English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Kafir

Kafir traducir francés

286 traducción paralela
Bir kafir, efendim.
Un hérétique, sire.
Kafir olabilirim ama hayatım boyunca, buradayım ve hiç kötülük yok içimde.
Je suis une pa.ienne, mais je pourrais rester ici sans jamais penser a mal.
Bırak beni! İblis! Seni, kafir canavar!
Démon, épouvantable monstre!
Cehennemden şeytan çağırmak için kullanılan bir kafir icadı bu.
Vous appelez les démons de l'enfer!
Sen ve senin şu kafir saçmalıkların.
Toi et tes plaisanteries pa ïennes.
Hiç bir kafir onun kutsal huzuruna giremez, ya da tapınağın bahçesine.
Aucun infidèle n'est admis en sa présence sacrée, ni même dans les jardins du temple.
Seni, kafir!
Espèce d'infidèle!
Hiç bir kafir Renkli Duvar'a Başrahibenin adını yazmadı.
Tu es le premier infidèle à écrire le nom de la prêtresse sur le Mur aux Offres.
- Bu merdivenden bir kafir tırmanıyor!
- Un infidèle gravit ces marches!
Kafir, Micah, villasına dönmek üzeredir.
L'infidèle, Micah, est en route pour sa villa.
Kafir için neden bu kadar endişeleniyorsun?
Pourquoi t'intéresses-tu tellement à un infidèle?
O sert boyunlu bir kafir.
C'est un infidèle borné.
Rhakim'in kırbaçını hiç gördü mü o sert boyunlu kafir?
As-tu déjà vu Rhakim fouetter un infidèle borné?
Bir kafir sevenin cezası her zaman diri diri toprağa gömülmektir.
Je peux être enterrée vivante pour aimer un infidèle.
Kafir, Micah ben Eli, öldü.
Cet infidèle impie, Micah, fils d'Élie, est mort.
Neden, siz afsunlu Kaldeliler,... Şeytan ruhlu, kafir ve zorba bir çara hizmet ediyorsunuz?
Pourquoi, chaldéens démoniaques reconnaître un tsar satanique un blasphémateur et un bourreau?
Bir Hıristiyan ile bir kafir arasındaki deniz.
L'océan qui sépare un chrétien d'un athée.
Ama senin ruhun kafir.
Mais votre âme est athée.
Üc kafir de öldü.
Les trois sacrileges sont morts.
Güneş ufku yalamadan önce... ... son kafir de ölecek.
Avant que l'aube ne naisse... le dernier sacrilege sera mort.
Kafir herif!
Espèce de barbare!
Kafir İngiliz!
Blasphémateur d'Anglais!
Geri dön kafir Akabe'ye varamazsın.
Retournes-y, blasphémateur! Mais tu ne seras pas à Aqaba.
Köylüler ona, yani sana, kafir Katerina ve hatta cadı Katerina derlerdi!
On vous nommait "Catherina l'hérétique", la sorcière.
Demek cinayet işlemeyi öğrensin diye kafir veletlerini de yanlarında getiriyorlar.
Leurs fils apprennent à tuer, avec eux.
Gordon Paşa, bir kafir olman nedeniyle mi, kötülüğün varlığını hissediyorum?
Est-ce parce que tu es un infidèle que je sens la présence du mal?
Şüpheliyim, Muhammed Ahmed, sen bir kafir değilsin, ama kötülük kokusu alıyorum.
J'en doute, car tu n'en es pas un mais je sens le mal.
Çin İmparatoru ne zaman bir kafir olmayı bırakıp, ve beklenen birini, beni, gerçek Mehdi olarak kabul ettiğinde, o zaman böyle bir hediyeyi kabul etmekten mutluluk duyacağım.
Quand l'empereur de Chine cessera d'être incroyant et acceptera que je suis l'Attendu, le vrai Mahdi, alors je serai heureux d'accepter un tel cadeau.
Kafir bir amacın dersi mi, yoksa... kutsal bir mucize mi?
Une leçon d'un infidèle ou un miracle de Dieu?
- Kafir ne demek?
- C'est quoi un fornicateur?
Sizi kafir domuzlar!
Espèce de porc barbare!
Seni kafir serseri...
Espèces d'ordures païennes.
- Kafir seni!
- Vous batard.
Birazcık daha içeri. Aferin size kafir p... çler!
À l'intérieur, bande de sauvages.
Kafir Yahudi ciğeri, keçi safrası porsukağacı yongası.
Foie de Juif blasphémateur, bile de chèvre, pétale de fleur!
- O beni - - O sizi bir kafir olarak yetiştirdi!
- Qu'il m'a appris à utiliser et à dompter...
Bir kafir olarak muhtemelen, ama öyle umuyorum ki, bir yobaz olarak değil.
Un païen sans doute, mais éclairé, j'espère.
Ayrıca, bu kafir adanın işleri dahilinde olup bitenlerin... kapsamlı bir soruşturmayla ele alınmasını talep edeceğim.
Je demanderai qu'une enquête approfondie soit menée ici.
Kayıtlara bir başka Kafir saldırısı olarak işlenir.
Et ils diront encore qu'un Kaffir s'est suicidé.
- Kafir de neyin nesi?
- C'est quoi, un Kaffir?
Afrika'nın en korkulan türü, asla yıkılmayan bir Kafir.
L'espèce la plus redoutée en Afrique, un Kaffir qu'on ne peut pas détruire.
Senin Kafir'in ellerinin değmesini hiç istemezdim.
Je n'aimerais pas voir ce Kaffir les manipuler.
O elmaslar olmazsa, Wilby Xaba ve Siyah Birlik bir avuç umutsuz Kafir'e döner.
Sans ces diamants, Wilby Xaba et le Black Congress... ne sont que des Kaffirs sans défense.
Bir başka umutsuz Kafir.
Rien qu'un pauvre Kaffir sans défense.
Kılıçlar kafir kanıyla yıkansın.
Et que leurs sabres fassent couler le sang des infidèles.
Kafir olarak infaz edilmiş.
Il fut ex écuté pour hérésie.
Ben kafir değilim! Aç kapıyı!
Je ne suis pas un hérétique!
Bu, onların şimdiki kafir Allah'larından daha iyi.
C'est quand même mieux pour eux qui ne croient qu'à cet Allah païen.
Neden, seni sarhoş kafir.
Ivrogne!
Kafir arabın birinden öğrendim bu numarayı.
J'ai appris ça d'un Maure.
Kadını başka bir erkekle yakaladığında bu erkek ona altı inek vermek zorunda. Kafiri geleneği.
Usage Kafir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]