Ketchup traducir francés
901 traducción paralela
- Üstüne ketçap dök.
- Mets du ketchup dessus.
- Garson, bize ketçap getir.
- Garçon, du ketchup.
Bir keresinde şerefine bir ziyafet verilmişti ve masasına oturmayı kabul etmedi çünkü her tarafta ketçap vardı.
Je me souviens d'un banquet en son honneur, il avait refusé de s'asseoir parce qu'il se sentait cerné de... ketchup.
Tadı hoşuna gitmezse, ketçap da var.
Si vous aimez pas, mettez du ketchup.
Artık ketçap kullanmama bile müsaade etmiyor.
Elle m'interdit même le ketchup!
Ketçapı uzatır mısın, lütfen?
Passez-moi le ketchup.
Ketçapı uzatır mısınız, lütfen?
Passez-moi le ketchup.
Floransa Salonundaydı, Raphael'in Bebek İsa'sını ketçaba buladı. - Olamaz.
Il était dans la galerie florentine, et il a barbouillé de ketchup "L'enfant Jésus" de Raphaël!
Ketçap var mıydı?
II y a du ketchup ici?
Ho-Jon, keççap getir.
Ho-Jon, apporte-moi du ketchup.
Ketçap alabilir miyim?
Je voudrais du ketchup.
- Sos ister misin?
Tu veux du ketchup?
Biraz ketçap.
Un peu de ketchup.
Ketçap, hardal ve soğandan uzak dur... ve sarımsak, çay ve kahveden... tütün, viski... burbon, votka ve cinden...
Evitez le ketchup, la moutarde, les oignons... l'ail, le thé, le café... le tabac, le scotch... le bourbon, la vodka, le gin...
Biraz keçap istiyorum.
- Je voudrais du ketchup.
Keçap mı?
- Du ketchup?
Keçap.
- Du ketchup.
İyiydi ama ketçapı unutmuşlar.
- Oui, il ne manquait que le ketchup.
Keççap var. Mayo nerede? Mayonez.
Vous y avez mis du ketchup, mais où est la mayo?
Etinden kan akan, soğanlı, keççaplı ve tuzlu bir hamburger ve bir bira.
Qui dégouline de sang, avec des oignons, du ketchup, du sel et une bière.
Hardal, soğan ya da ketçap ister misin? Hardal ve soğan olsun.
Moutarde ou ketchup?
Turşu ya da ketçap da.
Sans cornichons, sans ketchup.
Bay Ridge'den taşınıyorum.
Vous avez du ketchup? Brooklyn, c'est fini.
Bundan böyle her gece Hilton'da yiyeceğim, biftek, patates kızartması ve ketçap.
Je dînerai tous les soirs au Hilton. Steak, frites et ketchup.
İçinde her şey olsun mu?
Moutarde, ketchup?
Hey birisi ketçabı uzatabilir mi?
S'il vous plaît, quelqu'un peut me passer le ketchup?
Patates kızartması ve ketçap.
Frites et ketchup.
Bu ketçap şişesini haftalardır taşıyorum.
Ça fait des semaines que j'ai ce ketchup avec moi.
Ben arabanın arkasına saklandım. Elbisemin ketçap olmasını istemedim.
Je me suis cachée pour ne pas avoir de ketchup sur ma robe.
- Ketçap ve mayonez.
- Du ketchup et de la mayonnaise.
- Eve git. - Onlardan değiliz anlaşılan.
Des connards m'appellent "Rebut" ou "Ketchup".
Ne oldu bilmiyorum bana
- Salut, Ketchup. Dolorès! Qu'est-ce que c'est?
- Kim hakkında konuşuyoruz şu an?
J'ai compris quel était le problème d'Hamlet... Pas de Ketchup?
- Doğru düşünmüşsün. Fakat şöyle söyleyebilirdin,
Aux hamburgers sans ketchup.
- Ne demek istiyorsun?
Avec ketchup.
- Bak, Pink Lady yasası var, tamam mı?
Double ketchup.
Sandviçine ketçap ister misin?
- Du ketchup sur ton sandwich? - Des profondeurs de l'espace.
Ketçap var mı?
Tu as du ketchup?
Kimse, ama hiç kimse sosisliye ketçap dökmez.
Personne ne met de ketchup sur un hot dog.
" Marul koyma. Ketçap koyma.
" Pas de laitue, pas de ketchup.
Hardal mı, ketçap mı?
Moutarde ou ketchup?
Daha ketçap derken gülmeye başlıyorlar.
Ils rient déjà au mot ketchup.
Bir keresinde, insanlar shot bardağı bulamazsa diye tekilayı ketçap ve mayonezin geldiği şu küçük paketlere koymak için para istemişti..
Une fois, il a voulu mettre de la tequila en petits sachets, comme pour le ketchup et la moutarde, pour ceux qui n'ont pas de verre.
Baksana Lefty! Bana şu ketçabı uzatıver.
Passe le ketchup.
Cahuenga, ketçap lütfen.
Cahuenga, du ketchup, s'il te plaît.
Ketçapınız yok mu?
Comment, pas de ketchup?
- Ketçap?
Du ketchup.
Ketçap lütfen.
Ketchup.
- Onu ketçapla doldurabiliriz.
- On mettra du Ketchup.
Ketçabın kalmamış.
- Tu n'as pas de ketchup?
Ketçap şişesiymiş.
C'est une bouteille de ketchup.