English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ J ] / Jım

Jım traducir francés

639,006 traducción paralela
Yaklaştım, ama biraz daha zaman lazım.
J'y suis presque, mais j'ai besoin de plus de temps.
Aklıma gelen tüm iyilikleri kullandım.
J'appelle chaque faveur que je peux penser et quelques.
Az daha duygularımın kontrolü ele geçirmesine izin verecektim, haddimi aştım.
J'ai presque autorisé mes émotions porter la situation, et c'était hors ligne.
Walgreens'teki tüm gebelik testlerini aldım.
J'ai acheté tous les tests de grossesse de la pharmacie.
Umarım işiniz bitmiştir çünkü gidiyor.
J'espère que t'avais fini, parce qu'elle s'en va.
Çamaşırlarını yıkamıştım.
J'ai fait ta lessive.
Çocuklara yılbaşı hediyeleri aldım.
J'ai acheté des bricoles pour les petits.
Sakin ol, hediyeni haftalar önce aldım.
Du calme, j'ai ton cadeau depuis longtemps.
Babam bana o bıçağı verdiğinde "Sağ olun efendim." deyip elini sıkmıştım.
Mon père m'a offert ce couteau. J'ai dit : "Merci, monsieur", on s'est serré la main.
Elini sıkardım ama kaloriferi olması gerektiği gibi onarırken ellerim kirlendi.
Je te serrerais bien la main, mais la mienne est un peu sale, j'ai réparé la chaudière. Correctement.
Abby'ye de aldım.
J'en ai acheté un à Abby.
Bu arada, emekli bir futbol yıldızıyla reklam çekmek isterseniz tanıdığım biri var.
Vous savez, s'il vous faut un joueur de football à la retraite pour faire de la pub, j'en connais un.
Evet, önümde artık eskisi kadar çok Noel kalmadığını düşündüm, o yüzden al bakalım.
Je me suis dit que j'avais plus de Noël derrière moi que devant, alors... voilà.
Ama bir şey söylemem lazım.
Mais j'ai une chose à te dire.
15 yaşından beri planım buydu.
C'était prévu depuis que j'avais 15 ans.
Ben Abby'yi unutup Heather'la mı olayım?
Est-ce que... j'oublie Abby et je me mets avec Heather?
Ama en çok baba olacağımı öğrendiğimde korktum.
Mais j'ai eu encore plus peur quand j'ai appris que j'allais être papa.
"Sadece emirleri uyguluyoruz" kartını mı oynuyorsun?
Est ce que c'est la carte du "juste suivez mes ordres" que j'entend?
Bu yüzden tekrar birlikte çalışmak isteyip istemediğini görmek için aradım.
Ils veulent que je les relis à Reddington, donc j'appelais pour voir si tu voulais qu'on retravaille ensemble. - Je ne sais pas.
Sadece birkaç temiz havluya ihtiyacım var, lütfen.
J'ai juste besoin de quelques serviettes propres, merci.
Şimdi, gözlerimin içine bakıp bana ona zarar vermeyeceğini söylemene ihtiyacım var.
Maintenant j'ai besoin que vous me regardiez dans les yeux et que vous me dites que vous ne lui ferez aucun mal.
Ben senin dadındım.
J'étais ta nounou.
Seni çoktan hayal kırıklığına uğrattım.
J'ai déjà échoué avec toi.
Ya ona ulaşmak için her şeyi yapan Raymond'un düşmanlarından biri olsaydım?
Qu'est ce que je ferrais si j'étais un ennemi de Raymond qui ferais n'importe quoi pour l'avoir?
Onu terk ettim ve biz velayet savaşındayız. Benim küçük kızımı çalmaya çalışıyor. Ve eğer bir kazaya neden olduğumu öğrenirse...
Il essaye de me voler ma petite fille, et si il découvre que j'ai fait un accident...
Ben daha dikkatli olmalıydım
J'aurais du être plus prudente.
- Hayır. Ama onun kim olduğunu araştırdım.
- Non mais j'ai regardé qui elle était
Çünkü öğrendim ki Kate Kaplan bana bebek bakıcılığı yapmış.
Parce que je viens de découvrir que Kaplan m'a aidé quand j'étais bébé.
- Aldım.
- OK j'ai compris
Saçmalıklarla yaptığım işlerde, öğrendiğim en önemli şey birşeyler yapabileceğin. - proje seni sakin hissettirir - Evet.
Par mon expérience de bénévole, j'ai appris que la plus chose la plus importante à faire est de donner un sentiment de calme.
Krem şanti aldım.
J'ai de la chantilly.
Ben, bilirsiniz, eski Jasper'i katlettim, Cesedini yaktım ve küllerini tuvalete attım.
J'ai massacré l'ancien Jasper, j'ai brûlé son corps et jeté ses cendres aux toilettes.
Jasper, sana yemek masasında otururken hemen ne yapmamız gerektiğini soracaktım ki, Ama sen beni yumrukla dövmüş gibi hallettin.
J'allais te demander ce qu'on fait immédiatement quand on s'assied à table, mais tu m'as devancé.
Biliyorsun, sana Brütüs ismini vermeliydim. çünkü beni arkadan bıçakladın.
J'aurais dû t'appeler Brute, parce que tu m'as frappé dans le dos.
Nefes aldığım sürece, öyle ya da böyle işini bitireceğim!
Aussi longtemps que j'aurais de l'air dans mes poumons, je vous attaquerai!
Daha önce birçok canavarın içinde kaldım.
J'ai déjà été à l'intérieur de créatures géantes.
Çektiğim tüm ızdırabı size aktarmayacağım ama zordu yani.
Je vous épargne l'agonie que j'ai vécue, mais c'était dur.
Hiç yaşamamıştım, hiç iki fırt çekip de yanımdakine bakıp " Sıçıp batıracağım oğlum.
Ça m'était jamais arrivé. Après deux taffes, j'ai dit au mec à côté de moi : " Je vais me planter.
Dedi ki, "Bunun için bütün hafta çalıştım ve gösterin bok gibi!"
"J'ai bossé toute la semaine pour ça, et ce spectacle est nul."
"Bir hayır kurumuna vereceğim" dedim. Ne yaptım sizce?
"Je vais en faire don." Vous savez ce que j'ai fait?
25.000 dolarlık sakız alıp Detroit'te geze geze evsizlere dağıttım, ki çiğnesinler ama yine de aç kalsınlar diye.
J'ai acheté 25 000 $ de chewing-gum et j'ai fait le tour de Détroit pour les donner aux SDF pour qu'ils les mâchent et restent affamés.
O gece Detroit'e çok kızgındım.
J'étais vénère contre Détroit ce soir-là.
Ama o telefonu elime aldım, aradım.
Mais j'ai passé l'appel.
Los Angeles'ta iş yapmadım ama takılmaya falan geldim yani.
J'ai pas travaillé à Los Angeles. Je viens pour me reposer et tout.
Birkaç hafta önce buradaydım.
J'ai passé quelques semaines ici.
Arkadaşıma "Paçayı sıyıracağız." dercesine baktım.
J'ai regardé mon pote : "Pas de blème."
Aynadan arkaya baktım.
J'ai regardé dans le rétro.
Sonra bir baktım, onu polis arabasının arkasına tıkıyorlar ve ben de herkesin düşüneceği şeyi düşündüm :
D'un seul coup, je les ai vus l'embarquer dans leur bagnole. J'ai pensé à ce que tout le monde pense dans une situation pareille :
Dedim, " Ya sandım ki sakso çekeyim istiyorsunuz.
J'ai fait : " Je croyais que vous vouliez une pipe.
Ben şanslıydım. Herkes benim kadar şanslı olmuyor.
J'ai eu de la chance, ça ne marche pas comme ça pour tout le monde.
OJ Simpson'la hayatımda dört kez karşılaşmışlığım var benim.
J'ai rencontré O.J. Simpson à quatre occasions dans ma vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]