English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ J ] / Jubilee

Jubilee traducir francés

56 traducción paralela
Jubilee? Onun kargosu iyi olur.
Sa cargaison vaut des millions.
Arkadaşın imzaladı. Jubilee 15 aydır denizdeydi.
Le Jubiiee était en mer depuis 15 mois.
Ve şimdi Jubilee'yi kaybettim. Beni yolundan çekmek için tüm gücünü kullanacak.
Maintenant que j'ai perdu le Jubiiee, il utilisera tout ce qu'il peut pour m'écraser.
- Jubilee onun yüzünden batmadı.
On n'a pas perdu le Jubiiee par sa faute.
Güneyin Buharlısı'nı, Jubilee'yi kaybetmiş bir adama mı vereceksin?
Vous confiez le Southern Cross à celui qui vient de couler le Jubiiee?
Jubilee'yi, Stuart'ın değil, Cutler'ın batırdığını ispat etmeyi umuyorum.
Je pense qu'on prouvera que Cutler a coulé le Jubiiee, pas Stuart.
- Jubilee'deki arkadaşın bu mu?
- Votre second sur le Jubiiee? - Oui.
- Ben de öyle. Widgeon, Cutler'ın adamlarıyla burada ve bu da Jubilee'yi bir enkaza Jack'in çevirmediğini gösteriyor.
La venue de Widgeon avec Cutler devrait prouver à vos gros bonnets que Jack n'a pas fait naufrager le Jubiiee.
- Kim? Oh, Jubilee'de arkadaşın olan şu budala mı?
Le pouce-pied qui vous servait de second sur le Jubiiee?
Jubilee'yi kimin batırdığına dair hükümetin ihtiyacı olan kanıt bu.
C'est la preuve qui permet au gouvernement de savoir qui a coulé le Jubiiee.
Batan Jubilee'nin ikinci kaptanı mı?
Le même que celui du Jubiiee qui a fait naufrage?
Cutler, Jubilee'yi batırdığından beri.
- Depuis que Cutler a naufragé le Jubiiee.
Jübile Operasyonu hakkında ne biliyorsun?
Que savez-vous de l'opération Jubilee?
- Acele et, Jubilee!
- Fais vite, Jubilee!
Jubilee!
Jubilee!
Jubilee, onları götür.
Jubilee, vas-y avec les autres.
124 Jübile Konağı.
124, Jubilee Mansions.
Bunlar jübile.
C'est des Jubilee.
"Vişneli Jübile" "Mango Tango" veya "Göktaşları Mönüsü"?
Un Cherry jubilee... Ou un Mango Tango ou peut-être un Shooting Stars...
- Jubilee?
Kimberly?
The Jubilee'de 10 günlük lüks bir tur.
Une croisière de 10 jours sur le Jubilee.
Şuna bak, "Lester Colette'in The Jubilee'si."
Regardes ça, Lester Colette, le Jubilée.
- Montecito The Jubilee'nin arazisi üzerine yapıImış.
Le Montecito a été construit sur le site du Jubilée.
Aslında The Jubilee'ye yüzde 51 hisseyle ortak olmayı düşünüyordum.
Je pensais plutôt à 51 % des parts du Jubilée.
- The Jubilee'yi siz devralıyorsunuz.
Vous prenez le contrôle du Jubilée.
Yeni göreviniz her hırsız, hilekar ve serserinin bugünden itibaren yakalanmak istediği son yerin The Jubilee olacağına emin olmak.
Votre nouvel objectif de travail est de faire en sorte que tous les voleurs, tricheurs et menteurs sachent, à partir d'aujourd'hui, que le Jubilée est le dernier endroit où ils voudraient se faire attraper.
- The Jubilee'den memnun kaldınız mı? - Evet, kaldım.
Vous avez apprécié votre visite au Jubilée?
ve onu Las Vegas'ta, The Jubilee'de erkekliğin zevkleriyle tanıştırmaya karar verdim... kasabadaki en zarif, en güzel kızların çalıştığı yerde?
Quel plus beau cadeau d'anniversaire d'un père pour son fils que de l'initier aux plaisirs de la vie d'homme, à Las Vegas, au Jubilée, avec la plus classe et la meilleure fille de joie de la ville? Quel beau geste.
Ona onu tekrar The Jubilee'de görmek istediğimizi ama önce konuşmamız gerektiğini söyle. Evet. Evet.
Ouais, ouais, lui parler...
Tamam bak. Genellikle The Jubilee'de çalışırım ama benim bütün otellerde müşterilerim var.
Ecoute, j'ai l'habitude de travailler au Jubilée.
The Jubilee'nin yol boyunca Koval'e kadar bütün arazinin sahibi olduğunu biliyor muydun?
Tu sais que le Jubilée a du terrain juste à côté?
Ama önce, Duke Wentworth ve Jim-Jam Jubilee.
Mais avant, Duke Wentworth, avec A Jim-Jam Jubilee.
Jubilee'nin bu yakasındaki en iyi pamuk toplayan zenci çocuğuyum.
Je suis le meilleur petit Noir cueilleur de coton de Jubilee.
Jubilee'yi kaybettik efendim, tamam.
On a perdu Jubilee! Terminé.
Jubilee tren hattı yakın.
Le métro est juste à coté.
Sadece vişneli pastayı kaçırmak istemiyorum.
J'espère juste ne pas retarder le flambage du "Cherries Jubilee" ( dessert )
Vişneli pastadan istiyor musunuz?
Vous voulez toujours du Cherries Jubilee?
Evet ama yerimizden kalkmasak şimdi vişneli pastalarımızı yiyor olurduk.
Salut. Ouais, et si on était restés, on serait en train de déguster le "Cherries Jubilee" à ce moment!
Booji, yeterince paramız olduğunda büyük bir ev alırız ve Jubilee Hills'e taşınırız.
Booji, bientôt on sera riche on s'achètera une grande maison et on vivra à Jubilee Hills.
Jubilee Hills. Hyderabad'daki.
Jubilee Hills... à Hyderabad.
Yani hepinizin Jubilee Hills'den getirdiği sevgi tabii ki çeyizin pis konusundan bahsetmezsiniz.
Je veux dire, vous venez de Jubilee Hills vous valez mieux que la dowry.
Jubilee'nin kargosunun % 50'sini alacak.
II détient 50 ° % de la cargaison du Jubiiee.
Yarın kraliçe için bir balo olacak.
J'organise le bal du Jubilée à ma résidence d'été demain.
"Lord Rathbone, Majestelerin tahttaki 50. yıldönümünü şerefine verilen baloyu onurlandırmanızı diler."
"Lord Nelson Rathbone sera heureux de vous accueillir au bal du Jubilée donné en l'honneur des 50 ans de règne de Sa Majesté"
Kraliçenin yıldönümü için gece yarısı Thames'in üzerindeki gemilerden fırlatarak büyük bir gösteri yapılacak.
- Oui. À minuit a lieu une énorme représentation donnée depuis des barges, sur la Tamise. Ce sera le lancement officiel du Jubilée de la Reine.
Robert'ın yarın üçüncü ay dönümünde seni böyle görmesini istemiyorum.
D'accord? J'ai pas besoin qu'il te voie comme ça demain, à son jubilée des trois mois, à dire "Des problèmes au paradis"?
- The Jubilee'ye hoşgeldiniz efendim.
Bienvenue au Jubilée monsieur.
Nevada Oyun Komisyonu. The Jubile'nin oyun oynatma lisansı askıya alınmıştır. Hemen yürürlüğe girmek üzere.
Nous sommes des Jeux et Commissions, la licence du Jubilée est suspendue, effectif immédiatement.
Babam bu aralar buranın işletmesini devralacaktı.
Mon père va diriger le Jubilée pour un petit moment.
Belki de o kısa konuşmayı Ray'le şimdi yapmalıyız ne dersin? Evet, onu bulmaya çalışacağım.
Oui, cherche le, dis lui qu'on veut le reprendre au Jubilée mais qu'on veut lui parler d'abord.
Altın jübileniz ne zaman?
À quand votre jubilée d'or?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]