Kı traducir francés
1,524,936 traducción paralela
Düştüğüm için kızdın mı?
Tu es fâché parce que je suis tombé?
Baba, Min-woo'ya kızgın değil.
Papa n'est pas fâché.
Min-woo! Sıkı tutun!
Min-woo, tiens-toi!
Sıradaki makalem için sonuçların en kısa zamanda düzenlenmesi ve yüklenmesi gerek.
Il me faut les résultats au plus vite pour mon prochain article.
Kısaca GT diyoruz. Nasıl kurduğuna bağlı.
On appelle ça un T.R. Il varie selon la configuration choisie.
Kızın mı?
Votre fille?
Kaldır bakayım kıçını.
Viens voir.
Daha önce kızımın fotoğrafını gördün, değil mi?
Vous avez vu la photo de ma fille?
Ama o kısa cümleyi bir nefeste söyleyemiyor.
Mais elle n'arrive pas à le dire d'une seule traite.
Kızım da sağlıklı doğabilirdi.
ma fille aurait pu naître en bonne santé.
Ama sonra acayip sıkıcı oldu.
Puis, c'est devenu d'un ennui mortel.
Onun bilinçaltında sonsuza dek sıkışıp kalabilirsin.
Vous pourriez rester coincé dans son subconscient à jamais.
Sen içerideyken Kyung-hwan ölürse senin için çıkış yolu yok.
S'il meurt quand vous êtes dans son rêve, vous n'aurez aucune issue.
Yukarı çıkın!
On monte!
Kızımı kurtarmaya çalışıyorum.
J'essaie juste de sauver ma fille.
Kıpırdama yoksa ölürsün.
Pas un geste ou je tire.
O çocuk ölemez ama kızım ölebilir mi?
Il ne mérite pas de mourir, mais ma fille, si?
Sana kızmıyorum.
Je ne t'en veux pas.
Kızımı kurtarmam gerek, ne olursa olsun.
je dois sauver ma fille coûte que coûte.
Bu bir kız.
C'est une fille.
Lewis bundan bahsetmişsni, Köprüler yıkılmaya, gök yüzünden uydular düşmeye, ve, bilirsiniz işte, bu.
Lewis a parlé de ça, il a dit... que les ponts s'effondreraient, les satellites tomberaient du ciel, et, tu sais, ça.
Evet, tamam, Pekala, uh, ve her zamanki gibi konu ile alakasız, ama eninde sonunda konuya bağlanan ve gereksiz sıkıcı ayrıntılar ile bizi aydınlattığın için teşekkürler.
D'accord, comme toujours, je te félicite pour cette histoire fantasque et futile mais pourtant pertinente et se révélant être une vieille anecdote franchement ennuyante.
Peki, gidip onun kıçını kaldır.
Elle dort.
♪ Hamile kıçını oradan kurtarırsın ♪
♪ et tu te casse de cet endroit ♪
Tamam? Ve todd onun üzerinden geçti Bağırsaklarını ezerek hemde, ve bir şekilde adam bağırsaklarını toplayarak geri geldi ve halen orada bir yerlerde, muhtemelen çok kızgın bir şekilde bekliyor.
Et quand Todd lui a roulé dessus et ses boyaux sont sortis, mais il a réussi à les remettre et maintenant il est quelque part surement très énervé.
Açıkları kucaklayıp, kıyılardna uzaklacaşız ve Zihuatanejo'ya gideceğiz
On longera les côtes, jusqu'à arriver à Zihuatanejo.
Bu geceyi, J-Bak Yatırım olarak ne kadar başarılı bir yıl geçirdiğimiz ve dünya çapında nasıl da ilk beş finans şirketi arasına girdiğimiz hakkında sıkıcı bir konuşma yaparak mahvetmeyeceğim.
Je ne veux pas gâcher votre soirée avec un discours rasant sur l'incroyable année qu'on a eue, que les investissements J-Bak terminent en se classant parmi les cinq meilleures entreprises de la finance.
Çıkışı tuttuğunuzdan emin olun, tamam mı?
Couvrez les sorties.
O tarafta garaj çıkışı var.
Il y a une porte par là.
Sıkı tutun!
Tiens-toi!
Sonra kendini o rüyada uyanık hayal et.
Imaginez-vous éveillé dans ce rêve.
Öyle tanıştık.
On s'est rencontrés comme ça.
Bağımlılık yapıcıydı.
C'était addictif.
Bu kibarlık nereden çıktı?
Pourquoi tant de politesse?
Yarın oğlunu kaçıracaktık.
On devait kidnapper ton fils demain.
Artık burası güvenli olmaya bilir yani biz çatıdakiler için?
Mais est-on en sécurité en restant sur le toit?
ve artık korkmuyorum.
Et je n'ai plus peur maintenant.
Mükemmel evi yarattık.
On a construit la maison parfaite.
Görüşüzü, sevgili arkadaşım. Biliyorumki seninle çok şey yaşadık, ama sen gerçek bir tualet gibi karşıladın.
Adieu mon ami, je sais que je t'en ai fait voir de toutes les couleurs, mais tu t'en es occupé comme un chef.
Bütün Sağlık malzemelerini, albümlerini, ve basitce kapabildiğimiz herşeyi.
J'ai pris ton équipement médical, tous tes albums, et en gros tout ce que l'on peut prendre en vitesse.
neden ineği yanımıza almadık?
Pourquoi on a pas pris la vache?
ineği yanımıza almadık.
On a pas pris la vache.
Hey, Yaklaşık 3 saattir ortalıkda geziyorum
Bon, ça va faire 3 heures que l'on roule,
ve samanlık iğnelerden yapılmış. Size söylüyorum,
Et la botte de paille est faite d'aiguilles.
- Artık bir bot seçmeliyiz.
- On devrait aller choisir un bateau. - Ouais.
Uh, biliyorsun gerçekten artık gitmeliyiz, dostum.
Je préférerais vraiment qu'on y aille, vieux.
Gail. Senin diğer binada sıkışık kaldığında, öldüğünü sandım ve tüylerim diken diken oldu bilirsin düken diken sözcüğü eklidirç.
Au moment où j'ai entendu ton accent du Sud, j'ai cru être mort et parti chez les cowboys.
Yeni günün ışı gibi yada bulaşık detarjanı gibi
Comme la première lueur du jour.
Tandy, artık bitirebilir miyiz?
Tandy, abrège.
ama aynı zamanda, daha yeni başlıyorum çünkü artık güvendeyiz.
Mais en même temps, je ne fais que commencer parce qu'on est en sécurité maintenant.
Onlar Teminat ve Sahtekârlık biriminden.
Ils sont de la division des investigations financières.