English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Intern

Intern traducir francés

37 traducción paralela
- U-u-lus-la... - Evet.
intern...
- Birkaç hekim, bir intern ve belki Carter.
- Quelques internes, un interne Psy.
Şimdiye kadar en çok gurur duyduğum intern sensin.
Je suis plus fier de vous que je ne l'ai jamais été d'aucun interne.
İntern'ler çok eğlenceli.
Les internes sont marrants.
Bak Carla, bir intern olduğum zamanları hatırlıyorum da, üzerimdeki baskı inanılmazdı, öyle ki geçmesi için tek yol eve koşmaktı.. Karım uyuyor olmasına rağmen onu uyandırır gözlerinin içine bakar ve böylece ona pasif bir işkence yapardım..
Écoutez, Carla, lorsque j'étais interne, je me souviens que la pression était si forte, que je devais rentrer chez moi en courant pour réveiller ma femme, la regarder droit dans les yeux, et la torturer de façon passive-agressive
Bana, Dr. Cox'a, Carla'ya, Doug'a, Snoop Dogg Stajyer'e...
Cox, Carla, Doug, Snoop Dogg Intern...
Yaşlı bir adam vardı. Doktor Greenchurk için intern olarak çalıştığım zamanlar.
Il y avait un... vieil homme, quand j'étais interne chez le Dr Ranger.
- Tamam. Duyduğuma göre her sene en iyi intern seçilir ve ilk vardiyasında ameliyata girmesine izin verilirmiş.
J'ai entendu dire que chaque année, un titulaire choisi le meilleur interne et le laisse effectuer une procédure pendant le premier poste.
- İstediğim kesinlikle o. Her sene kendine bir intern seçiyorsun ve seçtiğin intern herkesten çok acı çekiyor.
Chaque année, vous choisissez votre homme, et il souffre plus que tout autre interne.
Dr. Bailey ve diğer intern arkadaşlarla tanışmanı istiyorum.
Comment allez-vous? Voici le Dr. Bailey, et voici les autres internes.
Sorumlu doktorla yatan intern ben değilim.
Je ne suis pas l'interne qui se tape un titulaire.
Evet. Bu sene intern.
Oui, elle est interne cette année.
Bence başka bir intern verirseniz işler çok daha kolay olur.
Ce serait plus simple d'y affecter un autre interne.
- O bir intern ve... Beni hatırlamıyorsa... Yaşadıklarımızı hatırlamıyorsa yine de önemli değil.
Et s'il ne se souvient pas de moi, s'il ne se souvient pas de ce qu'on est, ce sera toujours mon Jorge.
Bu intern artık benimle çalışacak. Bütün gün onun gölgesi olacaksın.
Un interne a été réaffecté, alors il est sous mes ordres maintenant.
Yani bir intern olarak...
100 % du temps.
Her intern gurubunun içinde gösteriş meraklısı bir salak vardır.
Parmis tous les groupes d'internes, il y a toujours un imbécile qui essait de se mettre en avant.
O bir intern- - benim intern'üm.
C'est une interne... mon interne.
Ben bir intern'üm ve... öğrenmem gereken çok şey var.
Je suis une interne, et... J'ai beaucoup à apprendre.
Bana intern halimi hatırlatıyorsun, odaklanmış, gergin, soğuk.
Vous me rappelez moi-même lorsque j'étais interne... concentrée, intense, froide.
Çünkü intern sınavının sonucuna bağlı.
Parce que ça dépend du résultat des exams.
Eğer bir intern görürseniz, ki göreceksiniz, çünkü kendilerine engel olamayacaklar, sınav sonun kadar onları gönderin.
Et si vous voyez un interne, ce qui arrivera, parce qu'ils ne peuvent pas s'en empêcher, renvoyez le jusqu'à la fin de ses exams.
Bir kaç saat içinde, bütün medikal kariyerinizi belirleyecek bir sınava gireceksiniz çünkü en düşük puanı alan beş intern programdan atılacak.
Dans quelques heures, vous allez passer un examen qui va déterminer le cours de votre carrière médicale tout entière, parce que les cinq internes avec les moins bons résultats seront écartés du programme.
Bir uzmanla yatmak isteyen bir başka intern olduğumu mu düşünüyorsun?
Vous croyez que je veux être un interne de plus qui couche avec un titulaire?
Ve sırtında yeni kemik oluşumu var, eminim ki son kaldığı hastanedeki sakar bir intern yüzünden olmuştur.
Et elle a de nouvelles croissances sur son dos, sans doute causées par quelques internes maladroits pendant son dernier séjour hospitalier.
İntern maaşıyla Archfield'da kahvaltı?
Un petit déjeuner à l'Archfield avec un salaire d'interne.
Ben bir intern'im.
Je suis un interne.
Evlendiğimiz zaman 30 saatlik vardiyalar ile ayak işi yapan bir intern'dün ama ikimiz de buna dayandık çünkü ilerde güzel günlerin bizi beklediğini biliyorduk özel muayenehanende patron sendin.
Quand on s'est mariés... tu étais interne et tu te tapais des gardes de 30 h. On supportait car on savait que ça mènerait à mieux. Dans ton cabinet privé, c'est toi le patron.
İntern konferansına gitmeyecek miydin?
T'es pas à la conférence des internes?
İntern, hastaya dijitalis, dioritiks ve oksijen vermişti.
Il lui donna de la digitaline, des diurétiques et de l'oxygène.
- İntern gibi biri mi?
Comme un stagiaire?
Başından beri Katie'yle ilgilenen intern sensin.
Tu es l'interne de Katie depuis le début.
Yanına bir intern al.
Envoyez un interne avec lui.
Dr. Shepherd'a yardımcı olacak intern aranıyor.
Le Dr.
Hiçkimse benim bir intern olduğuma bile bakmıyor.
Je suis une interne.
- İntern sınavından sonra...
- Alors, après les examens...
Bugün intern sınavı var.
Aujourd'hui c'est l'exam des internes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]