English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Konuşur

Konuşur traducir francés

2,702 traducción paralela
Hep işten konuşur.
Il ne parle que de ça.
Devrim hakkında konuşur ama tek bildiği uluslararası hukuk çalışmaktır.
Il parle toujours de révolution, mais il ne pense qu'à ses études de droit international.
Benimle konuşur musun lütfen?
Parle-moi au moins?
Olmaz. Hazır olduğunda konuşur zaten.
- Elle parlera quand elle sera prête.
Güvende hissedecekseniz Sarah da gelir, sizi rahatlatır, sizinle konuşur.
Si ça peut vous rassurer, Sarah pourrait venir se détendre et parler.
Genelde silahlar benimle konuşur.
Les pistolets me parlent d'habitude.
Eğer tek bir kelime dahi yazarsan haberinin kaynağını araştıran kişilerle konuşur ve her şeyi inkar ederim. Yaparım bunu.
Si vous imprimez un seul mot, je nierai tout à ceux qui vérifieront les faits.
Bugün, yarın konuşur.
Tôt ou tard, il parlera.
Müdürüm, Hacı belki bana konuşur.
Monsieur, Hadji pourrait me parler.
Yani kim onlarla bu kadar şeyi konuşur ki?
Qui peut autant parler de lui-même?
Benimle kim konuşur?
Qui voudrait me parler?
Gidip onunla konuşur ve birileri ölmeden önce Olivia'yı zapt etmesini söylerim.
Je peux aller lui parler pour qu'il calme Olivia avant que quelqu'un soit tué.
- Aynen öyle. Laguerta'yla konuşur musun diye- - Hay sıçayım!
Alors tu vas parler à Laguerta...
Tamam, bak ben gidip Thornton ile konuşur ve seni hastaneden arar neler olduğunu söylerim.
Je vais parler à Thornton et je t'appellerai à l'hôpital.
Tabii ki, Şef sizinle konuşur.
Évidemment, le chef vous dit tout.
Lütfen alçak sesle konuşur musunuz?
Baissez d'un ton, s'il vous plaît.
Eğer, Claire onlarla konuşuyorsa, belki bizimle de konuşur.
Peut-être qu'elle nous parlera.
Ve önce biri konuşur, sonra diğeri anlatır.
Une personne parle, puis l'autre.
Yapma, Joey. İnsan yeni kankasıyla böyle mi konuşur?
C'est une façon de parler à ton meilleur pote?
Kendilerine daire bulmaları için Cristina ile konuşur musun?
Tu peux dire à Cristina de se trouver un appart?
Pekâlâ. Danny'yle gidip Ben'le konuşur o tüfeği de balistiğe yollarız.
Danny et moi irons voir Ben et on fera des analyses balistiques.
Eğer düzgünce konuşur ve ben de ikna olursam, ancak o zaman gidebilir.
S'il dit ce qu'il faut, et que je le crois, il pourra partir.
Onu biraz yumuşatmak için onunla konuşur musun, ben de hastamı tekrar radyolojiye götürüp sıvı torbasını taktırabileyim o da olay çıkartmasın?
Tu pourrais lui parler? Arranger le coup, que je puisse emmener mon patient en radiologie et lui faire remettre un drain sans qu'il fasse un scandale.
Ben de acaba onunla konuşur musun diye merak ediyordum.
Je me demandais si tu pouvais lui parler.
İnsanlıkla bilmece gibi konuşur :
Elle s'adresse à l'humanité avec la fameuse énigme
Doktor, yeni satışları yalnızca öğle arasında konuşur.
Bonjour. Les nouveaux visiteurs apportent le déjeuner.
Hangi liseli böyle konuşur ki?
Quel collégien parlait comme ça?
Git dekore et. Sürekli tampon çıkartması gibi konuşur musun sen?
Tu causes toujours comme un t-shirt?
Öldürmek için, dil en mucizevi organla konuşur düşünce evimizle.
Car le meurtre, bien qu'il n'ait pas de langue, trouve une voix pour parler.
Baban kıçıma bakar, ama benimle konuşur.
Ton père me mate le cul, mais il me parle.
Bütün bunları sıradan biriyle konuşur muyum sanıyorsun?
Tu crois que j'en parlerais à n'importe qui?
Onunla konuşur musun? Marlena'yla?
Tu le diras à Marlena?
- Evet, hem konuşur hem içeriz.
On peut parler en buvant.
İnsanlar benimle konuşur, arkadaş canlısıyımdır.
- Je suis quelqu'un d'amical.
Böyle piliçlerle her zaman konuşur musun?
C'est comme ça que tu parles aux nanas?
Konuşur muyuz?
On s'appelle?
Dedem, sanki 10 yaşındaymışım gibi konuşur hâlâ benimle.
Mon grand-père me parle encore comme si j'avais dix ans.
Benimle konuşur musun?
Tu peux me parler?
Ağaçlar benimle konuşur.
Celui-ci me parle.
Benimle konuşur muymuş bir sorun.
Qu'elle vienne me parler.
Evet, sanırım. 70'lerdeki evli çift. Geri zekalı gibi konuşur...
Le couple marié des années 70, ils parlaient comme des débiles
Kalabalığın önünde sıkça konuşur musun, Alan?
Tu parles souvent en public, Alan?
Bayan Dalrymple. Hep yersiz konuşur.
Toujours ces remarques désagréables!
Dinler, onu dinlemeye hazır olanlarla konuşur.
Elle répond à qui veut l'écouter.
Kim konuşur ki böyle?
Qui parle comme ça?
Tanrı kendisini dinlemeyeceğini bildiği biriyle konuşur mu sence?
Vous croyez qu'Il s'amuse à parler à des gens dont II sait qu'ils ne l'écouteront pas?
Bölge savcısıyla konuşur, elimden geleni yapmaya çalışırım.
Je vais voir avec le procureur.
Pekâlâ, anahtarı ondan geri alırım ve tekrar ihtiyacı olduğunda konuşur bir şeyler ayarlarız.
Je vais reprendre sa clé.
Yüksek sesle konuşur musun Rapunzel?
Je déteste qu'on marmonne.
- Hep konuşur.
- Normal.
- Konuşur mu sence? - Hayır ama bilmiyorum ki.
- Vous imaginez le tableau?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]