English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Karın mı

Karın mı traducir francés

19,377 traducción paralela
- "Catherine." Karın mı?
Catherine. Ta femme?
Pekala. İlk çıkarılacakların listesini hazırladım.
J'ai fait une liste des premiers congédiements.
Bu seneki hedeflere ulaşmanın tek yolu işten çıkarım yapmak.
Pour atteindre ton objectif cette année, tu dois faire des mises à pied.
Listeden çıkarıldın amına koyayım. Tanrı aşkına.
Tu es virée de cette putain de liste.
Ufak kıçlarınızı kodese tıkarım.
Je vais t'arrêter.
Hayır, ben Ray Arcel'in karısıyım ve kocamın bir kızı yok.
Non, je... je... je suis la femme de Ray Arcel et mon mari n'a pas de fille. Vous devez vous tromper de numéro.
İşlerin biraz karıştığını biliyorum ama o kadar yaklaştım ki Lenore'la -
OK, je sais que c'est devenu très chaotique, mais je pense avoir une chance avec Lenore.
Oksijen tankları nerede? Yardım birimini çıkarın.
{ \ 1cH00ffff } Videz la réserve!
- Karımın adı Felicia, kızım da Sydney.
{ \ 1cH00ffff } Ma femme s'appelle Felicia. { \ 1cH00ffff } Ma fille, Sydney.
Hayatım, yangın çıkar çıkmaz fark ettiğin için şanslıyız çünkü hasar çoğunlukla yüzeysel.
Heureusement que tu l'as arrêté à temps. Les dégâts sont superficiels.
Ama şimdi o tüm ofise karımın ailesel sorunlarımızı tek akşamlık da olsa yemeğe yansıtmadan gelemediğini söyleyecek olan katlanılmaz patronum.
Mais c'est mon patron insupportable qui va raconter à tout le monde au bureau que ma femme ne peut pas s'empêcher de parler de nos problèmes familiaux même au restaurant.
Karın olup olmadığından hiç bahsetmedin.
Vous ne m'avez jamais dit si vous aviez une femme.
Karın için buradayım.
Je suis ici pour ta femme.
Sen... bana karımı hatırlattın.
Tu me rappelles ma femme.
Anna... Lütfen öne çıkar mısın?
Anna, pourrais-tu venir sur le devant?
Benim kendi karım Tanrı'nın inayetine nail olamıyor.
Ma propre femme, qui ne trouve pas la faveur du seigneur.
Tanrım, karımın sana ve bana karşı sevgisinin artması için dua ediyorum.
Mon père, Je prie pour que ma femme développe son amour pour toi, et moi.
Lanet olası kurşunların çıkarılması lazım.
Il faut enlever ces foutues balles.
Karımın ondan beklediğini yapmadığını gördün.
Tu as vu que ma femme n'a pas fait ce que j'attendais d'elle.
Çocuk ana karnından mikrofonla çıkar da, yarak şakaları yaparsa... Çok da şaşırmayın. Ne demek istediğimi anladın mı?
Ne soyez pas surpris si le gosse naît avec un micro et un vilain sens de l'humour.
Güzel karım Tamara'yla tanışın.
Voici ma magnifique femme, Tamara.
Kalanların envanterini çıkarıp başladığımız işi bitireceğiz.
On fait l'inventaire de nos réserves et on finit ce qu'on a commencé.
- Dışarıya çok çıkar mısın?
Sortez-vous beaucoup? Plus que vous.
"Kadın Saati" nde şimdi, "Shakespeare'in karısı bunalımda mıydı?"
Thème de l'émission : la femme de Shakespeare était-elle dépressive?
Tamam, iddia şu iç çamaşırımız kalana dek soyunacağız, karın içine gireceğiz ; ayağa ilk kalkıp viskiden 4 parmak alan, blokun etrafını dolaşacak, çıplak şekilde...
On se lance un défi. On se met en sous-vêtement dans la neige, Le premier debout avale 4 doigts de schnaps.
Karımın doğum günü partisine katılmalıyım da.
C'est l'anniversaire de mon épouse. Je dois assister à la fête.
Ya sen? Karın var mı?
Tu as une femme?
Bu epey utanç verici bir durum ama sanırım beni Lotus isminde bir pandayla karıştırdınız.
D'accord. C'est très gênant, mais tu m'as confondu avec un panda dénommé Lotus. Je m'appelle Po.
Esir olmuş ruhlardan bahsetmişken Bay Gary L. Smith'in Seabord Limited'e bir yataklı vagonda karısıyla diğer vagonda da o hayat kadınıyla bindiğinin görüldüğü söylendi.
À propos d'âmes piégées... j'ai appris que M. Gary L. Smith avait été vu à bord du Seabord, sa femme dans un wagon et sa puta maestra dans un autre.
Karımın abisini ele vermeyeceğim.
Je ne donnerai pas le frère de ma femme.
Sanırım başkasıyla karıştırdın.
Vous devez me confondre avec un autre.
Bunun çok aptalca olmasını geçtim uzak bir ihtimalda olsa, Seth'in savaşına karışırsam diye.. ... savunma amaçlı bildiğim her şeyi yazmak zorundayım.
Non seulement c'était extrêmement stupide, mais à cause de cela je suis forcé d'écrire tout ce que je sais comme défense à l'infime possibilité que l'armée de Set me trouve.
Onu kütüphanesinden çıkarıp, beni zahmetten kurtardın.
Vous l'avez arraché à son repaire je n'ai pas eu à m'en occuper.
Karımın son sözlerini söylemiştiniz.
Vous avez cité les dernières paroles de ma femme avant qu'elle ne meure.
Karım da aynısını söyleyecektir.
Ma femme vous le dira.
Ama karımın başka çaresi yoktu.
Ma femme n'a eu aucun choix.
Yemeğin, manzaranın keyfini çıkarın ve yazabilirseniz hakkımızda güzel şeyler yazın, tamam mı?
Profitez de la nourriture, de la vue, et écrivez de bonnes choses sur nous si vous le pouvez, d'accord?
Genç hanım, geçmişi değiştirmek mümkün değildir. Daha ziyade, ondan der çıkarırsınız.
Jeune dame, vous ne pouvez changer le passé, mais si j'ose dire, vous pourriez en apprendre quelque chose.
Sinyal alıcılarını, model güçlendirici olarak kullanıp sinyali dışarı çıkarırım.
Je pourrais me servir des balises à pulsion pour faire passer le signal. - Bon.
Bu işin karışmamasını umalım.
- Sans pépin, je l'espère.
Of be zenci, kimsenin karımın beni sevdiğini söylemesine gerek yok.
J'ai pas besoin qu'on me dise ça.
- Birinin babası mı olacaksın? - Rose... Karına bunu mu söylüyorsun?
Tu dis ça à ta femme?
Ben senin karınım. Beni uzaklaştırma.
Je suis ta femme, me rejette pas.
Onun hayatını kendi hayatım yaptım ve parçaları birbirine karıştırdım, o yüzden hangisi neydi ayırt edemezdin.
J'ai mêlé sa vie et la mienne jusqu'à ce qu'on distingue plus les morceaux.
Kişisel bir çıkarım yok.
Ce n'est rien de personnel.
Bu saldırıların sonucu olarak, Sayın Başkan kötülerle mücadeledeki en büyük silahımız olan Galaksi Komandolarının sayısının dörtten beşe çıkarılmasını istedi.
Le président a donc demandé qu'on fasse passer le nombre de patrouilleurs galactiques de quatre à cinq.
Yardım edebilirim! Bir sivilin bu kadar tehlikeli bir şeye karışmasını asla isteyemem.
Je n'oserais pas mêler un civil à quelque chose d'aussi dangereux.
Eski karımın pansiyonundan. Biraz birikmişimiz vardı.
La pension de mon ex-femme ne vaut pas grand-chose.
Ne olmaya başladım? - Fazla karıştın.
À devenir trop quoi?
Zengin biri olsaydın karınla kırıştırdığını düşündüğün birini öldürtmek için adam tutar mıydın?
Si vous étiez ce type riche vous engageriez quelqu'un pour ça?
Karımı görene kadar siz amcıklarla konuşmayacağım.
Je ne parlerai pas à des trous du cul tant que je n'aurai pas vu ma femme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]