Kabuslar traducir francés
941 traducción paralela
Korkunç kabuslar görmesine neden olur, Profesör Van Helsing.
Elle pourrait en faire des cauchemars, professeur Van Helsing.
Korkunç kabuslar.
Des cauchemars.
Tatlım, tüm bu kabusları unutacağız ve daha güzel şeyler düşüneceğiz, değil mi?
Chérie, oublions tous ces mauvais rêves et pensons à quelque chose de plus gai, d'accord?
Ya. Eve geldiklerinden beri, kötü rüyalar görüyorlar. Kabuslar.
Depuis leur retour, elles font des cauchemars
Genelde böyle kabuslar mı görürsün?
Avez-vous souvent ces cauchemars?
Kabuslarımıza da girmeyin.
Interdiction de me faire cauchemarder!
Parti kabuslar mı görmene neden oldu?
La soirée ne t ´ aurait pas donné un cauchemar?
Hala korkunç kabuslar görüyorum. Kabuslar mı?
- J'ai des cauchemars.
Kabuslar, korkular, küçük düşmeler hakkında unutmak istediğim her şey hakkında.
Couche tout sur le papier. Débarrasse-t'en ainsi.
Suçları tüm ayrıntılarıyla kabuslarına giriyordu ve gittikçe artan korkuyla ruhunun yaşayan cesedi acımasızca lanetleniyordu.
Ses cauchemars étaient faits des détails de ses crimes, plus horribles encore. Il était le spectateur de la lente agonie de son âme.
Acılarına ve kabuslarına beynini uçurarak veya camdan atlayarak son verecek.
Il mettra fin à ses douleurs et cauchemars en se faisant sauter la cervelle ou en se jetant par la fenêtre.
Bana yardım ederseniz kabuslarınızı sonlandırabilirim.
Si vous m'aidez, je peux mettre fin à votre cauchemar.
Bunlardan ikisi çok dardı, Bir askerin bile yarısının sığabileceği kayalarla kaplı kabuslar gibiydi.
Deux étaient étroits, obstrués par des rochers. Une légion pouvait y être arrétée sans mal.
Kabuslar görüyorsun, Doktor.
Vous faites des cauchemars.
Kabuslar görüyorlar.
Ils ont fait des cauchemars.
Tüm bu dehşetin kabusların ardından yırtıcı, yiyip bitiren kuşlarla kararmamış gökyüzüne gözlerini yükseltebilmeleri.
Pouvoir lever les yeux vers un ciel purgé... de ces voraces oiseaux de proie.
Yalnızca kabuslarınızda görebileceğiniz bir yerdi.
Une fête foraine cauchemardesque.
Bu cehennemi sahne hakkında hala kabuslar görüyorum.
Je fais encore des cauchemars de cette vision infernale.
Bu kabuslarını uzak tutmalı.
- Ça devrait écarter tes cauchemars.
Kabuslar görüyorsan git annene söyle.
Tiens! Appelle ta mère, si tu as des cauchemars.
Binbaşı, bu kabusları ekibinizin eski üyelerinden gören başkaları olup olmadığına dair bilginiz var mı?
Major, à votre connaissance, d'autres membres de votre patrouille ont-ils fait des rêves semblables?
Mavole çatışmada hayatını kaybeden iki kişiden biriydi ve neden her gece kabuslarımda... Raymond'ın onu...
Pourtant, chaque nuit, dans mon rêve, c'est lui que Raymond...
Son altı aydır, sürekli gördüğüm kabuslar nedeniyle aklımı kaçırmak üzereydim.
Depuis six mois, un rêve récurrent me rend fou...
Geçmiş yanıyor, kabuslar nihayet sona erecek.
Le passé brûle, le cauchemar est enfin terminé.
Yada kabusların..
ou d'un cauchemar.
Aslında Haloran Şatosu bana kabuslar yaşatıyor.
A dire vrai, il me donne des cauchemars.
Gece yarısı kabuslar görüp çığlıklar atarak uyanıyordum.
Sans cesse, il faisait des cauchemars, et se réveillait en hurlant.
Zavallı Billy, eskiden kabuslar görmene şaşmamalı.
Pauvre Billy! C'est à cause de cela que tu faisais des cauchemars.
Tüm kabuslarım gerçek oldu.
Mes pires cauchemars s'étaient réalisés.
Kabuslar görüyorum.
Je fais des cauchemars.
Evet ama sorunlarımdan biri, seks içerikli kabuslar değil.
Mais les cauchemars sexuels ne sont pas mon problème.
Şu an kabusların bize geldiği zaman.
À présent, c'est celle de nos cauchemars.
7 gecedir bu korkunç kabusları görüyorum.
J'ai fait ces rêves prophétiques sept nuits de suite.
Rüyalar veya kabuslar.
Rêve... ou cauchemar.
Kabuslar veya rüyalar.
Cauchemar... ou rêve.
İsterse evrenin yapısı dağılsın. Yemeğimizi korku içinde yemeyiz ne de her gece bizi sarsan korkunç kabusları umursarız.
Mais que tout croule, pourvu que mon pain de terreur... disparaisse, avec ces rêves affreux qui hantent mes nuits!
Sadece kabuslar, Mösyö Orsini'nin ölümü gibi.
Seulement sur les cauchemars, comme la mort de M. Orsini.
Pekâlâ, son zamanlarda çok kötü kabuslar görüyorum.
Ces derniers temps, je fais d'horribles cauchemars.
Cinsel kabuslar görüyordum.
Je faisais des cauchemars sexuels.
Kabuslar görmeye başlıyorum.
J'en aurais des cauchemars.
Erotik kabuslar
Cauchemars érotiques
G-Gördüğüm kabusları kimseye anlatmadım.
Je n'ai parlé de mes cauchemars à quiconque.
Kabuslarımda sarf ettiği çirkin sözlerle midemi bulandırıyorlar.
Ils me rendent malade avec leurs sales mots... et leurs sales rêves.
Şimdi de kabuslarınız ve pişmanlık duyan vicdanınız size genç adamı bulup yanınıza almanızı ve zenginliğinizi ona bağışlamanızı söylüyor. - Mükemmel.
Et maintenant vos cauchemars... et votre conscience vous ordonnent de retrouver l'adulte, de le réintégrer dans la famille, de lui donner une fortune.
Çok hasta olduğumu ve kabuslar gördüğümü hatırlıyorum.
Je me rappelle avoir été très malade et avoir eu des cauchemars, c'est tout.
- Oh. Küçük bir çocukken bu kötü rüyaları görürdün. Kabuslar.
Tu faisais beaucoup de cauchemars quand tu étais petit.
Sürekli uyanıp durdum ve bir köşeye bir şeyler yazdım. Söylemeye gerek yok, daha çok içtim ve kabuslar gördüm. Üzüldüm Bay Langham.
J'ai pris quelques notes, puis j'ai picolé sec et cauchemardé.
Şansımız varmış ki "kabusları" nı polise anlatmasını önledim.
heureusement, j'ai pu éviter qu'elle aille parler de ses "cauchemars" à la police.
Kabuslar görüyorum eski dostum, merkez komite önüne çıkıp bu operasyonu şahsi mesele haline getirdiğimi itiraf ederken görüyorum.
J'ai des cauchemars, mon bon ami, sur me présentant devant le comité central pour confesser qu'on a gardé cette opération un secret personnel.
Keşke ben de kabuslar görebilseydim.
Je voudrais bien avoir des cauchemars.
Yorma kendini, ateşin yeni düştü. Kabuslar da geldikleri yere geri döndüler.
- Cette blessure va vous faire rentrer.