Jutland traducir francés
91 traducción paralela
Onları bir görmeliydin Jutland savaşından sonra biz ve İngilizler.
Il fallait les voir après la bataille du Jutland contre les Anglais...
Jutland'da?
- Dans le Jutland?
Jutland sahilinde neler olduğunu unutacağım.
J'oublierai ce qui s'est passé sur la côte du Jutland.
O zaman Jutland sahilini ziyaret etmelisiniz.
Alors, il faut que vous alliez sur la côte du Jutland.
Birileri ortalığı karıştırdı en büyük deniz savaşına gireceğiz Jutland'dan bu yana.
Quelqu'un fout la merde, et nous aurons la plus grande bataille navale depuis celle du Jutland.
Gitmedin mi? Hayır.
- T'es pas partie au Jutland?
Tabii ki gittim.
- Si, j'étais au Jutland.
Hep bir köy görmek istemişimdir.
J'ai toujours voulu voir le Jutland.
Jutland, Doggerbank.
"Jutland, Doggerbank."
Evet, bir arkadaşım "Kopenhag Kulübü" için oynadı ve onlar pazar günkü "Jutland" için oynadılar.
Ils jouent contre FC Midtjylland dimanche - - Mais il n'y a pas d'enjeu.
Eğer Jutland'a oynarsan diğer dört oyuncuyla 9 da 1 verir.
Si tu trouves 5 gagnants, dont le FC Midtjylland, tu as un rapport de 9 contre 1. - C'est qui ton pote?
Dan : "Her şeyi Jutland'a oynayın." dedi.
Tout le paquet. Non, écoutez moi.
Öyleyse her şeyi Jutland'a oynayalım. Asla olmaz!
On va parier tout l'argent sur l'équipe qui, d'après toi, est sûre de gagner.
Bu sadece kafana taktığın aptalca bir şey.
C'est une lubie que t'as dans la tête, ce Jutland.
- Jetland'miş! - Jutland!
Le "Yutland"!
Adı Jutland.
On dit "Yutland".
Şunu dinle. Kral Harold, Norveç Kraliçesi Gunhilda'yla evleneceğine söz verip onu Jutland'a getirtmiş.
Tu savais que le roi Harold avait promis d'épouser la reine Gunhilda pour l'attirer au Jutland?
Jutland bizim düzlükler gibi mi?
Le Jutland, c'est comme la Grande Prairie?
Sen ve ben çok seyahat edeceğiz tatlım. Okyanusu aşıp Jutland'a gideceğiz.
Toi et moi... on est partis pour traverser l'océan, jusqu'au Jutland.
Güney Jutland, evet.
Oui, c'est ça.
Jütland'den jütlerle savaşıyorduk.
Nous combattions les Jutes du Jutland.
Sadece Güney Jutland'da olduğumu bilmeni istedim.
Ne nous appelle pas. Je suis dans le Sud-Jutland. "Mojn" et tout ça.
Lars, tırda yalnız olmaktan yorulmuştu. Rotterdam'dan Jutland'e yıllarca yük taşımıştı.
Car Lars est exténué de solitude dans le camion quand il taille la route entre Rotterdam et le Jutland.
Johannes, Batı Jutland'in yüksek yerlerini sever.
Car John a toujours aimé ce paradis à l'ouest du Jutland.
O bölgeye ambulans gelmesi ne kadar sürüyor, biliyor musunuz?
Une ambulance met combien de temps pour venir dans ce coin du Jutland Ouest?
Noel'de eve döneceğim.
Je vais aller au Jutland, fêter Noël.
Ornitologlar Jutland'ın kuzeyini doğal parka dönüştürmek istiyorlar.
Des ornithologues qui veulent que le nord d'Aalborg soit classé parc national.
Bu, devletin sana verdiği arabaya benzin almana ve Phillip'in benzin şirketinde yönetici olmasına benziyor.
C'est une peccadille. C'est comme si une voiture du ministère achetait de l'essence dans une station quelconque au Jutland, et que Phillip soit le patron de la compagnie pétrolière.
Kuzey yakasında yaşadığınız, evinizin Osterbro'da olduğu doğru değil mi?
Il paraît que vous habitez au nord du Jutland et que vous avez un appartement à Osterbro.
Jutland limanında kızı bulan Zeeland tayfasıymış.
C'est l'équipage de Zeeland qui a trouvé la gosse, dans un port du Jutland.
Jutland'de bulunan bir ceset için biraz tuhaf.
Un peu bizarre, pour un cadavre trouvé au Jutland.
Otopsinin Jutland yerine neden burada yapılmasını istediklerini açıklayabilir misiniz?
Vous pourriez expliquer pourquoi ils voulaient l'autopsier ici plutôt qu'au Jutland?
Jutland'deki kesintiler yüzünden dardaydılar.
Il y avait de l'attente au Jutland, à cause de restrictions budgétaires.
Messe Center Midtjylland'deki büyük tartışmadan hemen önce yapılan bu duyuru Kristian Kamper için bir zafer gibi görünüyor.
Cette annonce est considérée comme une victoire significative de Kristian Kamper, peu avant le grand débat qui va se tenir ici, au Messecenter du Jutland-Central.
13 yaşında bir kız ölü bulunmuştu. Batı Jutland'de bir limanda.
Une fillette de 13 ans, retrouvée morte dans un port du Jutland occidental.
Jutland'deki birçok seçim toplantısını iptal ettik.
On vient d'annuler tout un tas de meetings au Jutland.
- Borch, Jutland'e gidiyor.
Il est parti au Jutland.
Jutland'den kalkıp gelmiş. Konu sadece bu değil herhalde.
Elle est revenue depuis le Jutland, donc je pense qu'il s'agit de quelque chose de plus important.
Biz Jutland'de sahnedeyken bunu biliyor muydun?
Tu le savais, quand on était au débat, dans le Jutland?
Hiçbir Jutland gezisi bu kadar ses getiremezdi.
On n'aurait jamais obtenu ça en restant au Jutland.
Özel Birimden hiç kimse Başbakanın arabasının o gün Jutland'de olduğu ya da defterden bir sayfa yırtıldığı konusunda bir şey bilmiyor.
Ils ne savaient pas pour la voiture du Premier ministre dans le Jutland et pour la page arrachée.
Ama Başbakanın arabasının Jutland'de olduğunu bilmeniz gerekirdi.
Mais vous saviez pour la voiture ministérielle.
Ne yapacağımı bilemedim ve onu alması için o araçla şoförü Jutland'e yolladım.
J'ai demandé à un chauffeur d'y aller et de le ramener dans le Jutland, où nous étions.
O gün Başbakanın arabasının Jutland'de olduğunu artık kabul ediyorlar. Arabayı alanın Başbakanın 17 yaşındaki oğlu olduğunu söylüyorlar.
Ils reconnaissent que sa voiture était dans le Jutland mais avec le fils du Premier ministre, un garçon de 17 ans, au volant.
Jutland ziyaretinden sonra bir anda durumu kötüleşiyor.
Après le Jutland, son état empire.
Jutland için oynamalıyız.
Alors mettez celles-là.
Jutland.
Yutland!
Jutland'a gidebiliriz.
Pour le Jutland!
Jutland'ın ötesinde.
Au-delà du Jutland.
Güney Jutland, değil mi?
Dont un au Jutland?
- Uyan var mı?
On vérifie au Jutland et en Fionie.