Kütük traducir francés
596 traducción paralela
Bu gece kör kütük sarhoş olalım.
J'espère qu'on se soûlera comme des cochons ce soir.
Bir gece kör kütük sarhoş halde arabasına bindi... ve uçurumdan yuvarlandı.
Une nuit, en voiture, ivre morte, hop, d'en-haut de la falaise.
Eğer ona kütük gibi bir şeyler uzatırsak, belki oradan çıkabilir.
Si nous lui passions des bûches ou autres, il pourrait s'en sortir.
Kör kütük sarhoşken bile senin beynin Karayiplerdeki en iyisi.
Même ivre, vous êtes le plus malin.
Ona teşekkür etmemiz lazım bize kütük gönderdi o.
Nous devrions Ie remercier... de nous avoir fourni un bélier.
Midem yanmış bir kütük gibi bomboş.
Je suis noir comme un charbonnier.
Ateş edeceğin şey kütük değil, Zeke. Arkasındaki hindi.
C'est pas l'arbre qu'il faut viser, Steve, c'est l'animal.
Ateşe bir kütük daha atabilir misin?
Voudriez-vous qu'on rajoute une bûche?
Ne sayvanlı karyola, ne panel ne de yanan bir kütük...
Ni lit à baldaquin, ni lambris, ni cheminée.
Sen de kütük gibi sarhoş.
Et toi, complètement ivre.
Kör kütük sarhoştun!
Pas ivre? Tu étais ivre morte.
Kapılar açık,... nöbetçiler sızmış kör kütük, dalga geçiyorlar sanki horul horul.
Les portes sont ouvertes. Et les valets repus ronflent au mépris de leur charge.
- Kütük gibi.
- Comme une souche!
Üzerine bir kütük atarsan öylece yüzer.
Une planche y fait presque du sur-place.
Arabayı kullanırsak, kütük işimizi bitirmiş olur.
Ça me ferait mal de caner.
- Kör kütük sarhoştun!
- Tu étais saoul!
- Vakti gelmişti, kütük kafa.
Il serait temps, gros lourdaud!
Shuichi onun evinde kör kütük sarhoş olunca kabadayı kesiliyor.
Shuichi est toujours ivre là-bas... il fait tout un cirque.
Kütük gibi uyuyacaktır.
Avec ça, il va dormir comme un plomb.
Yaylan bakalım, kütük!
Vous, le nave, caltez!
Kütük!
Chaud devant!
İhtiyacın olan şey bir kütük çekici.
Il te faut un harnais à tronc.
Kütük çekici dedim!
Un harnais à tronc!
Kütük çekici mi dedin?
Harnais à tronc, dis-tu?
Ve şu şanslı tesadüfe bak ki, önünde bu güzel küçük bayan tarafından tasarlanan yeni, geliştirilmiş ruhsatlı, işe yarar, başarılı, küçük ama dev bir kütük çekici var.
Et par un heureux hasard, voici, porte parla ravissante Lady, le nouveau modèle de harnais pur et dur, garanti sur facture!
Bu, kütük sürükleme zamanını, yüzde 66 azaltıyor.
Il réduit le temps de halage de 66 %!
Kütük taşımakta kullanılıyormuş. Bir top namlusuna benziyordu.
Je n'aurais trouvé ni travail, ni logement.
Daha sonra da kör kütük sarhoş olurdu.
elle boit beaucoup d'alcool.
- Sanırım vites. Kütük gibi sıkıştı.
L'embrayage s'est bloqué et ne bouge plus.
Oradaki çürümüş kütük.
La souche pourrie là dans l'eau.
- Ve ona bulaşan kütük...
- Et le rondin qui l'avait marquée...
Ama annem kütük gibi sarhoştu ve farkında değildi.
J'ai tout raconté, il y a pas eu besoin de mot.
Bütün erkekler kütük çevirme yarışına. Lütfen heyete kaydınızı yaptırın!
Les participants au roulement de rondins doivent se présenter au comité!
Senin kütük gibi küçük bir burnun var.
Tu as un nez en pied de marmite.
Bir adamı kütük gibi deviren, gaz maskesine işleyen, tüm bunları yapan.
Même nos masques sont inefficaces.
Gerçekten düşmüş gibi yapıp, yere kütük gibi uzanırlar.
Ils se laissent tomber et ils restent là, allongés, comme morts. Pas moi.
Ne kör kütük cahiller. - Ne?
Quel tas d'analphabestiaux.
Kör kütük cahil. Yani, cahilden de kötü.
c'est le pluriel d'analphabète.
- Tekneye bir kütük çarpmıştır.
- C'est juste une branche qui cogne.
- Tam bir Romanov gibi içiyordu. - Kör kütük sarhoş olmuştu, evet.
Il avait bu comme un Romanov, il était complètement saoul oui.
Sizin için çocuk doğurmak, kütük yuvarlamak kadar kolay bir iş.
Il vous sera aussi facile d'avoir un enfant que de couper du bois.
Ben kütük yuvarlamayı tercih ederim, Bay Morgan.
Je crois que je préfère couper du bois.
Buna hiç gerek yoktu. Kocam kütük gibi uyur.
Comme si quelque chose pouvait le réveiller!
Kütük gibi uyuyor!
Elle dort.
Kütük ve reçine müsrifliği.
Du beau bois jeté par les fenêtres.
- Evet, ne uykuydu. Kütük gibi uyumuşum. - Dinle...
J'ai dormi comme une souche.
Parmakların bir kütük kadar sert.
Tes mains sont raides comme des bâtons.
Ne faydası var ki. Kör kütük sarhoşsun.
On voit bien que vous êtes ivre
Şöminede yanan bir kütük var.
Il y a un feu de bois.
- O da kör kütük sarhoş olmasaydı.
Il n'aurait pas dû se soûler.
Kütük gibi sarhoşum ve yalnızım.
Je suis ivre morte.