Kilometre traducir francés
5,478 traducción paralela
Tecavüzün gerçekleştiği yerin iki kilometre yarıçapındaki tüm eczanelere göz yaralanması nedeniyle gelen sarı saçlı, mavi gözlü biri olup olmadığını araştırdım..
J'ai appelé toutes les pharmacies dans un rayon de deux miles autour de la tentative de viol en demandant si un homme au cheveux blonds et au yeux marrons serait venu avec une blessure à l'oeil.
Alarmı harekete geçiren şey üssün girişinin bir kilometre ötesinde.
L'alarme a été déclenchée à 1.5 km de l'entrée de la base.
NSA'dayken araçlarımızı tesisin bir kilometre kadar dışına park ederdik.
A la NSA, on se gare en dehors du site, à environ 1km.
Bir bilgisayar monitörü karşısında oturup sadece tıklananız yeter. Binlerce kilometre uzakta bir yerde tam bir yıkım yaşanır.
Vous vous asseyez derrière un ordinateur, vous visez, cliquez et... à des milliers de kilomètres, destruction totale.
Cezayir gezisi için benim kilometre tasarruf um, düşünüyordum.
Je pensais me servir de mes miles pour un voyage en Algérie.
Ama en yakın ordu üssü Monument Point'te, orası da buradan 500 kilometre ötede.
La base la plus proche est à Monument Point, qui est à 500 km d'ici.
3 bin kilometre uzakta bile olsam sahil kenarında bir okula gidiyorum.
J'ai déménagé à 320 km et je vais toujours à l'école de la plage.
Yolun birkaç kilometre ilerisinde.
C'est à quelques kilomètres sur cette route. J'en viens.
Hayal etmeme gerek kalmadı çünkü 30 kilometre uzağımda yaşıyor ve arada yaptığımız gibi yemek için buluştuk işte.
Je n'ai pas eu à l'imaginer parce qu'il vit à 30km, on a diné ensemble comme on le fait parfois.
Bu her ne kadar uzak bir ihtimal de olsa tetikçinin bu sabah tavan penceresini delecek kadar hızlanmasına neden olan saatte beş kilometre hızla giden karayelden yardım alarak mermi yönünde herhangi bir değişime uğramadan merminin metronun havalandırması yüzünden hızının artmasında 0,04 % ihtimal mevcut.
Bien que la probabilité semble improbable, il y a une chance sur 0,004 % qu'un tireur tirant avec le vent nord-ouest de ce matin de 8 km par heure, ça augmenterait la vitesse de la balle jusqu'à ce qu'elle atteigne la lucarne, où la trajectoire allait changer nominalement et la vitesse de la balle serait augmentée en raison de la climatisation dans la station.
- Meksika 3200 kilometre uzak.
- Mexique approximativement 2,000 milles loin.
Buradan 48 kilometre ötedeki Fairplay kasabasında şehrin merkezindeki bir alanı NODOFOPA diye bir şeye dönüştürdüler.
Trente miles au sud, dans la ville de Fairplay, Ils ont transformé le quartier nord en NODOFOPA.
Auschwitz'in 5 kilometre ötesi artık NoMoAuchie oldu.
Trois miles au nord d'Auschwitz, il y a le NoMoAuchie.
Yolun birkaç kilometre aşağısında.
Un peu plus loin dans la rue.
Üzgün olmayı geride bırakalı... milyonlarca kilometre oldu.
Nous sommes très loin d'être désolés.
Gözünü dikmiş size bakardı aklı milyonlarca kilometre uzaktaymış gibi.
Je ne sais pas. Il regardait à travers vous, comment si ses pensées étaient très loin.
O dereyi geçtikten 5 kilometre kadar yürüdük yola ulaşmadan da 3 kilometre kadar daha yürüdük.
On a marché presque 5km après avoir traversé le ruisseau , et 3 autres avant d'arriver à la route .
Tanrım, bir buçuk kilometre.
Seigneur, ça fait plus d'un kilomètre.
Sonra yolun birkaç kilometre ilerisindeki markette durdum. Sonra...
Et j'ai trouvé un supermarché pas très loin...
Buradan 16 kilometre uzaklıkta geyiklerin kol gezdiği bir yer biliyorum.
Je connais un endroit à 15 kms où les élans vont boire.
Öyle ama yolumuza 16 kilometre daha ekleyecek.
Mais ça ajoutera 15 kms.
Altı hafta boyunca hiç durmadan tam 7440 kilometre.
C'était à 7 583 km. Six semaines sans arrêt.
Beni 150 kilometre uzağa bile götürmeye yetmez ki orasının da burası gibi yokluktan hiçbir farkı yoktur.
De quoi faire à peine 150 km, et me retrouver à Pétaouchnok.
Büyükannemin 110 kilometre uzakta yaşadığının farkındasın değil mi?
T'es au courant que Mère-grand habite à cent kilomètres?
Çünkü sadece gökyüzünde bir kilometre yukarıdayken DDT mümkün olabilir.
Car à moins d'être à 1,5 km en l'air,
Paraşütüm açılmadı ve 3 kilometre yüksekten aşağı düştüm.
Mon parachute s'est pas ouvert et je suis tombée à 10 000 pieds au sol.
Eroin hâlâ benim mülkiyetimden 2.500 kilometre uzakta. - Yani, daha bir bok yapmadınız.
- Eh bien, il me semble de mon côté que l'héroïne est toujours à 1000 lieues d'être en ma possession, ce qui signifie que vous n'avez rien livré encore.
Yolun 15 kilometre dışındaki Bob's Brisket'e kadar götürebilirim seni.
Je peux vous emmener jusqu'au Bob'Brisket à environ 16 km d'ici.
Şehir merkezinin 15 kilometre ötesine çıkarsanız veya kendinizi şüpheli bir duruma sokarsanız, baskın yapıp sizi bir suçlu gibi hapse atarız.
Ne vous écartez pas plus de 10 miles du centre ville et ne vous mettez pas dans des circonstances atténuantes, sinon nous nous occuperons de vous et tire toi loin comme un escroc banal.
Ailemden sekiz kilometre ötede çalışacağımı mı sanıyorsun?
Je devrais travailler à 5 000 kilomètres de ma famille?
Seksen kilometre yol gidince hiçliğin ortasına düşüyorsun.
80 km et tu es au milieu de nul part.
Managua'dan 120 kilometre mesafede.
C'est à 120 km de Managua.
Bugün, bir kilometre taşına ulaştık.
Aujourd'hui nous avons atteint le Saint Graal.
Sadece soru sormak için bile insanları 10.000 kilometre uzaktan getirebilirim.
J'ai fait 6 000 km pour leur poser des questions.
Sizin motor 1 milyar kilometre yol yapmış motor gibi.
Le moteur a presque un millions de kilomètres.
Birkaç yüz kilometre çapında sıra dışı olaylara bakarak başlayalım ev soygunu, hırsızlık, saldırı falan gibi.
Cherchons une activité inhabituelle dans un rayon de quelques centaines de km. cambriolages, vols, voies de fait.
İndiğin yerin 160 kilometre çapındaki, tüm polis raporları bunlar son 48 saatteki her şey.
Ce sont des fichiers de rapports de police sur 100 kms aux alentours de la où tu es arrivée depuis les dernières 48h.
Binlerce kilometre ötede olabilirim ve buna rağmen bir cihazı açıyorsunuz ve görüntüm ile sesim size ulaşıyor oradayım.
Je pourrais être à des milliers de kilomètres, et pourtant, quand vous allumez n'importe quel appareil qui vous apporte mon image et ma voix, Je suis là
Kaybolmadan binlerce kilometre uzaklara göç edebilirler. Nasıl?
Ils peuvent migrer sur des milliers de kilomètres sans se perdre.
Bir hindiba onlarca, belki de yüzlerce kilometre seyahat edebilir hatta sıradağlar bile aşabilir.
Un pissenlit peut parcourir des douzaines, et peut-être des centaines de kilomètres, et même traverser des chaînes montagneuses.
Yolcuları saatte binlerce kilometre hızla taşıyan uzay gemilerini kontrol edebileceğimizi ve artık Dünya atmosferini aşarak yolcularıyla iletişim kurabileceğimizi biliyoruz.
Des vaisseaux spatiaux, avec des passagers, à des milliers de km / h, peuvent être contrôlés et une communication établie avec leurs passagers, car on sait maintenant que l'atmosphère de la Terre peut être pénétrée.
Gönderilmeye başladıkları andan itibaren bir ışık yılı uzaklığa ulaştılar bu da 9.6 trilyon kilometre ediyor.
Elles parcourent une année-lumière de distance... c'est six billions de kms... chaque année depuis qu'elles ont été émises.
Dünya'nın kabuğundan püsküren eriyik kaya, 100 kilometre boyunca bu kalderayı doldurarak bugünlerde bir göl haline gelmiştir.
La roche fondue qui a jailli de la croûte terrestre a laissé ce cratère volcanique, de 100 kilomètres de long, maintenant rempli d'un lac.
Bu tür bir yıldız ölümüne "süpernova" adını verdi ve ölmekte olan yıldızın, 1,5 milyon kilometre çapından yalnızca 15 kilometreye küçüleceğini öngördü.
Il a appelé ce type de mort stellaire une supernova. Il a prédit que l'étoile morte rétrécirait de 1,5 million de kilomètres à seulement 15.
12 kilometre.
13 kilomètres.
Atılma yerleri demişken en yeni kurbanımız son görüldüğü yerden 80 kilometre ötede bulunmuş.
En parlant de là où on a trouvé les corps, notre plus récente victime a été trouvé à 50km de là où elle a été vue pour la dernière fois.
1989'da boğulmuş bir kurban var ilk cesedin bulunduğu yerden 16 kilometre öteye atılmış tek yanlış tecavüz edilip bıçaklanması.
J'ai une victime d'étranglement en 1989 jetée à 15 Km d'où le premier corps a été trouvé, seulement elle a été violée et poignardée. C'est sa zone de confort.
5 kilometre içinde 9 seks suçu kaydedilmiş.
On a 9 délinquants sexuels dans les 5 km.
- Kaçırılan yerden sadece 8 kilometre ötede.
Le père de gabby. On est à 8 km du lieu de l'enlèvement.
Neredeyse 40 kilometre.
Presque 40 km.
Queen Consolidated'da çalışmak için binlerce kilometre yol kat etmemiş olurdum ve bana basit bir bilgi işlemci kızdan çok daha fazlası olabileceğimi söyleyen kapüşonlu çılgın bir adama inanmazdım.
cru un homme sorti des bois lorsqu'il m'aurait dit que j'étais plus qu'une simple fille du service informatique.