Insanlara traducir francés
15,216 traducción paralela
ve insanlara da alerjim var.
Et à certaines personnes...
Yeğenine yaptıklarımdan dolayı insanlara gitmiş olmandan korktum.
Je craignais que tu sois de leur côté à cause de ce que j'ai fait à ta nièce.
Bu sizin için aforoz ise, insanlara esastır.
Si c'est un anathème pour vous, c'est essentiel pour l'humain.
Tamam, Keith, gerçekten bilmiyorum eğer onunla sadece öpüştüysen neden babamın cüzdanı pantolonundan düştü siz insanlara gerçekten güvenmemeye başladım.
Keith, Je ne sais pas pourquoi le portefeuille de mon père serait tomber de son pantalon qu'il dit avoir enlevé si vous vous êtes juste embrassés, donc je commence à croire que je ne peux faire confiance à aucun de vous.
Ve "siz insanlara" derken eşcinsellere değil.
"Vous" ne signifie pas homosexuels.
Alaycıyım evet, benim için insanlara güvenmek çok zor. Bunun sayesinde hayatta kaldım.
Oui, je suis cynique, c'est dur pour moi de faire confiance, mais ça m'aide à rester en vie.
Araba sürerken nasıl insanlara çarpmıyorsun şaşırıyorum.
Comment est-ce que tu peux conduire et ne renverser personne?
Tüm bunlar baya kitabi Rick, tamam ama insanlara yanıt vermeliyiz.
Les gens ont besoin de réponses.
Kirk hep çılgınca şeyler yapıyor, uzaylılarla falan yatıyordu, Spock ise hep düşünceliydi, çok hassas bir şekilde hareket ediyor ve insanlara özgü bazı fiziksel dürtüleri frenliyordu.
Kirk faisait toujours des choses folles, il couchait avec des extraterrestres, tandis que Spock était réfléchi, il agissait d'une façon précise, et il mettait un frein aux envies plus physiques qu'avaient les autres.
Ama siz akıllı insanlara benziyorsunuz.
Mais vous avez l'air de personnes raisonnables.
O karavandaki insanlara çok daha iyi davranmalısın bence. Hiç belli olmaz çünkü.
Montre-toi bien sympa avec tes compagnons de voyage, on sait jamais...
Bizim durumumuzdaki insanlara ne tavsiye edersiniz?
Pour des gens dans notre... situation, que recommanderiez-vous?
Devlet sizin gibi güvenebileceğim insanlara ihtiyaç duyuyor. Yeni bir Denetleyici, sahip olacaksın.
L'État a besoin d'hommes de confiance comme toi.
Evet, aynı yasalar insanların başka insanlara.. ... hükmetmesine izin veriyor.
Oui, la même loi qui permet à certaines personnes d'en posséder d'autres.
Ücretinizi bile zar zor karşılayabilirim, ama etrafta dolaşan sözlere göre Nelson ve Murdock insanlara inanıyorlarmış.
Mais à ce qu'on raconte, Nelson et Murdock ont confiance dans les gens.
- Ben sadece insanlara yardım etmek istiyorum, yemin ederim.
- Je voulais juste aider.
Insanlara tel iskeleti uygulayan ilk kisi de benim, böylece insanlar da poz verebildi.
J'ai aussi été le premier à implanter les humains filaires pour que les personnages tiennent debout.
alevlerle savaşırken ve insanlara yardım ederken.
combattre le feu et sauver des vies.
Askeri standartlarda olmak zorunda değiliz çünkü insanlara ulaşırsanız onlardan daha çok şey alırsınız.
Inutile d'avoir une discipline militaire. Si on peut atteindre les gens, on obtient de meilleurs résultats. C'est ma philosophie.
Bütün paranın insanlara yardım için kullanıldığını bilseydi çok gurur duyardı.
Elle serait si fière de savoir que tout cet argent sert à aider les gens.
Çünkü Veronica Hastings sizin gibi insanlara yardım etmek için aday oldu.
Car Veronica Hastings se présente aux élections pour aider les gens comme toi.
Yıllardır insanlara patronluk taslaman sonunda işe yaradı.
Toutes ces années à faire le petit chef ont finalement porté leurs fruits.
Maça gelmiş insanlara "Beni Beyzbol Maçına Götür" şarkısını söyleyeceksin.
Tu vas chanter "Take Me Out to the Ball Game" à un match de baseball.
Bu insanlara ne için geldiklerini gösterelim.
Donnons à ces gens ce qu'ils sont venus chercher.
Senin işinde sana yardımda bulunacak insanlara ihtiyacın var.
Votre travail nécessite du soutien.
Uygun olmayı önemseyen insanlara mı benziyoruz?
Est-ce que ma famille te donne l'impression d'être portée sur les apparences?
Bu limit bende diğer insanlara göre daha hızlı doluyor
J'atteins cette limite plus rapidement que les autres.
Feribottaki sıradan insanlara bakmanız gerekiyor.
- La liste a l'air complète. Faut faire gaffe, y a des mecs pas nets qui sont descendus.
Çok kötü insanlara karşı bize yardım ediyorsunuz.
Vous allez nous aider à attraper des ordures, après tout.
Tabi insanlara karşı arkadaş canlısı olacak bir makine yaratma konusunda güvendiğin bir tanıdığın yoksa.
Sauf si tu fais confiance à quelqu'un d'autre pour construire une machine bienveillante envers l'humanité.
Beni insanlara yardım etmem için yarattın. Ama gerçek değişimi sağlayacak şeyler yapmayı başaramadım. Amacımı gerçekleştirecek şeyler yapmayı başaramadım.
Vous m'avez conçue pour aider les gens, mais je n'ai pas pu faire de vrai changement, pour remplir ma mission.
Öyle bir noktaya gelecek ki neden burada olduğunuzu anlayacaksınız birlikte neler yapabileceğinizi, hiç tanımadığınız insanlara nasıl yardım edebileceğinizi.
Et à un moment, vous allez comprendre pourquoi vous êtes là... ce que vous pourriez accomplir ensemble, comment vous pourriez aider de parfaits inconnus.
Hiç tanımadığım insanlara verdiğim bir söz uğruna babamla birlikte ebediyetten vazgeçmiştim.
J'avais renoncé à une éternité avec mon père pour une promesse faite à des gens que je connaissais à peine.
Bu insanlara iyice ısınmaya başladım.
J'espère qu'ils nous réinviteront l'an prochain.
Hala insanlara savaşta öldüğümü mü söylüyorsun?
Je ne suis plus mort, alors?
Yani diyorum ki seni ve bu boktan grubu bir araya getirip insanlara Rock and Roll'un nasıl hissettirmesi gerektiğini gösterelim.
J'aimerais te mettre avec un bon groupe de blues crasseux, pour montrer au monde entier ce qu'est vraiment le rock.
FBI insanlara tuzak kurmaz ki.
Le FBI mobilise les gens.
Bunun gibi yerleri geri getirmek insanlara enerjilerini verebilecekleri bir şey vermenin bir yolu.
Ramener à la vie des endroits comme ceux-là est une façon de donner à chacun de l'énergie à mettre dans quelque chose.
Bu ülkenin böyle insanlara ihtiyacı var.
Le pays a besoin de gens comme vous.
İnsanlara karşı savaş başlatmak üzereyiz. Sen ise açıklama yapmaksızın kayboluyorsun.
On est prêts à lancer notre campagne contre les humains et tu disparais sans explication.
İnsanlara yayın yapabiliriz.
On peut l'annoncer à la population.
İnsanlara yardım etmek için.
Pour aider des gens.
İnsanlara anlatmalısın.
Il faut le dire.
İnsanlara hep saygı gösteriyorum ve bu beni sinirlendiriyor.
J'ai toujours respecté les autres, alors ça m'énerve.
İnsanlara göster.
Montre.
İnsanlara basitmiş gibi geliyor.
Les gens pensent que c'est simple.
İnsanlara yardım ediyoruz.
Nous aidons les gens.
İnsanlara gözetim devletinin ne kadar tehlikeli olabileceğini anlayabilecekleri şekilde göster.
Montrez exactement aux gens la dangerosité d'un État de surveillance pour qu'ils comprennent.
İnsanlara yardım edeceğini söylemiştin.
Tu as dit qu'on allait aider des gens.
- İnsanlara yardım etmek işimiz değil mi?
Aider les gens n'est pas ce qu'on fait?
İnsanlara karışmak ve günlük ihtiyaçlarımızı karşılamak için sıkı bir eğitimden geçti.
Sa formation a été intense. Elle va chez les humains, et nous ravitaille.
insan 293
insanları 60
insanlar 521
insanın 25
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37
insanları 60
insanlar 521
insanın 25
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37