Keşke traducir francés
23,117 traducción paralela
- Keşke biz de aynısını söyleyebilseydik ve o Müdür Danvers.
Nous souhaiterions dire la même chose, et c'est Directrice Danvers.
Keşke beni öpmeseydi. Kendi onu kırmasaydım.
S'il ne m'avait jamais embrassée, je ne l'aurais jamais blessé.
Keşke evet diyebilsem.
J'aimerais pouvoir dire oui.
Keşke on yıl önce falan içeri tıkılıp annemin döktüğü parayı kurtarabilseydim.
J'aurais dû finir à l'ombre il y a dix ans, ma mère aurait économisé des liasses.
Keşke kabahate benzer bir şeyini bulmuş olsaydık.
J'aurais aimé avoir un semblant de crime le concernant.
Keşke iş yerine kadar gitseydi.
J'aimerais juste qu'il m'amène directement au travail.
Keşke günümüze odaklanmayı bırakıp yılları düşünmeye başlayabilseydik.
Si seulement on pouvait arrêter de se fixer sur les jours pour commencer à penser aux années.
- Keşke söyleyebılsem, ama ılk ıfadesınden sonra çocukları esas tanık olarak korumaya alınınca Danıel polısle ış bırlığını bırakmış.
- J'aimerais te le dire, mais à part sa déclaration, Daniel a cessé de coopérer avec la police dès que ses enfants ont été mis sous protection comme principaux témoins.
Keşke gerı dönüp farklı bır seçım yapabılseydım.
J'aimerais pouvoir remonter le temps et faire un autre choix.
- Keşke olsanız.
Je vous en prie.
Keşke annem senin ne boktan biri olduğunu bilseydi.
J'aimerais que maman voie quel merdeux tu es.
Keşke tüm bunları paylaşabileceğim biri olsaydı.
J'aimerais qu'il y ait une personne avec qui je pourrais partager tout ça.
Keşke son zamanlarda ona ne olduğunu bilseydim.
Je voudrais juste savoir ce qui se passe avec lui.
Keşke ne kadar sevdiğimi bilseydin.
J'aimerais que tu le saches.
Keşke o övgüyü alabilsem ama hepsi sendin, Rafe.
J'aimerais pouvoir prendre le crédit, mais c'était toi, Rafe.
Keşke kendini sevmeyi öğrenebilseydi.
Elle devrait apprendre à s'aimer.
- Keşke etselerdi.
Je souhaite qu'ils ont fait.
Sadece keşke görmeseydin.
J'aurais préféré que vous ne soyez pas blessés.
- Keşke duvarların dili olsa.
Si seulement les murs pouvaient parler.
Keşke turun bu kısmını geçseydik.
J'aurai préféré éviter cette partie du voyage.
Keşke yardım etmek için yanında olsaydım.
J'aurais aimé être là pour aider.
Keşke babam burada olsaydı.
J'aimerais que mon père soit là.
Ama keşke sen anlayabilsen.
Mais si seulement toi tu comprenais.
Keşke senin yaptıklarını yapabilseydim, ama yapamıyorum.
J'aimerais faire ce que tu fais, mais je ne peux pas.
Keşke söyleyebilsem.
Désolé, j'aimerais pouvoir le faire.
Bu şehir için daha az çalıacağını bildiğim için keşke diyorum.
C'est dommage, il est un mec inaccessible de plus dans cette ville.
Bu kararsız kaldığım zamanda sendeki cesaretin yarısı bende olsa keşke.
Si seulement j'avais un peu de votre courage en ces temps d'incertitudes.
Keşke gelip beni kurtarsalar da Ama sen bunu yapanlardansın, Bu yüzden bunu yapıyoruz.
J'aurais voulu qu'ils me sauvent, mais vous êtes ceux qui l'ont fait, alors on va au bout.
Keşke başka bir yolu olsaydı ama yok.
J'aurais souhaité qu'il y ait un autre moyen, mais ce n'est pas le cas. - Oh, hey.
Keşke benim adım da şehir olsaydı.
- Je voudrais un nom qui soit un lieu.
Bu duvarlardaki adamlar keşke bizim de elimizde böyle bir silah olsaydı diyor herhalde.
Les hommes accrochés à ces murs auraient rêvé d'avoir une telle arme.
Keşke o kadar kolay olsaydı.
J'aimerais que ce soit aussi simple.
Tanrım. Keşke telefonuna cevap versen.
Si seulement tu répondais à tes appels.
Tanrım! Keşke bu fırtına hakkında yanılsaydın!
Seigneur, j'espère que tu avais tort pour cette tornade!
Keşke ellerimden kayıp gitmeden önce bunlara tutunabilsem.
Si seulement je pouvais la tenir avant qu'elle ne s'efface.
Keşke daha fazlası olsaydı.
- J'aimerais en avoir plus.
Şimdi, keşke o kadar akıllı olmasaymışım diyorum.
Maintenant, j'aimerais ne pas avoir été si malin.
Yapmadığımız ama keşke dediğimiz şeyler var mı?
Y-a-t-il des actes que nous aurions dû entreprendre?
Keşke gitmek zorunda olmasan.
J'espère que tu ne partiras pas.
Keşke bunu en başından bilseydim.
J'aurais aimé le savoir la 1re fois.
Tanrı keşke bana öyle bir baba verseydi.
J'aurais aimé avoir un père comme lui.
Jay'in kaskını saklamamız gerekmese keşke.
J'espère vraiment qu'on n'ait pas à garder le casque de Jay.
Keşke.
- Je l'espère.
Ben de keşke Oregon'da olsaydım.
J'aimerais être dans l'Oregon.
Böyle zamanlarda keşke Nixon olsaydım diyorum.
C'est là que j'aimerais être Nixon.
Keşke biraz daha centilmen olabilseydim diyorum.
J'aurais voulu être plus gentleman.
Biliyorum basta kokain cekmek kulaga biraz cilginca geliyor ama keske yapsaydim diyecegin bir sey kalmasin.
Je sais, sniffer une ligne pour la première fois semble effrayant, mais ne meurs pas avec ta liste de chose à faire incomplète.
Cam bu nedir? - Ay olamaz, şimdi görmeseydin keşke.
Cam...
Keşke söylemeseymiş.
- J'aurais préféré qu'il te le dise pas.
- Keşke bir bilgim olsaydı.
Regardez ça.
Yazar olsaymışsın keşke.
Vous devriez être écrivain.