English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Ingiliz mi

Ingiliz mi traducir francés

299 traducción paralela
- İngiliz mi? Duydun mu?
Vous entendez?
- İngiliz mi? - Bizi arıyor.
C'est pour nous!
İngiliz muhabirine, Zola'nın suçsuz bulunması halinde Paris sokaklarının binlerce cesetle dolacağını söylemedi mi?
Avez-vous dit à un journaliste anglais que si Zola était acquitté, 100000 cadavres joncheraient les rues de Paris?
Nasıl? Bir saat kadar önce bir İngiliz... bayanla çay içiyordum. Onu gördünüz değil mi?
Je prenais le thé, il y a une heure... avec une dame anglaise.
- İngiliz mi?
- Anglais?
Islıkla çaldığınız şarkı İngiliz melodisi değil mi efendim?
Cet air que vous siffliez, Monsieur... N'est-ce pas un air anglais?
Ingiliz, degil mi?
Anglais, hein?
- Bu, İngiliz gemisi, değil mi?
- C'est bien un navire britannique?
İngiliz de dahil olmak üzere, değil mi?
Pas vrai? - Évidemment.
Atlar karda iz bırakıyorlar, değil mi İngiliz? Evet...
Les chevaux laissent des traces dans la neige, pas vrai, Anglais?
- Sen İngiliz değilsin, değil mi? - Hayır.
Vous n'êtes pas anglaise?
İngiliz malı değil galiba, öyle mi?
Et pratique. Il n'est pas anglais, dis?
- Cigolani, sadece ikisi mi vardı? - Evet. Ama bunlar İngiliz, Amerikan değil.
Oui, mais ils sont anglais, pas américains.
- Bu gerçek cin mi? - İngiliz.
- Il est authentique ce Gin?
- İngiliz malı, değil mi?
- Anglaise?
- İngiliz mi?
- Anglaise?
Doğuştan İngiliz değilsin, değil mi?
Vous n'êtes pas anglais de naissance.
O ingiliz'in ömür boyu saltanat sürmesine izin mi vereceğiz?
Et l'Anglais régnerait le reste de sa vie?
İngiliz mi?
Non, italienne, mais c'est une bonne marque.
Gerçek bir şömine mi yoksa nemli dumandan yapılan şu İngiliz şeylerinden mi?
De vraies flammes, ou un truc anglais constitué de fumée humide?
Kendi sarayımda boynuzlanıp, İngiliz öğretmenden emirler mi alacağım?
Mon devoir est être trompé chez moi? Je dois obéir à maîtresse d'école?
Fikriniz ne olursa olsun, İngiliz yasalarına göre kocanızın aleyhinde ifade vermeye zorlanamayacağınızı biliyorsunuzdur, değil mi?
Savez-vous que la loi britannique vous défend de témoigner pour nuire à votre mari?
- Bu da İngiliz kanunu, öyle değil mi?
- Ça aussi, c'est la loi.
Şu Bay Tunstall, bir İngiliz mi?
Ce M. Tunstall est anglais?
İngiliz mi?
Anglais?
Yumurtalı İngiliz yemeği mi?
Des oeufs pochés?
İngiliz sigarası verirsin, değil mi?
Tu me donnes une cigarette anglaise?
Filoya, İngiliz askerlerinin yanına götürmemizi mi?
Faire route sur l'escadre, rallier les navires anglais?
İngiliz usulü biftek böyle mi olur?
Vous appelez ça un steak saignant?
Birileri İngiliz mağazalarını ele geçirmeye mi çalışıyor? Hayır!
Est ce que quelqu'un veut s'emparer des magasins britanniques?
İngiliz hanımefendiliğini öğretebildiler mi size?
Avez-vous pris les façons de Londres, comme une grande dame?
İngiliz kutusu gibi, güzel değil mi?
Une haie à l'anglaise, ce n'est pas mignon?
- Tabii ki seversin! İngiliz'sin, değil mi?
Mais oui, vous êtes anglais.
- İngiliz mi?
- C'est un Anglais?
Çok güzel değil mi? Tipik bir İngiliz kır yeri sevgi dolu bir el tarafından yapılmış.
Un paysage typiquement anglais, peint amoureusement.
- İngiliz mi?
– Anglais.
Kafasında ingiliz anahtarı gibi bir şey mi vardı?
Avec une grosse tête, ressemblent à une clef anglaise? - Oui!
- İngiliz değilsin, değil mi?
- Vous n'êtes pas britannique?
Yoksa İngiliz gemileri mi batmıştı?
Ou les Allemands aux Anglais?
- Daha önce İngiliz Gizli servisi için çalışıyordun değil mi?
Avez-vous été employé par les services secrets britanniques?
Siz İngiliz değilsiniz, öyle değil mi?
Vous n'êtes pas anglaise, si?
Şu İngiliz'i mi?
C'EST PAS MOI? !
Burada İngiliz mi var?
Alors.. il.. heu.. ben.. je.. il.. beuh.. bah..
İngiliz değil mi?
- Oui. - ll est Anglais, n'est-ce pas?
- İngiliz keki ve reçel mi?
Des muffins anglais?
- Ama İngiliz, değil mi?
– Il est anglais?
- Öyle mi? Annenin İngiliz olduğunu Drury Lane Tiyatrosu'nda genç bir yetenek olduğunu ve senin aynen ona benzediğini biliyorum.
- Je sais que ta mère était anglaise c'était une jeune première au théâtre de Drury Lane et tu es son portrait craché.
Bu İngiliz'e çıkmak için zaman verir mi?
Ça donnera assez de temps à l'Anglais pour sortir?
Sanırım bunlar etrafta dolaşıp duran bir grup İngiliz denizcisinden ibaret... askercilik oynayıp vuruluyorlar, değil mi?
Ça veut dire des Angliches qui courent partout, jouent au soldat et se font tirer dessus, c'est ça?
- İngiliz saati mi?
- Montre anglaise?
İngiliz usulü mü, yoksa normal mi?
Mais bleu ou à point?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]