English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Işınlayın

Işınlayın traducir francés

169 traducción paralela
- Işınlayın Scotty.
- Téléportez-nous, Scotty.
Işınlayın.
Energie.
Işınlayın.
Ce n'est pas le moment, Numéro Un!
- Koordinatlar girildi efendim. Işınlayın.
Faites-moi la courtoisie de vous joindre à nous pour le dîner.
Işınlayın.
Interconnexion terminée.
Işınlayın, Şef O'Brien.
Energie, M. O'Brien.
- Işınlayın.
- Energie.
- Emin değiliz. Işınlayın.
- Je n'en sais rien.
Işınlayın!
Energie.
Işınlayın.
Amenez-le à bord.
Işınlayın.
Activation.
Işınlayın.
- Energie.
Işınlama Odası, Sulu ve O'Neil'e yönlensin. Derhal ışınlayın.
Salle de téléportation, remontez Sulu et O'Neil immédiatement.
Yaşam formu yok. Işınlayıcınızı kendi koordinatlarıma kilitledim.
J'ai verrouillé votre téléporteur sur mes coordonnées.
Işınlama odası, Mr. Spock'ı gemiye ışınlayın.
Téléportez M. Spock à bord.
Işınlayıcıyı eski verilere göre yeniden programlayın.
Reprogrammez le téléporteur comme indiqué précédemment.
- Bunun için bir neden yok. Işınlayıcı odası, ışınlayın.
Quels sont les dommages?
Işınlayıcı odası, ışınlayın.
Capt Picard, écoutez-moi!
Işınlayın.
Téléportez-nous.
İyi bir etki bırakmak için elimizden geleni yapacağız. Işınlayın.
STAR TREK LA NOUVELLE GENERATION
Işınlayın.
Si, mais pas avant d'être revenu avec sa petite soeur.
Data, Ramsey ve mahkumlar bizlerle beraber Ana Salondalar. Işınlayıcıyı kilitle.
Ca fait une éternité que je n'ai pas été aux commandes.
Işınlama odası. Onları ışınlayın.
Téléportation, remontez-les à bord.
Işınlama odası. Onları ışınlayın. Derhal!
Capitaine, nous avons atteint les coordonnées en question.
Işınlayın.
Il est réussi, je crois.
Işınlama odası, ışınlayın.
Téléportation, énergie!
- Işınlayıcı devre dışı kaldı efendim. - Kalkanların gücü % 20 azaldı.
Téléportation déréglée, capitaine.
Işınlayıcının biyofiltresi de onu bu yüzden ayrıştıramadı.
C'est pour ça que les biofiltres n'ont pas pu l'éliminer.
Işınlayıcılara güç vermemiz an meselesi.
Ce n'est qu'une question de temps. Bientôt, nous alimenterons le téléporteur.
Işınlama odası, onlara kilitlenin. Onları geri ışınlayın.
Téléportation, ramenez-les à bord.
Işınlayıcı, tüm iletimlerin bir kaydını, bir örneğini saklıyor.
Le téléporteur enregistre toutes les transmissions, les structures.
Işınlayıcılar çalışmıyor.
Le téléporteur n'est pas opérationnel.
Işınlayıcımız canlı maddeleri de kopyalayabilir, buna beyindeki anıların saklandığı bölüm de dahil.
Nous pouvons dupliquer la matière vivante, y compris votre mémoire, stockée dans les neurones.
Işınlama odası 3, mekik 1'i hangara geri ışınlayın.
Salle de téléportation trois, ramenez la navette à bord.
Işınlama odası, bilim ekibine kilitlenin, onları gemiye ışınlayın.
Téléportation, verrouillez sur le Dr Clark et ses hommes.
Işınlama odası üç, davetsiz misafire kilitlenin ve onu gezegene geri ışınlayın.
Salle de téléportation 3, téléportez l'intruse sur la surface de la planète.
Işınlayıcıları bize karşı kullanabilirler. Güç alanını indirdiğimizde bizi gezegene ışınlayabilirler.
Ils peuvent utiliser les téléporteurs contre nous.
Bunlar ne oluyor anlamadım. Işınlayıcının etrafındaydılar.
J'ai trouvé ces morceaux tout autour de la plateforme.
Işınlayıcının etrafına bir güç alanı kuruyorum.
J'installe un champ de force.
Işınlayıcının korumasını hayatta kalmak için kullanmayı nasıl akıl ettin?
Pourquoi avoir utilisé la mémoire du téléporteur pour survivre?
Işınlayıcının tarama testi anormal bir enerji dalgalanması gösteriyor.
Le diagnostic du téléporteur montre une anomalie de la fluctuation.
Işını en yüksek düzeyine çıkarın. 10-ileri'yi ışınlayın.
Envoyez-nous des anions au niveau maximum.
Işınlayıcıda arıza yok.
La téléportation n'a pas de défaillance.
Size doğrudan bir emir verdim, Mr.Data. Işınlayıcı kilidini kaldırın hemen.
Je vous ai donné un ordre direct. Libérez ce système de téléportation!
Işınlayıcılarını hazırlıyor olabilir.
Ils préparent peut-être une téléportation.
Işınlayın.
- Confirmé.
Işınlayıcılarını çalıştırıyorlar.
Ils activent leur système de téléportation.
Işınlayıcı Şefi ikinci bir kapsama ışınıyla durumu dengelemeye çalışmış.
L'officier a dû essayer de compenser avec un second rayon.
Işınlayıcının enerjiyi kalıcı maddeye çevirmesi dışında.
Le téléporteur établit des formes solides.
Bu büyük bir engel, Data. Işınlayıcının taklit cisimleri kabul edeceğini sanmıyorum.
Le téléporteur ne véhicule pas de la matière simulée.
Işınlayıcının kendisi de bir simülasyon olduğu için bilgisayarda ışınlama kayıtlarını oluşturacak hiçbir veri yoktu.
Le téléporteur étant une simulation, l'ordinateur n'a entré aucune donnée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]