English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Knock

Knock traducir francés

124 traducción paralela
Hakkında envai çeşir tevatür dolaşan Knock diye bir emlakçı vardı.
Il y avait aussi un agent immobilier appelé Knock, un homme étrange, sur lequel circulait plusieurs rumeurs
Yırtıcı Nosferatu daha henüz, yoldayken, emlakçı Knock, onun tılsımının etkisine çoktan kapılmış görünüyordu.
Alors que le prédateur Nosferatu approchait, il semble qu'il avait déjà attiré l'agent immobilier Knock dans son ombre.
Knock'u seçtiler.
Ils choisirent Knock.
"Knock'u yakaladılar!"
Knock a été capturé!
- Nakavtla biter dersen başka. - Unut gitsin!
A égalité par knock-out.
İkinci rauntta süre bir dakika 38 saniye. Tommy Joyce, ikinci rauntta Gunboat Johnson'u nakavtla yenmeyi başarıyor.
Au second round, en 1 minute 38 secondes par knock-out, Tommy Joyce a battu Gunboat Johnson!
Nelson nakavtla galip.
Nelson par knock-out.
Dördüncü rauntta 2 dakika 58 saniyede nakavtla galip.
Par knock-out... - N'en parlons plus.
Sizlere o yere sermeyi bir de ağır çekimde sunuyoruz.
Renvoyez ce knock-down au ralenti.
Nakavt mı?
Knock out?
Nakavt halinde, en uzak tarafsız köşeye gidin ve orada kalın.
En cas de knock-down reculez dans le coin le plus éloigné.
Yere düşme halinde, ayaktaki en uzak köşeye gider.
En cas de knock-down gagnez le coin le plus éloigné.
Kutsal bir ışıkla onları yere serdin sekiz, dokuz, on ve knock out!
Aplatis comme des crêpes! Huit, neuf, dix, knock-out!
... 7. raundun bitmesine 13 saniye kala... nakavtla kazanan boksör Cassius Clay.
Après 2'13 " dans le 7 ème round... vainqueur par knock-out, Cassius Clay.
Neden? Nakavt oldum diye mi?
Parce que j'ai été mis knock-out?
Onu yere serdim.
Je l'ai mis knock-out.
Formda değildim, o da beni nakavt etti.
Je n'étais pas en forme, il m'a mis knock-out.
Tam bir ahu.
N'est-elle pas un knock-out?
Varlığı ya da yokluğu iki yere düşme, iki pes etme ve bir nakavtla belirlenecek.
L'existence ou la non-existence sera déterminée par deux chutes, deux abandons ou un knock-out.
Nakavt durumunda, köşenize gidin.. .. ve ben gel deyinceye kadar bekleyin.
En cas de knock-down, allez dans le coin et restez-y jusqu'à ce que je vous appelle.
Kariyerinde ilk defa Robinson yerde.
Robinson va essuyer le 1er knock-down de sa carrière!
Nakavt.
Knock-out!
Çocuklar da tahmin edeceğiniz gibi önce gülmüşler adama sonra da itişmişler ve adam yere yığılmış.
Et les garçons étant ce qu'ils sont, ils ont d'abord ri de l'homme, puis ils ont commencé une dispute avec lui, et il a été mis knock-out.
Dövüş sırasında bahisler açık, biri düşünce raunt biter.
Paris ouverts! Un knock-down termine le round.
Al bir numara, vur ağaca bul bir neden, iyi hissetmek için
Take a number, knock on wood We'll find a reason to feel good
Al bir numara, vur ağaca bul bir neden, iyi hissetmek için
Take a number, knock on wood Find a reason to feel good
Bayan Carlisle, Nancy'yi altı yedi raunt sonra nakavt ederdi.
- Oui. Mme Carlisle met Nancy knock-out au sixième ou septième round.
Tam onu istediğin noktaya getirdiğini sandığında beklenmedik bir sağ kroşe sallar ve Nancy mahvolur.
Quand tu penses l'avoir coincée où tu la veux, pan! Sa dr oite vient de nulle part et Nancy est knock-out.
Tom Turner, yasal sistemin Rocky Balboa'sı, nokavtla kazandı.
Tom Turner, le Rocky Balboa du système judiciaire, a gagné par knock-out. Il a été acquitté.
- Knock knock.
- Toc toc. - Qui est là?
Eğer rakibiniz düşerse, hemen uzak köşeye gidip orada bekleyeceksiniz.
S'il y a un knock-down, l'autre se retire dans un coin neutre... et reste là.
Knock yourself out.
Etouffe toi avec.
Don't knock a multi-platinum single.
N'abîme pas Monsieur Platine.
Tijuana, onu 5. round'da knock out etmiştim.
Tijuana. Je l'ai mis K.O. au 5e round.
'Bayıltma Söylevi'.
Un Knock-out Oratoire.
[knock] Peter?
Peter?
Monroe için kazanmak oldukça zor gibi.
Malgré le knock-down, Monroe a repris ses esprits.
Monroe iki defa düştü.
Déjà deux knock-down!
Urquinaona ve diğerleri ardı ardına geliyor. Mouffetard, Bondoufle, Pontault - Combault, Marolles en Hurepois de Mandelieu la Napoule ve Knock le Zoote.
"Urquinaona" s'est glissé à côté de Mouffetard de Pontault-Combault, de Marolles en Hurepoix et de Knokke-le-Zoute.
Bi sonraki gün, Erikayla buluşmak istedim... ama konuşamayacak kadar uçmuştu.Bende ayrıldım.Tuhaftı.
L'autre matin, j'ai voulu me raccommoder avec Erika, mais elle était trop knock-out pour jaser.
Esprilerini çok özleyeceğim knock-knock şakasını çok severdi.
Son sens de l'humour me manque, il adorait les blagues toc toc.
- Knock.
Toc, toc.
Knock. - Kim o?
Qui est là?
Ve şimdi nakavt vuruşu!
Maintenant, un classique knock-out!
Onikinci nakavtından sonra, Frankie'ye çok iyi iki teklif geldi.
À son 12e knock-out, Frankie reçut de très bonnes offres.
Ama endişeye gerek yok, sana bir isim seçtim. Şef Knockahomer, biz babam için bunu kazanacağız!
mais t'inquiète pas je t'ai trouvé un nom sympa chief-knock-a-homer ( le chef qui frappe les Homer ) ce match c'est pour papa!
Karşı taraftaki rakibi ise Şef Knockahomer! Bu iki makine arasında hiçbir duyguya yer yok!
BuzzKill la buttineuse-tueuse et dans ce coin le challenger chief-knock-a-homer ces robots ne font pas dans la dentelle
Knockahomer'ın çekici düştü!
Knock-a-Homer a fait tombé son marteau fais le pour le gosse
KNOCK, Emlakçı
Toc, un agent immobilier :
Knock-knock.
"
Knock, knock.
Toc, toc.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]