English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Içiyorum

Içiyorum traducir francés

1,528 traducción paralela
Evet, ama olay şu ; ben gerçekten iki haftadır içmiyorum çünkü o harika hapları içiyorum.
Mais je n'ai vraiment rien bu en quinze jours, je prends des super pilules.
Daha fazla uyuyorum, yalnız başıma daha az içiyorum hatta insanlara iltifat etmeye bile başladım.
Je dors davantage, je bois moins tout seul. Je fais même des compliments.
- Bunu yaparken şarap içiyorum.
- Je bois du vin pendant.
- İçkimi içiyorum, kızlarla yatıyorum.
Avec ma boisson, dans la cité à prêter attention.
Apu'nun... Apulina'nın şerefine içiyorum.
C'est un honneur de boire à la santé d'Apu et...
La Habre'den turnuvaya katılmaya geldim. Takılıyorum. Bira içiyorum.
J'arrive d'Ahabra pour jouer dans un tournoi, en ce moment je traîne, en buvant quelques bières.
Ilık kahve içiyorum ve bir cesedi cenaze evine götürüyorum.
Je bois du café tiède et je ramène un corps au boulot.
Olmaz. İçki içiyorum. Arabayı sen kullanmalısın.
Non, je bois, alors tu dois conduire.
O yüzden votka kokteyli içiyorum.
C'est pour ça que je bois des Russes Blancs.
Yine de en azından bir kadeh şarap içiyorum diye onun o surat ifadesini çekmek zorunda kalmıyorum.
Et au moins, je peux me servir du vin sans qu'il me lance son "regard".
Size içiyorum Bayan Echolls.
A la vôtre, Mme Echolls.
Üç yıl sonra ilk sigaramı içiyorum.
C'est ma première cigarette depuis trois ans.
Gittiğini duyduğumdan beri durmaksızın sigara içiyorum.
Je fume comme une folle depuis qu'elle est partie.
- Kocam etrafta yokken içiyorum.
- Moi oui quand mon mari n'est pas là.
Neden içiyorum sanıyorsun?
Pourquoi pensez-vous que je me soûle?
Hayır, hala sade içiyorum.
Non, toujours noir.
Bana bak, Ernest Hemingway, Van Gogh ve Kurt Cobain ile takılıp içiyorum.
Wow, regardez-moi. En train de boire un verre avec Ernest Hemingway, Van Gogh et Kurt Cobain.
İçki içiyorum, bana engel olmaya kalkışma.
Je prends un verre, n'essayez pas de m'en empêcher!
Bak, artık sadece Chesterfields içiyorum.
Tu sais quoi? Je ne fume plus que des Chesterfield.
Bu genelde altı ay sürüyor. Diğer zamanlarda da yalnız içiyorum. Ya da hoşlanmadığım yabancılarla.
La plupart de ces 6 derniers mois, j'ai passé mon temps à boire seul ou en compagnie d'étrangers que je n'aimais pas beaucoup.
Ah, hayır... Ben iyi besleniyorum. Vitamin hapları kullanıyorum, bitki çayları içiyorum.
Non, je mange très bien, je prends des vitamines, des tisanes.
Çorba içiyorum.
- Qu'est-ce qu'il va arriver... - Mangeant de la soupe.
Arada bir içiyorum.
- Je fume de temps en temps.
- Gördüğün gibi, kahve içiyorum.
Ben, tu vois. Je bois un café.
Son sigaramı içiyorum.
Je fume ma dernière.
Sadece kendimi çok kötü hissettiğimden içiyorum.
C'est juste que je me sens vraiment mal.
Ben bunu zevk için içmiyorum, sağlığım için içiyorum.
Je ne le bois pour le goût, mais pour ma santé.
- Ben içiyorum.
- Moi, oui.
Kendi paramla içiyorum.
Tu m'excuseras, mais la boisson, c'est moi qui la paie.
Sonuçta kendi paramla içiyorum.
Mais c'est mes sous que je bois, non?
Böylece içemediklerimin yerine içiyorum. Senin yakalayacağın kanser olacaktır. Bunu görmüyorsun. ver şunu bana!
- Le cancer va te rattrapper, tu vas rien comprendre, donne-moi ça!
Ben de litrelerce votka içiyorum!
Je bois des gallons de vodka!
Ben üçüncü Virgin Mary'i içiyorum ama takmıyorum bile.
Regarde, moi, j'ai pas peur de boire mon troisième Virgin Mary.
- Lütfen! Sen doğduğundan beri içiyorum.
J'ai commencé à boire bien avant ta naissance.
Tamam biraz esrar içiyorum.
Je fume un peu d'herbes.
Niye bu kadar içiyorum ki?
Pourquoi je bois autant?
Masumiyet kadar uçucu olan yeni ve cesur bir girişime içiyorum.
Elles sont fugaces comme l'innocence, levons nos verres aux nouvelles aventures courageuses.
Ben içiyorum Jane.
Je vais boire un coup, moi.
Şarap içiyorum.
Oh, je prends du vin.
Sizce fazla mı ot içiyorum?
Vous croyez que je fume trop d'herbe?
Sadece dışarıda içiyorum. Sigarayı rüzgara karşı tutup her zaman bir sürü naneli sakız çiğniyorum.
Je fume seulement à l'extérieur, dans le sens du vent et je me promène toujours avec mes chewing-gums.
Dinle... Sigara içiyorum diye yalan söylediğim için üzgünüm.
Écoutez, je... suis désolé d'avoir menti à propos de la cigarette.
Sigara içiyorum!
Je fume!
- Tamam, bize içiyorum.
Bon, alors... - A nous.
Şu an biraz meşgulüm. İçki içiyorum.
Je suis occupé, là.
Önce içkiyi içiyorum.
D'accord, alors, je vais prendre l'alcool en premier...
- Teşekkürler. Ama ben içiyorum.
Je prends la même chose que lui.
İçiyorum.
Je bois un coup.
Tamam, iyi, biraz içiyorum.
- D'accord, je bois un peu..
- İçiyorum sayılmaz.
Je ne fume pas. Pas vraiment.
Steve, ben sürekli "esrar" içiyorum.
Je vais le "poter" tout le temps.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]