English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Kurul

Kurul traducir francés

1,275 traducción paralela
Deliller incelendikten sonra bu kurul, yaptıklarınızın af anlaşmanıza uygun olduğuna ve bu ülkenin iyiliği için çalıştığınıza karar verdi.
Après avoir examiné les faits avec attention, cette commission est dans l'obligation d'admettre que vos actions récentes respectent les clauses de l'accord d'immunité et qu'en réalité, vous avez à cœur l'intérêt de ce pays.
Kukla bir kurul, tamam mı?
Ce Quorum est une mascarade, d'accord?
Bunu nasıl söylersin? Daha Kurul'un yarısı seçilmedi?
Mais, la moitié du Quorum n'a même pas été choisie!
Kurul üyelerinin kar ettikleri anlaşmalardan kendine servet yapmış... -... akılsız, kafasız bir adamdır.
C'est un baratineur qui s'est enrichi avec des coups fumeux, dont les membres du Quorum ont profité.
Atmosfer oldukça gergin. Kurul üyeleri temsilcileriyle geliyorlar.
L'ambiance est électrique et les membres du Quorum arrivent avec les délégations.
Eğer itiraz yoksa Kurul başkanı bugünün gündeminde önerilen teklifleri değerlendirecek.
Donc s'il n'y a pas d'objection, l'assemblée va accepter les motions sur l'ordre du jour.
Kurul başkanı sözü Sagittaron'a veriyor.
L'assemblée écoute Sagittaron.
Sagittaron, Kurul gündemindeki ilk konunun başkan yardımcısı için adayların gösterilmesini önermektedir.
Sagittaron souhaite que le premier article à l'ordre du jour du Quorum soit des nominations à la vice-présidence.
Kurul başkanı sözü Virgon'a veriyor.
La parole est à Virgon.
Kurul temsilcilerinden bir bölümü desteklerini bilim dehasına kaydırdılar.
Un certain nombre de délégués du Quorum ont décidé de soutenir le scientifique génial.
Kurul toplantısına geç kaldım.
Je suis en retard à une réunion du Conseil.
- Kurul'un bütün üyeleri Subaylar Odası'nda mı?
Tous les membres du Conseil, sont au carré des officiers?
O halde, hâlâ demokrasi ve iyi şeyler olduğuna göre Kurul'un hemen Başkan Roslin ile görüştürülmesini talep ediyorum.
Puisque nous avons encore, une démocratie, et toutes ces jolies choses, Je propose que le Conseil exige l'accès immédiat à la Présidente Roslin.
Basın, Kurul, herkes.
La presse, le Conseil. Tous.
Kurul eski Başkan'ı görmeyi talep ediyor.
Le Conseil exige de voir l'ex-présidente.
Yetkili kurul da geçen sonbahar satışı onayladı.
Le conseil d'administration a approuvé la vente l'automne dernier.
Kurul, kurum ve diğer kuvvetlerin bir ev sahibi senin yaşamının, yaşamama izin veren, senin intikam isteğin olduğu sanılan yeteneklerine bağlı olduğuna daha yeni inandılar, bu büyüleyici
Mais, les bonnes manière, la société et un tas d'autre éléments extérieurs, vous ont convaincu que votre survie dépendait de votre capacité à supprimer votre désir de revanche et à me laisser en vie, et ça c'est fascinant.
Bu akşam bir kurul toplantımız var.
On a une réunion, ce soir.
Yedi dönemdir kurul başkanının ben olduğumu biliyor muydun?
Je suis présidente depuis la 5e.
Senin tarafın hakkında konuşacak birini takdim edeceğin kurul toplantısıdır.
Tu sais, c'est là que tu présentes la personne qui parle en ton nom?
Diğer kurul üyelerinin neden korktuğu belli.
C'est ce que les autres conseillers craignaient.
Şimdi olmaz, kurul toplantım var yarın senin için uygun mu?
Pas maintenant, j'ai quantité de rendez-vous importants. Mais demain, ça t'irait?
SGC'yi denetleyen uluslararası kurul tutukluyu yeniden uyutma teklifinizi düşündü.
Le Comité International qui supervise le SGC, a lu et pris en compte votre recommandation de remettre le prisonnier en stase.
Kurul üyelerinin bu konudaki düşünceleri çok güçlü.
Les membres du Comité ont des idées très claires là-dessus.
Seni burada tutan Uluslararası Kurul'la düzenlemeleri yeniden konuşuyorum.
Je suis en train de reconsidérer l'arrangement avec le Comité International qui vous maintient ici.
Bu tıpla ilgili sitede kurul cezası alanların listesi var.
Le site d'éthique liste les blâmes de leurs membres.
Af kurul'unda Luke'un adına bir şeyler söylemek istiyorum.
Je veux témoigner en faveur de Luke, devant la commission.
Sizi anlıyorum, kabul etmek zor ama sizi temin ederim ki bu kararı veren kurul üyeleri davayı asla hafife almadı.
Je peux aisément comprendre la difficulté d'accepter ces décisions. Mais soyez certain que ceux qui ont dû trancher l'ont fait avec le plus grand sérieux.
Birinin Kurul'a baskı yaptığını söylüyorsunuz.Müdür Salke'e.
Insinuez-vous qu'elle était sous influence? - Que Salke l'était?
O zaman bunun dışarıdan birinin işi olduğunda anlaştık, ve kurul işbirliği yaparak, katillerin peşine düşecek.
Nous décidons donc que c'est l'œuvre d'un étranger. Nous allons coopérer pour trouver le coupable.
Bu kurul yeni fikirleri reddetmez, ama dikkatlice takip etmek zorundadır.
La commission est ouverte à l'innovation, mais il faut la surveiller de près.
Kurul bir teklifi seçti. A.J. Moore'unkini.
On a choisi, par appel d'offres :
Kurul onu seçmek zorunda değil.
On n'est pas obligé de le choisir.
Kurul işi düzgün yapabilecek adamı seçer.
On choisit un type capable.
Kurul işi düzgün yapabilecek adamı seçer.
La commission choisit un type capable.
Kurul görüşmesi ne olacak?
Et votre commission d'évaluation?
Yine de, bölük komutanınızın tavsiyesi üzerine, bu kurul kalmanıza karar vermiştir.
Cependant, sur la recommandation de votre commandant de compagnie, la commission a décidé de vous garder.
- Kurul yardımınız için.
Pour votre soutien auprés de la commission.
Kurul neler yaptığını öğrendiği zaman.
Quand le conseil découvrira ce que tu as fait...
Parasızlık gibi, insanların "böyle film mi olur, hiçbir anlamı yok" sözleri gibi engellere rağmen bu kadar çok çalışmışken o sırada seyircilere filmi sevdirmişken..... meçhul bir kurul çıkıyor ortaya, görünürde bunu filmin yapımcısı için yaptıklarını papağan gibi tekrarlayarak benim istediğimi ifade edemediğimi söylüyor.
J'avais bossé dur, j'avais contourné le manque de moyens, j'avais réussi à faire taire les sceptiques, et j'avais convaincu mon public... Et tout à coup, cet organisme obscur surgit, officiellement pour rendre service aux réalisateurs, et refuse mon film!
30 ayrı ülkenin sınıflandırma sistemine baktık ve ASFD'nin sistemi, kurul üyelerinin kim olduğu açıklamayan tek film sınıflandırma sistemi.
Nous avons analysé les systèmes de notation de 30 pays. Et il n'y a que la MPAA qui refuse de divulguer les noms des membres du comité d'évaluation.
Ve bütün kurul, yeniden düzenlenen halini görünce çok memnun kalırdı.
Et chaque fois, ces versions CUT les enchantaient.
Sonra kurul üyelerinden biri dedi ki :
Un des membres m'a répondu : " Si le film
Kurul, 5 ila 17 yaş arası çocuğu olan ebeveynlerden oluşuyor
JOAN GRAVES A DÉCLARÉ QUE LES ENFANTS DES PARENTS MEMBRES DU COMITÉ ÉTAIENT ÂGÉS DE 5 À 17 ANS.
Çünkü yani bu gizli bir kurul değil ki.
Ce n'est pas un comité secret!
Ama o gizli bir kurul değil, öyle değil mi?
Mais ce comité n'est pas secret, si?
Kurul neyin yanlış gittiğini bilmek isteyecektir.
Ils voudront savoir ce qui a mal tourné.
Kurul oy veriyor.
Le Conseil est en train de voter.
Seninle kurul arasında çatışmaya sebep olacak bir konu.
- vous entrez en conflit avec.
Kurul bize tam yetki verdi. - Eminim öyledir.
D'accord, voilà ta chance.
Kurul toplanmış.
Le Conseil s'est réuni.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]