English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ L ] / Larita

Larita traducir francés

55 traducción paralela
Mrs. Filton soyunurken, hizmetçi her zaman yanında mıydı?
L'employée était toujours présente quand Larita Filton se déshabillait.
Biz, Larita Filton'u, merhum Claude Robson ile zinadan, suçlu bulduk.
"Nous considérons que Larita Filton a commis le crime d'adultère..." "... avec Claude Robson, décédé. "
Larita tüm bunları, hoşgörülü Akdeniz sahillerinde, unutmaya çalıştı.
Larita a essayé de s'éloigner de tous sur les douces côtes de la Méditerranée.
Larita, yaralı kalbini gizleyebildi, ama cazibesini hayır - - ve kısa sürede, en sakındığı iltifatlar gelmeye başladı.
Larita pouvait dissimuler son coeur blessé mais pas son charme magnétique et bientôt cela a attiré l'attention de celui qu'elle souhaitait le plus éviter.
Larita, John'un bağlılığında, güven buldu.
Larita trouvait quelque chose de rassurant dans la dévotion de John.
Korkarım, senin dışında hiçbir şey görmüyorum, Larita.
"J'ai peur que je n'aie plus d'yeux que pour vous, Larita."
Yüzünü bir yerde görmüştüm, Larita.
"J'ai déjà vu votre visage quelque part Larita..."
Mrs.Whittaker, Larita'nın hayatını kendine dert ederken, toplum içinde, ona karşı güler yüzlü ve nazikti.
Mme Whittaker a fait à Larita la vie impossible, en privé. Néanmoins, publiquement tout était sourires et douceur avec elle.
Ama Larita, neden burada mutlu olamıyorsun?
"Mais Larita, pourquoi ne peux-tu pas être heureuse ici?"
Böylece, Larita kaldı ve acı çekmeyi sürdürdü.
Larita est restée et a souffert.
John, Larita'yı ihmal ediyorsun, ve bu ona karşı dürüst değil.
"John, vous négligez Larita et elle ne le mérite pas."
Larita, Filton Boşanması!
Le divorce des Filton! "
Larita'nın geçmişteki hayatı, bizleri hiç ilgilendirmez.
"Le passé de Larita n'est pas notre affaire."
Hey ne ise, Larita'nın yanında olmalısın!
"... mais quoiqu il en soit, vous avez à défendre Larita. "
Oğlum hala seni seviyorsa, her şey düzelecektir Larita.
"Si mon fils vous aime encore, tout ira bien, Larita."
Zavallı Larita, şiddetli baş ağrısı yüzünden yatmak zorunda kaldı.
"La pauvre Larita est au lit avec une de ses épouvantables migraines."
10,000'ini marka olarak ver, Larita.
Donne-moi 10 000 en jetons.
Bu benim eşim, Larita.
Mère... je vous présente ma femme, Larita.
Ülkenizin adamlarıyla aynı cephede savaştım, Larita, ve ailemizde bir yoldaşın olması bizim için onurdur.
J'ai combattu aux côtés de bon nombre de vos compatriotes. C'est un honneur d'avoir un camarade dans la famille.
Belli zaman aleyhimize işliyor, neden Larita'ya odayı göstermiyorsun?
Sachant combien le temps joue contre nous, si tu allais montrer à Larita ta chambre d'enfant?
Anne, Larita ve ben, Londra'da bir ev bulmak istiyoruz.
Mère, Larita et moi voudrions - une maison à Londres.
Larita'nın kollarında, anlaşılan.
- Je ne savais plus où j'étais. - Dans les bras de Larita...
Larita çok hoş bir isim. Evet.
Larita est un si joli prénom.
Sarah Hurst, seni eşimle tanıştırayım, Larita Whittaker.
Sarah Hurst... J'aimerais te présenter ma femme, Larita Whittaker.
Larita, benim bunaltıcı kardeşim...
- Larita, mon affligeant frère. - Le peu honorable
Peki John, Larita'nın ailesi düğüne katılabildi mi?
Dis-moi, John, la famille de Larita a-t-elle pu être présente à votre mariage?
Yapılacak çok şey var, Larita.
Ce ne sont pas les occupations qui manque, Larita.
Sen avlanıyorsun, diye düşünüyorum, Larita?
Vous chassez, je présume, Larita?
Kasırgaya hazır ol, Larita.
Eh oui. Préparez-vous à être emportée dans un vrai tourbillon.
Neden Larita hep geç kalıyor?
Pourquoi Larita est toujours en retard?
John kırsalda yetişti, Larita.
Il vit à la campagne depuis qu'il est né, Larita.
Sevgili La-La-Larita.
La délicieuse Lalalarita!
Bunu çaldığımda, sen bana geleceksin, ben sana değil. Larita.
lorsque je sonne, c'est vous qui vous déplacez, pas moi!
Biraz konuşabilir miyiz?
Larita, puis-je vous parler?
Larita!
Larita?
Bazıları Larita ile içerde olmak için canını verirdi.
Plusieurs tueraient pour traîner à l'intérieur avec elle.
Philip söyledi bunu, Larita değil. Ve o da şakaydı.
C'est Phillip qui l'a dit, et il plaisantait.
Marion, Larita'nın ilk kocası kanserden öldü.
Le premier mari de Larita est mort d'un cancer.
Larita, bak, Edgar'a benzeyen başka birini daha buldum.
Larita. J'ai trouvé une autre photo très ressemblante d'Edgar.
Larita?
Larita?
Larita, Philip'le flört ediyor.
Larita fait les yeux doux - à Phillip!
Larita kanlı sporlardan hoşlanmadığını gizlemedi.
À sa décharge, Larita n'a jamais caché son opposition à la chasse.
Anne, bence... Bence Larita ve ben gitmeliyiz.
Mère, je pense que... ce serait peut-être mieux que Larita et moi nous partions.
Sana söylemeden Larita ile evlendiğim için korkak gibi davrandığımı düşünüyor musun?
Tu trouves que je me suis conduit en goujat... en épousant Larita comme ça, sans te prévenir?
Gerçekten yardımcı olmak istiyorsan, Larita, bence ne yapılması gerektiğini biliyorsun.
Si vous tenez réellement à être d'une quelconque utilité, je suis sûre que vous savez ce qu'il faut faire.
Değil mi, Larita?
N'est-ce pas, Larita?
Seni anlamıyorum, Larita.
Larita, je ne te comprends pas.
Larita'nın başı ağrıyor, yukarıda.
Larita a une migraine qui l'empêche de descendre.
Larita iyi mi, gidip bakmalısın.
Ne devrais-tu pas aller prendre des nouvelles de Larita?
Hazır mısın, Larita?
- Mettez-vous en selle, Larita.
Larita senin tipin, değil mi, Baba?
- Larita vous plaît, père?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]