Köker traducir francés
64 traducción paralela
Afedersin hanım, bu yol Köker'e gider mi? Bir şey diyemem.
S'il vous plaît, pour aller à Koker, c'est par là?
- Köker'e sadece ordan gidilir.
Il n'y en a pas d'autres?
Küçükhanım, bu yok Köker'e gider mi? Bilmiyorum.
C'est la route de Koker?
Buradan Köker'e bir yol var.
- A Koker. Il y a un autre chemin.
- Efendim? Köker'e mi?
La route pour Koker?
Fakat ileride heyelan olmuş. Geçebileceğinizi sanmıyorum. - Sen Köker'den misin?
A cause du glissement de terrain, vous ne pouvez pas passer.
Köker'li Abdullah'ın oğlu.
C'est le fils d'Abdollah.
- Köker'e mi gidiyorsun? - Evet.
- Tu vas à Koker?
Dönüp otoyola girin... sağ tarafta Köker'e ayırılan yolu görürsünüz.
Mais, vous ne pouvez pas y aller avec la voiture. Vous devez prendre la route principale, et après, un chemin de terre sur la droite.
- Hasan, Köker şu tarafta mıydı? - Hayır bu tarafta.
Hassan, Koker est par là?
Onlar Köker'li. Bizi oraya götürecek bir yol olması lazım.
Comment aller d'ici à Koker?
- Sanırım Köker'de oturuyorlar.
Les Ahmadpour?
Köker'e giden yol kapanmış.
La route de Koker... a été bloquée.
Onlar Köker'deler.
Ils sont à Koker.
Köker'de oturduklarını biliyorum.
Je sais qu'ils sont à Koker.
- Bu yol Köker'e gider mi?
Cette route mène à Koker?
Köker'e nereden gitmem lazım? Şu taraftan.
Comment aller d'ici à Koker?
Sola dön, Köker'e gidersin.
Tournez à gauche.
Köker'e gitmek zorundayım. Zaten halihazırda geciktik.
Je ne peux pas te laisser seul.
Köker'den başka tarafa yol yok.
Il n'y a que ce chemin!
Futbol fanatiği değilim ama ben Köker'e gidiyorum, oğlum burada kalıyor.
Je ne suis pas un fana de foot. C'est pour mon fils.
- Şimdi Köker'e mi gidiyorsunuz? - Evet
Vous voulez prendre ce chemin-là!
- Köker'e gitmem ne kadar sürer?
Combien de km d'ici à Koker?
Sen de Köker'den misin?
- Tu es de Koker? - Oui.
Biraz Köker'li biraz buralıyım.
Je suis des environs.
Sokak pazarından geldiler ve Köker'e doğru gittiler ve bir soba taşıyorlardı.
Ils rentraient du marché. Ils portaient un poêle à pétrole.
- Juban'a gitmiyorum, üzgünüm. - Köker'e gidiyorum.
Je ne vais pas à Juban, mais à Koker.
Koker köpeğine iyi davrandığına eminim. Ama bu yeterli değil.
Je suis sûr qu'il adore son chien, mais ça ne suffit pas.
Onu görmek istiyorum.
Il est allé à Koker.
O gitti. 5 dakika önce çıktı.
À Koker.
Ben yeni Koker'den geldim.
Regarde, ils s'en vont!
- Hamamları biliyor musun? - Hayır. - Demircinin evini?
Non, je viens de Koker.
- Hayır, ben Koker'denim.
Cherche le forgeron.
- Hamamlar nerede biliyor musun? Hayır.
Je ne suis pas d'ici, mais de Koker.
Koker'den geliyorum.
Attends. Je viens avec toi.
- Koker'den Abdullah Ahmadpoor? Evet.
J'ai fait la porte de chez vous.
- Demek Koker'den geliyorsun...
Il ne peut pas aller au pain?
Bu yol Köker'e gider mi?
Excusez-moi, Koker c'est par là?
- Bu yol Köker'e gider mi? - Bilmiyorum.
Koker c'est par là?
- Köker yolu mu? - Evet.
La route pour Koker, s'il vous plaît?
Diğer yoldan gitmen lazım.
Tu veux aller à Koker?
Bu yol Köker'e gider mi biliyor musunuz? - Hayır.
Vous connaissez la route pour Koker?
Köker'de çok kurban var mı, biliyor musunuz acaba?
Vous avez des nouvelles de Koker?
- Köker'e.
- Où voulez-vous aller?
- Evet.
- Vous n'êtes pas de Koker?
- Köker Kerbela gibi.
Alors, quelles nouvelles de là-bas?
Geçemezseniz, yürürsünüz. - Teşekkürler. - Başka bir şey?
S'il n'est pas coupé, vous pouvez aller à Koker.
Afedersin, bu yol Köker'e gider mi?
La route de Koker, c'est par où?
Onlardan haberim yok çünkü onlar buralı değiller, Köker'liler.
Ils sont de Koker.
- Buraya dönmek zorundasınız.
C'est le seul chemin pour aller à Koker.
- Onu dönüşte alacağım.
Je dois aller à Koker et revenir le prendre.