar inatçısın?
Pourquoi es-tu si têtu?
Ben mi inatçıyım?
En quoi suis-je têtu?
Sen de çok inatçısın ama.
Mais tu es coriace aussi.
Yani bir çeşit inatçı bir aptal olduğumu düşünüyorsunuz büyük ihtimalle.
Vous devez penser que je suis un sombre idiot.
Ayrıca katır kadar da inatçısın.
Et têtu comme une mule.
Sen babandan daha inatçı çıktın.
Mais tu es plus têtue que ton père.
Kardeşim inatçının tekidir.
Il est têtu, mon frère.
İyi, inatçı şey.
Ok. Entêté.
Komşularımız bir ağacı kesmemiz konusunda çok inatçı davranıyorlar bu yüzden babam benden özel mülkün sınırlarını kontrol etmemi istedi.
Eh bien, nos voisins nous harcèlent depuis qu'on a abattu un arbre, donc mon père veut que je vérifie les limites de la propriété.
Dostum, inatçı yanını destekleyecek bir çok eğlenceli bir şey var elimde.
Mec, ça m'amuse d'aider ton coté rebelle.
Denerim ama bazen keçi gibi inatçı kesiliyor.
J'essaierai, mais parfois, elle est plus têtue qu'une mule.
Bazı konularda inatçı bir çocuğun olması iyi bir şey. Ama bazen de sinir bozucu olabiliyor.
Dans une certaine mesure, je dirais qu'avoir un gamin fort d'esprit est une bonne chose, mais que ça peut devenir vraiment frustrant.
Aynı kardeşin gibi inatçısın.
- Vous êtes aussi têtue que votre frangin.
Keçi gibi inatçısın.
Têtue comme une mule.
Hadi seni inatçı keçi.
Allez, tête de mule.
Ve inatçı.
Et têtu.
Bir şeye kafayı taktığında, ne kadar inatçı olabileceğini biliyordu.
Il savait à quel point tu peux être têtue quand tu fouilles quelque chose.
Daima güzelliğin gücünü reddeden bir inatçıydın zaten.
Tu fus toujours un hérétique obstiné à l'endroit de la beauté.
İnatçı çocuk.
Tête de mule.
Katır gibi inatçı olacak, katır inadı yani!
D'abord, on dit "têtu comme une mule."
İnatçı, pinti, sahiplenici, yaratıcılıktan uzak, hayal gücü olmayan kendini titiz ve kılı kırk yaran amaçsız işlere adamış.
"Têtu, radin, possessif, sans imagination. " Dévoué à des activités sans importance nécessitant de la méticulosité. "
"İnatçı derdim ama keçilere hakaret olur" dedi...
Elle dirait bien qu'elle est têtue, mais ce serait insulter..
İnatçılığın tutmasın.
Ne sois pas têtue.
İnatçısın sadece.
Tu es têtu.
İnatçı sanatçıları çok seksi buluyorum.
Il y a quelque chose que je trouve tellement sexy dans les artistes qui ne font pas de compromis.
İnatçı herifler.
Têtus comme des mules.
İnatçı arkadaşın haklı.
Ton ami têtu a raison.
İnatçıdır.
Elle est têtue.
İnatçı birisi, ha?
Il est têtu, non?
* İnatçı ve dik kafalı, her zamanki gibi *
♪ With that same big, loud opinion ♪
İnatçı kızlarmışsınız.
Vous les filles, vous avez du cran.
İnatçı biriymiş bu adam.
Est-ce que tu dis ça à toutes les filles? Ce mec est tenace.
İnatçı biriyimdir ama eğer patronum siz olsaydınız "Pekala Don" demekle ilgili bir sorunum olmazdı.
Je suis obstiné, mais si vous étiez mon patron, je n'aurai aucun problème à dire, "d'accord, Don."
İnatçı hergele.
Bâtard têtu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]