Kocanız mı traducir francés
966 traducción paralela
Kocanız mı?
Votre mari?
Bu adam kocanız mı?
Cet homme est votre époux?
- Kocanız mı? Ya da bekleyebilirseniz yakında döner.
Il ne va pas tarder.
- Şimdiki kocanız mı?
- Votre mari actuel?
Kocanız mıydı?
C'était votre mari?
Alay etmiyorum. Senin kocan gerçek bir yıldız, kızım.
Je te dis, ton mari va tenir l'affiche.
Kocanızın yardımcı olmasını çok isterim.
Je serais ravi que votre mari puisse m'aider.
Umarım kocanız kendisini daha iyi hissediyordur.
entrez.
Ayrıca, bir saat önce kocanız olduğunu sandığım bir bey geldi.
J'ai eu ça il y a deux jours. Un homme est passé, je crois que c'était votre mari.
Şuna eminim ki Bayan Colet... kocanız sağ olsaydı... böyle bir zamanda ilk yapacağı şey...
Mme Colet, si votre mari vivait encore, il aurait proposé une diminution des salaires. Les affaires m'ennuient.
İyi akşamlar. Umarım kocanız ve siz rahat edersiniz.
J'espère que vous vous reposerez bien, vous et votre mari.
Robert, kocanızın iş adamı olduğunu söyledi.
Robert m'a dit que votre mari est entrepreneur.
Söyler misiniz Bayan Blake, merakımı affedin lütfen... siz ve yaşlı kocanız neden ta buralara kadar geldiniz?
Dites, Mme Blake, si ce n'est pas trop indiscret, que faísíez-vous là-bas, votre mari et vous?
Peki kocanı ne yapacağız? Merak etme canım.
Mais, et votre mari.
Ben hapse girersem, sen de kocan da fazla uzakta olmazsınız.
Si je vais en prison, tu ne seras pas longue à m'y suivre et ton mari aussi! On te croira pas!
Kocanız size derhal teslim edilecek Bayan Chandler. Bulur bulmaz buraya yollarım.
Votre mari vous sera rendu intact, Mme Chandler, dès que je l'aurai trouvé.
Sanırım kocanız iyi bir adam. Evet.
Votre époux doit être un bon montagnard.
Kocanızı göreceğiniz için mutlu olmayacak mısın?
Vous serez contente de voir votre mari?
Bir başka deyişle, kocanızın ölümünden sonraki sabah bu ofisteyken verdiğiniz ifade yalandı.
La dernière fois, Mme Carlsen... après la mort de votre mari, vous m'avez donc menti.
- Sağ olun, bayan. Kocanızın burada olmadığını zannediyorum.
M. Aysgarth est en voyage?
Bay Thwaite'ın üzerinde kocanızın onunla henüz... bir şirket kurduğunu gösteren belgeleri buldular.
M. Thwaite avait des papiers disant qu'il était associé à votre mari.
Siz ya da kocanız, bay Thwaite'ın bunun gibi bir ismi olan... bir arkadaşını tanıyor musunuz?
M. Thwaite et votre mari avaient-ils un ami portant un nom semblable?
Bayan Graham, kocanızı bir süreliğine alıkoyacağım.
Mme Graham, je vais vous enlever votre mari.
Kocanız son zamanlarında karamsar ve sıkıntılı mıydı?
Votre mari était-il déprimé ces temps-ci?
Kocanıza yardım etmek istiyorsanız, kafanızı kullanın.
Vous voulez aider votre mari? Réfléchissez :
Tabi hatırlıyorum.Umarım kocanız memnun kalmıştır.
Il a plu à votre mari? Beaucoup.
Neyse, Canino, kocanızın kiralık adamı, ben aptal gibi beklerken ona benden önce ulaştı. Ben yandaki odadaydım.
Canino, le tueur de votre mari, l'a eu en premier... pendant que j'étais comme un cave... dans la pièce à côté.
Haddimi aşmak istemem, ama kocanız da söyleyecek, elimizde çok az bilgi var. Her şeyin yardımı dokunabilir.
Je ne veux pas être indiscret mais nous avons si peu de renseignements.
Kocanız tüm bunları alacak parayı jüriyi kandırarak mı kazandı?
Et votre mari a pu vous l'offrir en aboyant devant les jurés?
İşin içine efendisini çok seven bu adamı da karıştırarak sonunda kocanıza ihanet etmeyi başarmış olmadınız mı acaba?
N'êtes-vous pas arrivée à vos fins en poussant cet homme qui vénérait son maître à le trahir?
Evinizde ve kocanızın yatında... görevli olan, Sidney Broome adında bir adam var mıydı?
Aviez-vous un employé répondant au nom de... Sidney Broome?
Kocanızın boşanma davalarında tuttuğu dedektifin... Sidney Broome olduğunu söylesem şaşar mıydınız?
Seriez-vous surprise d'apprendre que le détective... engagé par votre mari... dans les affaires de divorce était Sidney Broome?
- Kocanızın yanına mı?
Chez votre mari?
- Eğer bilmek için ısrar ediyorsanız kocanız vakanızın teşhisi için muayenehanemi aramıştı. Sanırım on gün önceydi.
Votre mari est venu à mon bureau, pour avoir un diagnostic sur votre cas il y a environ dix jours.
- Kocanız buna karşı mı?
- Votre mari est contre? - Non.
" Değişen zamanımızla birlikte Bayan Donald Harvess... gözde köşe yazarımız, sevgili kocanız yedek kuvvetlerden... Amerikan ordusunda aktif göreve teşrif etmiş bulunmaktadır.
"Une époque qui change" par Mme Donald Jarvess, en remplacement de notre journaliste préféré actuellement sous les drapeaux.
Hal böyleyken, düşündüm de, yüzüme karşı söylemek istemeseniz bile kocanız ve siz beni masanıza davet etmemeyi tercih edebilirsiniz.
Donc, bien que vous puissiez hésiter à me le dire en face vous ne tiendrez pas à m'avoir à votre table.
Bayan Holland, Lord hazretlerimize, kendi kelimelerinizle anlatır mısınız... ölümünden önceki gece kocanızla yapmış olduğunuz konuşmanın konusu neydi?
Veuillez rendre compte à Leurs Seigneuries de votre conversation avec votre mari, la veille de sa mort.
Size bu sıkıntıyı yaşatacağım için özür dilerim... ancak Lord hazretlerimize kocanızın cesedini nasıl bulduğunuzu anlatır mısınız?
Veuillez dire à Leurs Seigneuries...
Bakın Bayan Manleigh bu kadın kocanızın ürettiği peyniri değiştirmiyor benim yazdığımı neden değiştirsin?
Si cette femme ne se mêle pas des affaires de son mari, pourquoi se mêlerait-elle des miennes?
Kocanız hala hayatta mı?
Votre mari est encore vivant?
Peki Bayan Gilvray, kocanızın ölümüne memur Garwood'un anlattıklarının dışında bir neden olduğuna inanmanızı gerektirecek bir durum var mı?
Avez-vous une quelconque raison de croire que les circonstances de la mort de votre mari diffèrent de ce qu'a décrit M. Garwood?
Bayan Emery... kocanızın kendisini öldürmesi için bir neden var mıydı?
Mme Emery, voyez-vous une raison pour laquelle votre mari se serait suicidé?
- Sebebini tam olarak bilmiyorum... ama kocanızın onunla bir bağlantısı olduğundan eminiz. Öldürmek, Bay Fabian'ın işinin bir bölümü.
- J'ignore son mobile, mais nous savons qu'il avait un lien avec votre mari, et le meurtre fait partie intégrante des affaires de M. Fabian.
Bay Wittol ve diğerlerinin kocanızın ruh haliyle ilgili söylediklerini dinlediniz.
Vous avez entendu M. Wittol et les autres décrire l'état d'esprit de votre mari.
Kocanız farklı bir gazetecilik yarattı ve siz ona yardım ettiniz.
Votre mari a modernisé le journalisme avec votre aide.
Kocanız nasıl olduğunuza bakmamı söyledi.
Votre mari m'a dit de venir.
Kocanızı biraz tanırdım.
Je connaissais un peu votre mari.
Kocanız bu akşam mı geliyor?
Votre mari revient ce soir?
Ve eminim, kocanızın da sizin, ona yardım etmenizi isterdi.
Et je sais que votre mari voudrait que vous l'aidiez.
Kocanız bizi tanıştırdığında, adımı duyduğunuzda... "Şu yazar olan mı?" demiştiniz.
Quand votre mari nous a présentés et que vous avez entendu mon nom, vous avez dit : "L'écrivain, c'est ça?"