Lahana traducir francés
734 traducción paralela
Lahana salatası.
C'est de la salade de chou.
Lahana salatası mı?
- De la salade de chou?
- Tamamen öyle. Siz daha önce hiç böyle bir lahana gördünüz mü?
- As-tu déjà vu une telle salade de chou?
Lahana yiyebileceğimi sanmıyorum.
Je ne veux plus de choux.
Dedi ki lahana balığa Kim yatıyor bir tabakta
Chou et poisson Dans la même galère
Lahana.
Du chou.
- Onlara da lahana kökü. Ama konservesiz.
Des racines de choux, mais sans conserves.
- Ona lahana getirdim. - Aristotle adına sağol.
- J'ai un chou pour Iui.
Onun, o lahana turşusu ordunuzu halledeceğine 5'e 10 veririm.
Ce type-là va descendre vos hommes.
O zaman, sanırım yine şalgam alacağım ve bir top lahana.
Les navets sont beaux. Je reprendrai donc des navets et un chou.
- Yine mi şalgam. - Ve lahana.
Mon mari aime ce service.
Ama lahana var. Oysa et olmalıydı.
C'est pourquoi j'insiste pour l'avoir sur la table!
Viyana şnitzeli, domuz pirzolası, lahana turşusu ve elmalı turta da varmış. Sıcak.
Et des saucisses, des pieds de porc et de la choucroute et une tarte aux pommes chaude.
Soslu biftek ve lahana.
Du rôti et des choux.
Lahana, lahana gibi kokar.
Les choux sentent le chou.
- Ya lahana bahçesi? - Yüksükotları.
Et le carré de choux?
Lahana, marul.
Du chou, de la laitue.
Araştırdım. 56.000 dolar için epey lahana satmış olman lazım.
J'ai vérifié. 56 000 $, ça fait beaucoup de laitues.
- Evet. - Ne iyi bir çiftçisin. - Tarlada turp, lahana ya da patates yokken mi?
Pas de choux, de pommes de terre ou d'enfants!
Geçmezse, aspirin al, çiğ yumurta ve Worcestershire sosu ile lahana turşusu suyu iç. Süt ve viski de içebilirsin.
Sinon avale 3 aspirines, des œufs crus, ou un jus de choucroute!
Evet, buzlu lahana turşusu suyu içmiştiniz.
Ah, oui! Un jus de choucroute glacé.
Pekala, Bay Marlowe, Bacon, fasulye, lahana, şeker, tuz, çay, sıvı yağ.
D'accord, M. Marlow. Bacon, haricots, chou, sucre, sel... thé, margarine.
Benim umrumda. Çocuklarımın lahana gibi parsellenmelerini istemiyorum.
Je ne veux pas voir mes enfants éparpillés comme des choux au marché.
Lahana gibi parsellenmiyorlar, parça yük halinde satılıyorlar.
On n'éparpille pas les choux!
Onları özlemezsin, sana kasasıyla lahana gönderirim.
Ils ne vous manqueront pas. Je vous enverrai un panier de choux!
- Bir lahana olabilir mesela.
- Ce doit être une pastèque.
Patates salatası yoktu lahana salatası aldım.
Il n'y en avait plus, donc j'ai pris de la salade de chou.
Elma şekerinin tatlı kısmını ye, atılmış lahana salatası ve bitmiş diş macunu değil.
La longue paille, pas la salade de chou au visage et le tube de dentifrice vide.
Baksana, lahana turşusu yaptın mı?
Comment ça va? Tu as déjà préparé du chou mariné?
Bu basın için bir açıklama da değil, bunlar gerçekler. Şimdi çıkıp, yaşlı herifi mıhlayacağım ve dertlerimin üzerine bir güzel lahana dilimleyeceğim.
Je vais descendre un vieillard et me faire un petit magot.
Ayrıca içine kırıntılar girecek, seni lahana kafalı!
Et tu ne pourrais pas t'empêcher d'y fourrer des miettes.
Ama benim için savoy yalnızca bir tür lahana!
Les Savoyards, moi, je les mange avec le café.
ArgenteuiI'den kuşkonmaz, VaIencia'dan portakal,... CavaiIIon'dan kavun, AuberviIIiers'den lahana geliyor.
Asperges d'Argenteuil, oranges de Valence, melons de Cavaillon, choux d'Aubervilliers.
Evet, seni ezilmiş lahana yaprağı! Bu sütunların asil mimarisini lekeliyorsun! İngiliz diline karşı hakaretin canlı kanıtısın!
Oui, petite larve, odieux affront a la noble architecture de ces colonnes, insulte vivante a la langue anglaise... je pourrais vous faire passer pour la reine de Saba.
Çorba, lahana ve patatesten beri.
Depuis la soupe, le chou et les patates.
Lahana yapraklarındaki yağ doktor.
L'huile sur le chou.
Biberli kırmızı lahana, tereyağında kızartılmış.
Chou rouge poivré, sauté au beurre.
Orada biraz lahana turşusu ile soslu küçük sosis yok mu?
Vous n'avez pas de la choucroute et des saucisses là-dedans?
"Et kavurma, havuç, lahana salatası... rosto, patates püresi... puding, elmalı turta ve muhallebi."
"Steak braisé, carottes nouvelles, pommes de terre sautées et en purée, pudding à la vapeur, tarte aux pommes et crème anglaise."
- Lahana turşusu.
- De la choucroute.
- Lahana turşusu mu?
- De la choucroute?
Öyle mi? Tabii, peksimet gaz yapar. Baksanıza garson, lahana sarmamız ısındı mı?
ça donne des bulles. dis donc garçon, est-ce que le chou farci est à température?
Herhalde işkembenin üstüne lahana sarma yemeyeceksiniz?
Très bien. Vous n'allez pas manger des choux farcis après les tripes? si!
Ben lahana sarmadan bir lokma, bir lokma bile alamazdım.
moi, le chou farci, je ne goûterai même pas une bouchée.
Bana da lahana sarma getirin!
Donnez-moi du chou farci.
Güzellik salonundan yeni çıkmış gibi görünen Alice'i seyretmek için de vermiyorlar. Kimin kazanacağı umurlarında değil. İster siz kazanın, ister James'le Ruby, Mario ve Jackie ya da lahana bebek kazansın.
Ils se fichent que ce soit vous qui gagnez ou James et Ruby ou Mario et Jackie ou l'Homme dans la Lune et Miss Muffet.
Şu bizim Astsubay Arthur var ya, her Allah'ın günü midesine lahana indiriyor.
Cest vrai, tiens... Notre feldwebel, Arthur... Ben!
Kendisi söyledi bana. Lahana midesine oturuyormuş.
Hein?
- Lahana salatası?
– Salade?
Kırmızı lahana.
Chou rouge.
Salam, hindi ve lahana salatası sevmez.
Il préfère le poulet.