English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ L ] / Label

Label traducir francés

591 traducción paralela
Çitlerin üzerinden sana gülümseyen o büyük, mutlu inek büyük harflerle de şunu söylüyordu - Nasıldı o?
Quel est donc le slogan? " Je suis Mabel Le meilleur label
Çünkü kamaramda bir şişe viskim var.
Il se trouve que j'ai du Red Label dans ma cabine.
Ona kırmızı dedim.
Je lui ai parlé de Red Label.
- Kırmızı mı?
Red Label?
İşte Vince Everett Treat Me Nice adlı şarkıyı söylüyor. Plak, yeni kurulan Laurel şirketinden çıkmış.
Alors le voilà, Vince Everett interprète "Traite-moi bien"... pour le nouveau label Laurel.
Vince'le plak şirketi kuran kız.
Vous devez être Peggy Van Alden, la fille qui a lancé le label.
Plak şirketini nereden duydun?
Comment tu sais à propos du label?
Aslında plak şirketi hakkında konuşmak için geldim.
Je suis venue pour parler de notre label.
- Laurel'i satın almak istiyorlar.
- Ils veulent acheter le label Laurel.
Plak şirketiyle ilgili Peg.
- C'est à propos de notre label.
Evde Kullanmak için onaylanmıştır.
Garanti label de qualité.
- İki tane buzlu White Label.
- Deux White Label avec glace.
Sulu Meyveler, Death Label ile listeleri kasıp kavuruyor.
Les Juicy Fruits encore en tête du hit-parade.
Cennet'te kaydedeceğiz, Cuma günü. Death Label canlı.
Nous enregistrons au Paradise... vendredi soir, en direct, pour les Disques Death.
Decca Records evet. İsmini çok işittim.
Decca, Je connais très bien le label,
- Şirket sözleşme yapacak.
- Sur un label,
Size bir resim ve Zero Plak'a en yeni kaydımı göndermiştim.
Je vous ai envoyé une photo et mon nouveau disque sous le label Zero.
Peki öyleyse dinleyelim şunu, millet, Zero Plakta yepyeni biri var...
Ecoutons-la, les amis, le nouveau disque du label Zero,
Bu tasdikli ev idaresi belgesinden iyidir.
C'est mieux que de gagner un label de qualité.
Black Label, Bloody Mary, bir bardak votka.
Un whisky, un Bloody Mary et une vodka.
Kalite kontrolü, onay mühürü.
L'inspection qualitative, le label qualité.
Gerçi sabah değil ama iyi akşamlar kulağa çok kötü geliyor.
On n'est pas le matin, mais c'est mon label, et "bonsoir", c'est triste.
Valens daha lisedeyken... Del-Fi Plakla kontrat yapmıştı.
Valens était encore au lycée quand il a signé avec le label Del-Fi.
Fındık ezmeleri doğal mı?
Le beurre de cacahuète a le label vert?
Eejit plak küçük bir şirket. İyiyiz çünkü değer veriyoruz.
Nous sommes un petit label mais on soigne nos artistes.
Johnny Walker? Phil, benden Black Label.
Black Label, c'est moi qui paie.
Frank Sharp'ın, Sharp Plakçılığın müdürü.
Non. Elle est à Frankie Sharpe, du label Sharp.
Limuzin'deki adam, Bay Büyük, Sharp Plakçılığın sahibi olan.
Le mec à la limousine, M. BIGG, qui tient le label Sharp!
Bay Frankie Sharp, Sharp Plakçılık, gördüğünüzden hoşlandıysanız, adresimiz 2234 Pine Way Aurora, Illinois.
M. Frankie Sharp, du label Sharp. Si vous regardez, et que ça vous plaît, on est au 2234 Pine Way, à Aurora, en Illinois.
Ben Frankie Sharp.
Frankie Sharp, du label Sharp.
Merhaba. Frankie Sharp.
Frankie Sharp, du label Sharp.
Petti Label ve Blue Bells'i ve Supremes'i seviyorum.
J'aime Patti Labelle et les Blue Belles, j'aime les Supremes...
Etiketine göre bunda üç teklisi var.
D'après les gens du label, tu as 3 singles, là-dedans.
Yöneticiyle randevüm vardı ve..
J'ai eu un entretien avec le directeur du label...
Menajerlerle, plak yapımcılarıyla, bar sahipleriyle görüşüyorum.
Je consulte des patrons de botie, des directeurs de label.
Bir plak yapımcısı sizinle tanışmak için onca yolu tepmiş.
Un responsable de label est venu jusqu'ici pour vous rencontrer.
Wood Yapımcılık, kalitenin markası.
Wood Productions, le label de la qualité.
- Güzel bir iştir. Miras gibidir.
C'est un bon label.
Dediğim gibi güzel bir iştir.
Je te disais, c'est un bon label.
Plak şirketinin bu kadar cimri olacağını bilmiyordum.
Je pensais pas que le label serait si radin.
Raj için bir Black Label getir.
Apporte un Black Label pour Raj
Şirketin için önemliydi, ama üzülmene gerek yok.
Pour ton label, oui. Visiblement, tu es en deuil.
Sana kaset mi yapacak? Yapabilir.
- Il va te signer sur son label?
Carol'un göğüsleri çocuğun gözünün önündeyken tabii ki hayır.
Même si ce sein portait le label UHT!
"Asla bir etikete güvenme." Ve ona inanmaya başlıyorum.
Ne jamais se fier à un label. Je commence à la croire.
Etkime kapıldı, değil mi?
Elle a reconnu le label Qualité?
Mükemmel, hangi firma?
Formidable. Sur quel label?
Geldi Albert'in sofrasına kondu Henry'de yeniden etiketledi onu.
"Mais Henry a changé le label"!
Yani, kahretsin, demek istedim ki...
Je veux dire, tu ne peux pas avoir le label Harvard
Kapagı.
Le label.
Fındık ezmeleri doğal mı?
Il a le label vert?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]