Kuzenim traducir francés
2,638 traducción paralela
- Onlar benim kuzenim.
- Ce sont mes cousines.
Onlar kuzenim.
C'est mes cousines.
Marka ve modellerinizi küçümsüyor gibi olmasın hurdalığa giden kuzenim Betsy'den bile fazla arıza yapıyorsunuz.
J'ai rien contre vos fabricants, mais vous coulez vos bielles depuis l'usine.
Yazdığına göre kuzenim John Reed ölmüş.
Elle dit que mon cousin John Reed est mort.
Kuzenim şimdi gidecek, dönüşte bizi alacak.
Elle continue et nous prend au retour.
İnga Teyze kuzenim olur.
Tante Inga est ma cousine.
Simon kuzenim İnga'nın oğlu.
Simon est le fils de ma cousine Inga.
- Kuzenim Miles.
- À mon neveu, Miles.
Kuzenim Lily, 13 yaşında. Yasal olarak burada burada çalışamaz, bu yüzden el altından ödeme yapıyoruz.
Ma cousine Lily, 13 ans, pas le droit de travailler, payée en liquide, sur mon salaire.
Kuzenim Timmy sizin herkesten daha cesur olduğunuzu söylüyor.
Mon cousin Timmy dit que personne n'est aussi couillu que vous.
Hayır, telefonda konuştuğun kişi kuzenim Marlene'di.
Non, c'est ma cousine Marlene.
Kuzenim Shinelle'in arabasını ateşe verdiler. Sırf oy sandığına gittiği için.
Ils ont mis le feu à la voiture de ma cousine, parce qu'elle voulait voter.
Kuzenim Sherilyn, Dartmouth'taki striptizcide çalışıyor.
Ma cousine Sherilyn, elle danse à Dartmouth dans un bar qui s'appelle le Night Court.
- Kuzenim.
Mon cousin.
Kuzenim Bob'ın, bu arada kendisi para babasıdır, Kanada'da, göl kenarında bir kulübesi var.
Mon cousin Bob, qui est très riche, en passant, a un chalet au lac des Bois au Canada.
Kuzenim Rita'yı hatırlıyor musun?
Tu te souviens de ma cousine Rita?
Hey, bahsettiğin benim kuzenim.
Hé, c'est de ma cousine dont vous parlez.
Kuzenim Femi'den bile daha siyah.
C'est plus noir que mon cousin Femi.
İki erkek kardeşim ve onlardan daha sevimli bir kuzenim var.
J'ai deux frères et une nièce adorable.
- Botoks değil de kuzenim Eddie'yi getirim.
Non, j'ai mon cousin Eddie.
Dinle, yalancıların kokusunu hemen alırım Kuzenim Tyrell 500 metreden köfte kokusunu alabiliyor..
Écoute. Pour les profiteuses, j'ai autant de flair que mon cousin pour le bacon.
Kuzenim James'i hatırladın mı, ve erkek arkadaşı Juan?
Tu te souviens de mon cousin James et de son petit ami Juan?
Parayı kuzenim ödeyecek.
Mon cousin va vous payer.
- Kuzenim size araç gerektiğini söyledi.
- D'après mon cousin, vous devez aller quelque part?
Ben Eleanela Aljfo. Bu da kuzenim, Antonia.
Leonella Dalfa, et voici ma nièce,
ikinci olarak, bu civarda yaşayan bir kuzenim var, Bu mekanda 20 tane evsizin kaybolduğunu anlattı.
Et ensuite, un cousin à moi qui habite dans le coin, m'a dit que 20 S.D.F.
Kuzenim Mike.
C'est mon cousin, Mike.
Iowa ya da Indiana'da bir kuzenim var.
Un cousin, dans l'Indiana ou l'Iowa.
Partini bozmak istemem ama benim kuzenim Benedict Arnold değil.
Désolée de ruiner ta fête, mais ma cousine n'est pas Benedict Arnold.
Kuzenim David yüzükle ilgili arıyor.
C'est mon cousin David pour la bague.
Kuzenim Emily, yarın..... sabah Kansas'tan geliyor.
Ma cousine Emily arrive, dans la matinée. Celle du Kansas.
Şu an sarıldığınız centilmen, benim kuzenim, Mr. Algernon Moncrieff'dir.
Ce gentleman que vous embrassez maintenant est mon cousin, Mr. Algernon Moncrieff.
- Sarah. - Kuzenim Hal.
- Mon cousin?
Ve kuzenim Malcolm.
Et mon cousin, Malcolm.
Kuzenim ve tüm arkadaşları onu yere göğe sığdıramıyor.
- Mon cousin me dit qu'il est génial.
- Gitmem lazım. Kuzenim o. - Neden ki?
- Je dois y aller, c'est ma cousine.
Cam kuzenim olur.
Le cousin de Cam.
Şahsen değil ama sanırım kuzenim Rene'yi tanıyorsunuz.
- Pas personnellement. Mais vous connaissez mon cousin, Rene Calderon.
O... kuzenim sayılır.
C'est... une cousine.
Kuzenim orduda sıhhiyeci olarak görev alıyor.
J'ai un cousin qui est médecin dans l'armée.
O benim kuzenim.
C'est ma cousine.
Çünkü tekerlekli sandalyede bir kuzenim vardı ona sakat dedim diye ayağımın üzerinden geçti.
J'ai un cousin en fauteuil roulant. Je l'ai traité d'éclopé, il m'a roulé sur le pied.
- Elbette, biliyorum. Philadelphia'daki kuzenim Jay de proje geliştirmeci.
Mon cousin Jay à Philadelphie fait du développement stratégique.
Kuzenim Jay proje geliştirmede demiştin.
Tu as dit que ton cousin faisait du développement stratégique.
Kuzenim Jay Philadelphia'da tabip subay.
Mon cousin Jay est médecin administratif à Philadelphie.
Kuzenim gelmiş, lan.
Mais c'est ma fichue cousine!
- Selam. Bu kuzenim, Hüseyin, Amerika'dan geliyor.
- Voici mon cousin Hossein, d'Amérique.
Kuzenim olur.
Mon cousin.
O büyük Pete'di, kuzenim.
- C'était l'autre Pete, mon cousin.
Bir kuzenim var.
J'ai un cousin.
- Philadelphia'da kuzenim yok.
- Je n'ai pas de cousin à Philadelphie.