Kızkardesim traducir francés
575 traducción paralela
Ne güzel bir gece değil mi, sevgili kızkardeşim?
" Quelle belle nuit, ma soeur!
Öldürülen kızkardeşim.
"Ma sœur assassinée."
Benim de orada yaşayan bir kızkardeşim var. Şaka yapmıyorum.
Je ne l'ai pas revue depuis mon séjour en maison de correction.
Biliyorsun, benim kızkardeşim gibidir.
Cette fille-là, c'est comme ma sœur.
Kızkardeşim olan birinin Heathcliff için ters, dilenci kılıklı, kaba, yontulmamış biri olmasından başka birşey düşünmesi imkansız.
Je ne vois pas comment ma sœur pourrait voir Heathcliff autrement que comme un voyou hargneux.
Çok yakında evlenicek olan kızkardeşim Encarnacion ve Antonio Lopez'e... kısa zamanda yeni bir yer alıcaz.
C'est pour bientôt.
Sen benim kızkardeşim değilsin.
Tu ne peux pas être ma s ur.
Kızkardeşim bu haylaz çocukların alay konusu olurken, burada kalamam.
Maman, tu devrais faire taire ces enfants.
- Seninle mi yaşıyor? - O benim kızkardeşim.
Elle est ici?
Eve kızkardeşim, avukatım, annem, dostum, psikiyatristim ve polisim oldu.
Eve devint ma sœur, mon avocat, ma mère, mon amie, mon psy et mon gardien.
Bakın, beyler, kızkardeşim, birlikte büyüdüğü bir adamla evleniyor.
Écoutez, ma sœur se marie avec un type avec qui elle a grandi.
Kızkardeşim Stella DuBois'yı arıyorum, yani Bayan Stanley Kowalski'yi.
Je cherche ma sœur, stella Dubois. Mme stanley KowaIski.
Bu da kızkardeşim, Blanche DuBois.
- Ma sœur, blanche Dubois.
Kızkardeşim hamile!
Ma sœur attend un bébé!
Kızkardeşim bugün evleniyor.
Aujourd'hui ma sœur se marie.
Tanışmalarından yarım saat sonra birbirlerine kızkardeşim diye hitap edeceklerine dair seninle bahse girerim.
Et après la leçon, je serai tout à fait laide.
Zavallı kızkardeşim Bayan Moncrieff'in oğlusunuz, ve sonuç olarak da, Algy'nin küçük kardeşisiniz.
elle peut pas attendre jusqu'à ses 35 ans, une remarque qui me semble dénoter une nature impatiente, je vous prie donc de reconsidérer votre décision.
Eğer bir kızkardeşim olsaydı Onun Lina'ya benzemesini isterdim.
Si j'avais une fille, je voudrais qu'elle soit exactement comme Lina.
Hatta kendi kızkardeşim.
Ma propre soeur.
Diyelim başaramadım, kızkardeşim, pazarlık gücümüz güçlenir.
Ne t'y trompe pas, notre marché n'engage que le pouvoir...
Benden küçük dört kızkardeşim var.
J'ai quatre sœurs, toutes plus jeunes que moi.
Oh, evet. Kızkardeşim yaşının uygun olduğunu söyledi.
Oui, ma sœur dit qu'il a le bon âge.
Endişelenme kızkardeşim.
Ne t'en fais pas, sœurette.
- Bu kızkardeşim, Amy. - Nasılsınız?
- Dites lui bonjour quand vous lui écrirez.
Dört kızkardeşim var.
Io? Quattro sorelle.
Şu da kızkardeşim Iris.
Et ma soeur Iris.
- Küçük kızkardeşim.
- Ma jeune sœur.
Sel bastı, götürdü, ben ve kızkardeşim Nan hariç.
L'inondation a tout emporté sauf moi et ma petite sœur Nan.
Seni kızkardeşim olarak göreceğimi mi düşünüyorsun?
Tu crois que je veux de toi, même comme demi-sœur?
Ama sen gördün - ben, annem ve kızkardeşim birbirimize çok bağlıydık.
Mais, vous voyez... j'étais très proche de ma mère et de ma sœur.
Kızkardeşim seni saraya getirdiğinden beri seni sevdim, destekledim, seni kendi oğlumdan öte tuttum, çünkü sende... diğer insanlardan büyük bir değer ve yücelik gördüm.
Depuis le jour où ma sœur t'a introduit à la cour, je t'ai aimé, je t'ai élevé, je t'ai placé devant mon propre fils, car je voyais en toi... une grandeur et un mérite supérieurs aux autres hommes.
Oh, fakat kızkardeşim ve ben sana olacakları umursarız, Bay Jorgy.
Oh, moi et ma soeur, nous soucions de ce qui vous arrive
Kızkardeşim birazdan akşam yemeğini verecek. Tamam.
Ma sœur vous donnera votre souper dans un instant.
Kızkardeşim beni öldürmeğe çalıştı, biliyor musun.
Ma sœur a essayé de me tuer, vous savez.
Görüyorsunuz, Bay Jorgy duman yutmuş ve kızkardeşim...
M. Jorgy était perdu dans la fumée et ma sœur...
Kızkardeşim, Jenny, Alec ile tanışmadan önce hayat dolu, neşeli bir kızdı.
Ma sœur Jenny était une personne bonne et agréable. avant sa rencontre avec Alec.
Kızkardeşim Fresno'da seninle çalışmıştı.
Ma sœur a bossé avec vous, à Fresno.
Kızkardeşim Senyorita Luisa, kızım Maria ve kocası Manuel Arriega.
Ma sœur Doña Luisa, ma fille Maria... et son mari, Don Manuel Arriega.
Sonra kızkardeşim önce davrandı.
Mais, ma sœur l'a em ortê! P
- Kızkardeşim.
Mon beau-frere.
Bak, o benim de kızkardeşim.
C'est ma soeur aussi.
Kızkardeşim çamaşırcı
Ma sœur est blanchisseuse
Evimde, şöminenin üzerinde annemin resmi varken, ve kızkardeşim üç kişilik biftek hazırlamama yardım ederken.
Avec la photo de ma mère sur la cheminée... et ma sœur qui m'aidera à faire la cuisine.
Kızkardeşim hakkında ne söyledi?
Qu'a-t-il dit au sujet de ma sœur?
- Ama kızkardeşim...?
Mais ma sœur est...
Tamam, Yatak odamda kızkardeşim, Barbara'ya mektup yazıyordum. Kendisi Fort Walla Walla, Washington'da.
J'étais dans ma chambre, j'écrivais une lettre à ma fille, Barbara, à Fort Walla Walla, État de Washington.
Sırası gelmişken, O'Malley, senden üç gün sonra, Jimmy Graham öldürüldü. küçük kızkardeşim de kendini astı.
En passant, O'Malley, trois jours après la mort de Jimmy Graham, ma petite sœur a pris un long fouet et elle s'est pendue.
Kızkardeşim birkaç gün önce işe başladığınızı söyledi.
Ma sœur dit que vous êtes nouvelle ici.
Kızkardeşim Lilith'den olmalı.
De ma sœur Lilith?
Kızkardeşim mi?
Ma sœur?
Kızkardeşim ve ben taşınıyoruz, yani artık ona ihtiyacımız kalmayacak.
Ma sœur et moi, nous déménageons.