English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Kieran

Kieran traducir francés

292 traducción paralela
Gerçek adı Kieran Harvey.
Kieran Harve de son vrai nom.
En azından bir çay içebilirsin, Kieran.
Restez prendre le thé, Kieran.
Bu büyükelçi Dreylock ve Dr Kiernan.
Voici l'ambassadrice Dreylock et le Dr Kieran.
Dr Kieran ve ekibi başarılı bir naquadria bomba denemesi gerçekleştirdiler.
Le Dr Kieran a fait un essai concluant de bombe au naquadria.
Dr Kieran.
Dr Kieran.
Dr Kieran'a göre, üç ülkede de bu harekete destek var.
Le Dr Kieran dit qu'ils ont des soutiens dans les trois pays.
Sen gittiğinden beri Dr Kieran artık aynı değil.
Le Dr Kieran n'est plus le même depuis que vous êtes parti.
Eğer Dr Kieran gerçekten naquadria çalıp Direniş merkezine getirmişse, onun izini takip edebilirim.
Si le Dr Kieran a passé du naquadria à la Résistance, je peux le retrouver.
Dr Kieran'ı burada buldular.
C'est là où ils ont trouvé le Dr Kieran.
- Evet. Bunlar Dr Kieran'ın tarama sonuçları.
- Voici les radios du Dr Kieran.
Dr Kieran şizofreniymiş.
Le Dr Kieran est schizophrène.
Peki ya Dr Kieran?
Et le Dr Kieran?
Daha vakit var.
Kieran, tu as une heure de colle dans cinq minutes.
Biz birinci sınıftayken Karen ve Patrick Fitzpatrick hâlâ son sınıftaydılar, hatırladın mı?
Tu te rappelles quand Kieran et Port Fitzpatrick étaient encore au bahut? - Quand on était en seconde?
- Kieran, dinle beni, tamam mı.
Ils reviennent. Kieran, écoute ma voix, d'accord?
- Kieran!
- Kieran!
- Sen bunu yap Kieran ve diğerlerini arayacağız.
Nous, on pars à la recherche de Kieran et des autres. - Tu es blessée.
Kieran'la beraber bir şeyler almaya gitti. Birazdan döner.
II est allé chercher des trucs avec Kieran.
Bu da onun sağdıcı Kieran.
Et son garçon d'honneur, Kieran.
Kieran, saag paneer'den ister misin?
Kieran, tu veux du saag paneer?
- Bu Kieran, sağdıç. - Memnun oldum. - Çok memnun oldum.
- Le garçon d'honneur, Kieran.
Arkadaşı nasıl? Adı neydi çocuğun? - Kieran.
Et son ami, comment déjà?
- Hah, evet.
Kieran.
Düzeltmeye çalıştım ama. Kieran, makineyi boşaltabilirsen, bu delikanlıya gününü göstereceğim.
Kieran, quand tu auras tout vidé, je vais lui mettre la branlée de sa vie.
Sean, Kieran, siz yan kapıdan gireceksiniz.
Sean, Kieran, prenez la porte de côté.
Çentik, son Gerçek Arayıcı Kieran, Barrier Peaks savaşındayken olmuş.
Souvenir du dernier vrai sourcier, Kieran, - lors de la bataille de Barrier Peaks.
Kieran.
Kieran...
Dış kapı büyüyle mühürlenmiştir. Ayrıca Kieran'ın mezar odasının tek anahtarı da bende.
- Un sort scelle la porte d'entrée, et je détiens la seule clé de la sépulture de Kieran.
Kieran'ın yattığı iç mezar odası.
La sépulture de Kieran.
Richard, kutuyu alıp Kieran'ın yanına koy.
Prends la boîte, et place-la à l'intérieur.
Kieran gömüldüğünden beri bu anahtar hep Büyücülerin elindeydi.
Seuls des magiciens ont eu cette clé depuis l'enterrement de Kieran.
Vivian, görevi tamamlamasında Kieran'a yardım etti.
Viviane a aidé Kieran à finir sa quête.
"Burada Kieran, Gerçek Arayıcı yatıyor."
Il est dit... " Ici repose Kieran,
Vivian, Kieran'a yardım etmemizi istediği için bizi burada tutsak etmiş olabilir ve belki Kieran serbest kalınca o da bizi bırakır.
Viviane nous a peut-être piégés ici afin d'aider Kieran. Et peut-être qu'une fois Kieran libre, elle nous libérera.
Kieran, görevi için her şeyinden vazgeçti.
Kieran a tout abandonné pour sa quête.
Kieran'ın feda ettiği şeyleri düşün.
Pensez à ce qu'il a sacrifié.
Kieran'ın ruhu serbest ama bedeni sanki utanç verici bir şeymiş gibi hâlâ saklı.
L'âme de Kieran est libre mais son corps est caché telle une chose méprisable.
Artık Kieran huzur içinde yattığına göre umarım buradaki görevimiz bitmiştir.
Maintenant que Kieran est en paix, espérons que notre tâche est terminée.
Artık Richard değil Kieran'ım.
C'est plus Richard. Mais Kieran.
Kieran'ın büyücüsü Anfortas'ın ruhuyum.
L'esprit de Amfortas, sorcier de Kieran.
Kieran'ı serbest bırakmanı engellemeye çalışan bendim.
C'est moi qui ai voulu t'empêcher de délier le corps.
Çünkü senin bildiğin Kieran hikâyesi bir yalan.
Car l'histoire que tu connais de Kieran est un mensonge.
Bin yıl önce Kieran ile Vivian, bir Arayıcı ile bir Confessor'ün yapabilecekleri en kötü şeyi yaptılar.
Il y a mille ans, Kieran et Viviane ont fait le pire possible pour un sourcier et une inquisitrice.
- Evet ve bu Kieran'ı mahvetti.
Et ça a détruit Kieran.
Yapmam gerekeni, Kieran.
Mon devoir, Kieran.
Kieran, Vivian'ın hükmünden kurtulunca ıstırabı geçer ve özüne döner sandım.
Je pensais qu'une fois Kieran hors du contrôle de Viviane, son chagrin s'effacerait et il reviendrait à lui.
Sanki ruhu geride sadece öfke ve nefret bırakarak Kieran'dan koparılmıştı.
Comme si l'âme de Kieran lui avait été arrachée, ne lui laissant que colère et haine.
Kieran'ın ölümde bile durmayacağına dair ettiği yeminden korkmuştum.
Je craignais la promesse de Kieran, qu'il n'aurait de repos, même mort.
Kieran!
Kieran!
Ben Kieran.
- Enchantée.
Kieran, Vivian bizden ayrılmalı.
Viviane doit partir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]