Kaçırma traducir francés
2,566 traducción paralela
Gözlerini kaçırma.
Ne détournez pas les yeux!
Tadımızı kaçırma Beverly. Anlaştık.
Vous venez de conclure.
Sadece tek bir atışın olabilir görüş alanına girerse sakın kaçırma yoksa biz onun görüş sahasına girebiliriz.
On n'a qu'une seule chance. Si tu l'as en ligne de mire, ne le rate pas. Car lui ne nous ratera pas.
Adam kaçırma.
Enlèvement.
Aktif vericilerin kritik durumun altına düşmesine izin verme. Bir de atmosferik basınç yitimi olan bölgeleri gözden kaçırma.
Gardez les émetteurs actifs au-dessus du seuil critique, surveillez les pertes de pression atmosphérique.
- Hazır mısın? Kaçırma şansın yok.
D'accord.
Jack, Ana'yı kaçırma.
Jack, ne laisse pas Ana partir.
ve Barclays yine ortalığı koklamaya başladı, şimdi de yangında mal kaçırma gibi görüyorlar.
Et Barclays est à nouveau sur les rangs : ils pensent qu'on brade.
Buna adam kaçırma denir.
C'est du kidnapping.
Bir kaçırma var mıydı, yok muydu?
Il y a eu kidnapping ou pas?
Peki bu çığlık... Bir kaçırma olduğunu düşünüyorsun...
Ce cri, vous pensez qu'il s'agit d'un kidnapping.
En azından herhangi biri bildirene kadar raporlarımıza adam kaçırma bilgisi olarak geçecek.
D'ici là, on a les informations des enlèvements déclarés.
Sıranı kaçırma.
Ne rate pas ta chance.
Bu bir adam kaçırma mı yoksa randevumu karar veremiyorum.
C'est un enlèvement ou un rencard?
Sakın kaçırma. Tamam mı?
Fais gaffe, hein?
Silahlı araba kaçırma suçu on yıl ceza gerektirir.
Écoute. Voler une voiture comme ça, c'est dix ans de prison.
Ama o listeye girmeyen bir şey vardı : Araba kaçırma.
Mais il y a une chose que je n'avais pas prévue.
Araba kaçırma, sekiz yaşındaki kızım konusunda karşıma çıkabileceğini düğündüğüm şeyler listesinde yoktu.
Les attaques de voiture. Ça ne faisait pas partie de ma liste des choses que je pensais devoir affronter avec ma fille de huit ans.
Adam kaçırma ise müebbet hapis...
L'enlèvement, c'est la prison à vie. Faites le calcul.
Bak, Sarah, aklını kaçırma.
Sarah, ne panique pas, d'accord?
Herr Schlotz, bu haftasonu Gstaad'da vereceği doğum günü partisinde bu adamların adam kaçırma girişiminde bulunasından endişe ediyor.
Herr Schlotz craint un enlèvement pendant une soirée d'anniversaire, ce week-end à Gstaad.
Kaçırma eyleminin şüphelileri göz altında, biz de hâlâ kurbanların yerini tespit etmeye çalışıyoruz.
Les suspects du kidnapping sont en garde à vue, On cherche toujours la victime.
- Neymiş o? Tiflis'ten önemli bir kaçırma görevi.
- Une extraction de Tbilissi.
- Yola çıktı. Gözden kaçırma.
Il se déplace.
Kendimizi adam öldürme, uyuşturucu satma ve şimdi de... adam kaçırma suçlarının içine atmış oluruz.
On se ferait embarquer pour meurtre, trafic et enlèvement. - On est innocents.
- Ya da cüce kaçırma.
- Ni d'enlèvement de nain.
Daha açıklaman gereken şeyler var. Hapisten kaçma, adam kaçırma.
Vous devez encore comparaître pour évasion, enlèvement.
Anne seni yüzme derslerine yazdırırsa onları kaçırma.
Et si ta madre t'inscrit à un cours de natation, vas-y. Promis.
Bu fırsatı kaçırma.
Ne gâche pas cette opportunité.
Önce beni adam kaçırma ve cinayetten sorguluyorsunuz, şimdi de yardım etmemi istiyorsunuz.
D'abord vous m'accusez d'enlèvement et d'assassinat, et maintenant vous voudriez que je vous aide.
DCPI, kaçırma teşebbüsü hakkında bir bilgi vermedi mi?
Le DCPI n'a diffusé aucune information concernant la tentative d'enlèvement?
Boston Polisi, hem şoförün hem de vurduğun adamın adam kaçırma ve şantajdan sistemlerinde olduğunu onayladı.
Le département de police de Boston avait le conducteur et votre blessé dans leur système, un couple d'exécutants pour un gang du Sud avec beaucoup d'enlèvements et d'extorsions à leur actif.
Bizce bu bir kaçırma, ama polise göre
Pour nous, c'est un enlèvement. Pour la police, un problème de garde.
Bana bunu söylemeliydin. Hiç bahsetmedin! Anne, asıl meseleyi kaçırma!
Tu es complètement à côté de la plaque.
Babalık testi krizi ve çocuk kaçırma olaylarına tepkisi şarap ve - yemek olan bu aileye bayılıyorum.
Il faut aimer une famille qui répond à un problème de paternité et d'enlèvement en mangeant et en buvant.
Bir kaçırma olayını araştırıyoruz.
Nous sommes en plein milieu d'une affaire d'enlèment.
Hiç kaçırma derim.
Je dirais accroche toi bien à lui.
Günümüzdeyse, "çocuk kaçırma" demek daha yerinde.
Aujourd'hui, on appellerait ça du kidnapping.
Kusura bakma. Baskı altındayken ufaktan kaçırma eğilimim var.
{ \ pos ( 192,230 ) } J'ai des fuites quand je suis stressé.
Gemi kaçırma olayına ciddi yaklaşımı da artı puan oldu.
... comme ministre des Affaires étrangères, il se prononce sur ce dossier de piraterie de manière objective et crédible.
Liderlik profilini güçlendirmeliyiz. Bir senaryo düşündüm. Kaçırma olayını kullanabiliriz.
Il faut affirmer ton leadership dans la presse et je me suis dit qu'il y a un dossier qui pourrait s'y prêter.
Hükümet, gemi kaçırma olayı hakkında yorum yapıyor.
Le détournement du navire danois a forcé le gouvernement à réagir.
Ama Somali'deki kaçırma olayı- - 6.30'da kalkıyorsun, eve gece 2'de dönüyorsun.
Et je culpabilise, tu peux pas savoir, mais il y a ce bateau détourné au large de la Somalie. Tu te lèves à 6 h 30 pour venir ici et tu rentres à 2 h du matin.
- Troels, bir açıklama yaptım. Gemi kaçırma olayını uluslararası düzeyde çözmek istiyoruz. Durumumuz bu.
Troels, quand je déclare que nous cherchons une solution au problème de piraterie dans le golfe d'Aden en préparant un congrès international, c'est notre position.
Aradım ve Alan "E"'den Dedektif Womack çocuk kaçırma vakası alarmı veremeyeceğini söyledi.
Oui, oui et l'inspecteur Womack du secteur E m'a dit qu'on ne pouvait pas lancer une Alerte Ambre.
Çocuk kaçırma vakası alarmı, Mandy'nin fotoğrafıyla birlikte Tüm New England'da yayında.
L'alerte Ambre avec la photo de Mandy vient de sortir. Elle est partout.
Ona veda etmemi istiyorsun. Bu fırsatı kaçırma.
- Tu veux que je lui dise adieu.
İçkiyi fazla kaçırma.
Vas-y mollo.
Cinayet ve adam kaçırma?
Meurtre et kidnapping?
Onu kaçırma!
Suis-la!
Gerçi trendeki bodurdan çok daha iyi bir mazeret ki... Archer, sezon 2 bölüm 10. "Adam Kaçırma"
Mais c'est une bien meilleure excuse que le gnome du train, qui... kidnappée.