English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ J ] / Jenny

Jenny traducir francés

5,534 traducción paralela
Anne, bu Jenny.
Maman, voici Jenny
Jenny bu Evelyn.
Jenny Voici Evelyn
Adım Jenny.
Enfaite, c'est Jenny
Jake'in odasının Jenny'nin odası olmasını istemiyorum.
Je ne veux pas que la chambre de Jake devienne la chambre de Jenny.
Jenny'nin odası da yok.
Et Jenny n'a pas de chambre.
Jenny, ne yapıyorsun sen?
Jenny, que fais-tu?
Merak etme. Akşam Jenny'e yatak odanı kullanamayacağını söylerim.
Ne t'inquiète pas ce soir je dirai à Jenny qu'elle ne peut pas rester dans ta chambre.
Sanırım Jenny ve ben tanıştığımızdan beri 2 günden fazla ayrı kalmamışızdır.
Tu sais, je ne crois pas que Jenny et moi ayons été séparés plus de deux jours depuis qu'on s'est rencontré.
Lisedeyken kardeşim Jenny'le birlikte bir akşam eve dönerken ormandan geçiyorduk.
Au lycée, ma sœur Jenny et moi, on revenait à la maison, un soir, par la forêt.
Sanırım bir süre sonra Jenny de öyle düşünmeye başladı.
Après un temps, Jenny a commencé à y croire.
- Jenny.
- Je suis Jenny.
Jenny sonraki sorular için bırakmama yardım ediyor.
Jenny m'aide à essayer d'arrêter ça même si quelqu'un me pose une question ouverte.
Jenny ile ilgili tüyolar da veririm.
Je vais te donner des infos à propos de Jenny.
Al sana Jenny ile ilgili tüyo.
Donc voilà l'info à propos de Jenny.
Jenny ile hayal ürünü başka neler yapıyorsunuz peki?
Quels autres trucs imaginaires toi et Jenny avez ensemble hein?
Hayır Jenny, hiç de garip değil.
Non, Jenny, c'est pas bizarre du tout.
Jenny öylece durmuyordu.
Jenny n'est pas juste restée là.
Jenny, seninle dolapta biraz konuşabilir miyiz?
Jenny, je peux te parler dans le placard une seconde?
- Hayır, ben Jenny.
Non, je suis Jenny.
Walden, bu Jenny. Kardeşimin kızı.
Walden, voici Jenny, la fille de mon frère.
Charlie, bu kızın Jenny.
Charlie, voici ta fille Jenny.
Anne, bu Jenny.
Maman, voici Jenny.
Jenny bu Evelyn.
Jenny Voici Evelyn.
Adım Jenny.
En fait, c'est Jenny.
Merak etme. Akşam Jenny'e yatak odanı kullanamayacağını söylerim.
Ne t'inquiète pas, ce soir je dirai à Jenny qu'elle ne peut pas rester dans ta chambre.
Asla boşanayım deme Jenny.
Ne divorcez jamais, Jenny.
Erkekler neden bu kadar aptal Jenny?
Pourquoi les mecs sont-ils si stupide, Jenny?
- Güzel bir gece geçiriyorum Jenny.
J'ai passé une bonne soirée, Jenny.
Sen ve Jenny'i kıskanırken hoş olduğunu düşünüyor muydun?
Tu ne trouvais pas ça adorable lorsque j'étais jalouse de toi et Jenny.
- Jenny, değildir.
- Jenny, ce n'est pas...
- Jenny Cabot.
C'est Jenny Cabot.
Jenny yanlış kardeşle evlenmiş sanırım.
On dirait que Jenny n'a pas épousé la bonne personne.
İyi haber şu güvenlik kamerasında görüntün yok, Jenny.
La bonne nouvelle est... vous n'êtes pas sur les caméras, Jenny.
Jenny ve ben o şeyi gördükten sonra... durum bir süre oldukça kötüydü.
Après avoir vu avec Jenny cette chose... je me suis sentie mal pendant un temps.
Daha başka canavarlar gördün mü, Jenny?
Avez-vous encore vu des monstres dernièrement, Jenny?
Jenny'e bundan bahsettin mi?
Tu en as parlé à Jenny?
Kardeşin Jenny.
Votre sœur Jenny.
- Kızkardeşimden bahsetti, Jenny'den.
- Qu'y a-t-il d'autre lieutenant?
Bir kez daha. En başından, Jenny.
Encore une fois, du début, Jenny.
"Jenny başka hayal belirtisi sergilemiyor."
"Jenny ne montre aucun autre signe de délire."
Vega, Jenny'nin deli olmadığını biliyordu.
Vega savait que Jenny n'était pas folle.
Vega, Jenny'i kurumda tuttuğu için kendini sorumlu hissediyordu.
Vega se sent responsable de l'internement de Jenny.
- Jenny'nin bir kardeşi olduğunu bilmiyordum.
- Je suis sa sœur. - J'ignorais que Jenny avait une sœur.
Üzgünüm, Bayan Mills, fakat Jenny sizinle görüşmek istemiyor.
Désolé, Mlle Mills, mais Jenny ne veut pas vous parler.
İşi yokuşa sürüp Jenny'i konuşmaya zorlayabilirim ama bu bize ihtiyacımız olanı sağlamaz.
Je pourrais la forcer à me parler, mais ça ne nous avancera pas.
Teğmen, lütfen. Bayan Jenny ile aranızın açık olmasının sebebi nedir?
Lieutenant, je vous prie, quelle est la cause de ces frictions entre vous et Mlle Jenny?
Jenny ve ben ormanda o şeyi gördüğümüzde... Uyandığımı hatırlıyorum.
Quand Jenny et moi avons vu cette chose dans le bois je me souviens m'être réveillée.
Onu tarif edebilir misiniz? Jenny'e dedim ki, "Hiç bir şey deme beni izle."
J'ai dit à Jenny : "Ne dis rien, fais comme moi." Elle n'a pas écouté.
- Abbie! - Sorun yok, Jenny.
- C'est bon, Jenny.
Jenny'e gördüğümüz şey hakkında çenesini kapalı tutmasını söylemiştim.
J'ai dit à Jenny de se taire sur ce que nous avons vu.
- Gerçeği söylemekten. Bayan Jenny'e arkanı döndüğünü itiraf etmekten.
Que vous avez abandonné Mlle Jenny.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]