Latın traducir francés
124 traducción paralela
Manşetlere çıkacak düğün haberleri filminin kötü hasılatını telafi edebilir. Alo, ben Matt Libby.
Le mariage à la une, ça peut faire remonter sa cote.
Kendine gelsen iyi olur! Daha şova çıkacağız. Şu gişe hasılatını alıp... sabah açılır açılmaz Vergi Dairesine yetiştirmenin bir yolunu bulmalıyız.
On a un concert à donner, puis faut foncer à la perception et y être avec l'argent demain à la première heure.
Pekala, madam hasılatın yarısına ne dersiniz?
Bien, madame... si on disait la moitié des recettes?
Hatırlıyorsan, bu yılki hasılatın yarısı yaşlılara ve.. ... zihinsel engellilere gidecek.
Rappelez-vous que cette année, plus de la moitié de nos bénéfices ira aux personnes agées et aux handicapés mentaux.
O yüzden bay Duncan, dükkanın bu günkü hasılatını Çocuk Hastanesi'ne bağışlayacak.
En fait, tout l'argent que le magasin gagne aujourd'hui... M. Duncan le donnera à l'hôpital des enfants.
Cuma gecesi hasılatını çalan adam Metro Lokantası'nda.
Les hommes qui t'ont arnaqué vendredi sont au café Metro.
Ghandi II`nin hasılatını gördün mü?
T'as vu les entrées de Gandhi Il?
Çalmazsan sana giriş hasılatının yüzde onunu veririm.
Je te file 10 % des recettes si tu joues pas.
Hasılatın yarısını sana veriyorum. Sen oyununu yaz. İyi iş çıkardın.
Je t'apporterai la moitié des recettes donc fais comme le scénario le dit.
Ulaşılmaz olduğu için bir... ... felaket olacak dediğiniz bir filmde hasılatınız çok büyük.
Les chiffres sont énormes sur un film... que vous pensiez être une catastrophe, parce qu'inaccessible.
- Hasılatından pay alacaksın.
- T'auras ta part.
-'90'latın, tatlı normal adamı gibi.
- C'est les années 90, un gentil petit gars.
Sanırım mağazanın hasılatını götürmeyi düşünüyorlar.
Comme ça ils vont directement faire leur courses!
Her zamanki hasılatın beşte biri.
Un cinquième du chiffre habituel.
Mesele şu ki eğer politik bir ifadede bulunmak istiyorsanız... aynı zamanda gişe hasılatını da düşünüyor olmamalısınız.
Le problème, si on veut tenir un discours politique, c'est qu'on ne peut s'inquiéter du box-office en même temps.
Evet, belki.. Dünün hasılatını henüz bankaya götürmedim.
Je pense... je n'ai pas porté les recettes d'hier à la banque.
Şimdiden dünkü bütün hasılatın 27 dolar üstüne çıktık.
Nous surpassons déjà de 27 $ les recettes de la journée d'hier.
Gece hasılatını yatırmak için buraya gelmiş, ve katil burada üstüne atlamış.
Il a fait le dépôt de nuit et a été agressé par le tueur.
Bu olay, 160 ülkedeki 37,000 işçiyi etkileyecek Pakistan veya Danimarka'nın gayri safi milli hasılatından... daha büyük bir gelirle, dünyanın 23. büyük ekonomik gücü olacak.
La fusion concerne 37 000 employés dans 160 pays. Avec un chiffre d'affaires supérieur au PIB du Pakistan ou du Danemark, elle sera au 23e rang de l'économie mondiale.
Kapı hasılatının % 10'una ne dersin
Que dites-vous de 10 % des entrées?
Biz asıl stadın hasılatının yükleneceği para nakil aracının peşindeyiz.
Les recettes des banques, marchés et théâtres.
Bırak mağazaların kraliçesi ve hasılat defterinin metresi olsun.
Qu'elle soit une reine d'entrepôts!
İyi bir hasılat yapmış olsaydın bile yine de bu riske girmezlerdi.
Même si ta cote n'avait pas baissé, ils ne s'y risqueraient pas.
Geçen ayın brüt hasılatı nedir?
Quelle est la recette du mois dernier?
- Ama bugünkü hasılatı eklemedim.
- Je n'ai pas ajouté les reçus du jour.
Ve her tarafını sargılatıp geri döndün.
Pourquoi tous ces bandages?
Onu yargılatır mısın?
Tu le ferais juger?
Gişe hâsılatı ve TV paylarının yanı sıra bir o kadar geliri de uluslararası bahislerden elde etmeyi bekliyoruz.
En plus des droits de retransmission, les paris internationaux devraient combler nos espérances.
Selanik'teki Yahudiler'in mallarına el konmuştu, fakat elde edilen hâsılat Yunan parası şeklindeydi. Tabii Reichsbahn Mark olarak ödeme yapılmasını isteyecekti. Peki, Drahmi'yi Mark'a nasıl çevirecektiniz?
Et, pour qu'ils ne se rebellent pas, on ne les a ni fusillés ni gazés, mais affamés et alors, des épidémies se sont déclarées, le typhus, une sorte de typhus.
Patron hasılatı topladı ve kasaya koydu. Kasanın şifresini bilmiyorum.
L'argent tombe directement dans un coffre et je connais pas la combinaison.
Tüm zamanların en çok hasılat getiren 20 filminin 19 unun ilhamını ben verdim.
J'ai participé à 19 des 20 plus grands succès de l'histoire du cinéma.
Şu an Jericho bölgesinde kasabaya uzaklığı 5 mil mesafedeki kullanılmayan süpürge fakrikasının önünde duruyorum. Birkaç saat önce polis, geçen yaz hasılat rekorları kıran Blair Cadısı filmini izledikten sonra ayinsel seri cinayetler gerçekleştiren üç film fanatiğini tutukladı.
Je suis devant une ancienne usine dans le hameau de Jericho Mills à la sortie de Burkittsville où la police a arrêté trois fans illuminés pour avoir commis plusieurs meurtres rituels après avoir vu le film
Bir haçın üzerinde tek destek ve dayanağı var.
II a une seule nef et une base en cro! x lat!
Yarın 70,000 dolar hasılat yaparız.
Rien que demain, on va ramasser 70 000 $!
Yarım milyon ve hasılat maliyetin dört katını aşınca binde bir alacaksın.
Je t'ai eu 500.000, plus 1 / 10ème de 1 %, une fois le budget récupéré 4 fois.
Bay Piedone ile tanıştınız. Günde iki kere uğrar ve hasılatı toplar.
M. Piedone, que tu as vu, passe deux fois par jour relever les compteurs.
Bu, burada kıçını son kez kamçılatışındı, Taboo.
C'est la dernière fois que tu fais tes cochonneries... devant tout le monde. Tu m'entends, Tabou?
- YıIın en büyük hasılatı.
- La plus grosse de l'année, comme toujours.
İspanya'da 100 milyon pezeta hasılat yapmış. Ve sadece 6 milyona mal olmuş?
A rapporté 1 00 millions de pesetas en Espagne alors qu'il n'a coûté que 6 millions?
Hasılat işi olmayacak.
Il n'y aura pas d'entrées.
İlk gün 6.2 milyon dolar hasılat getirerek gişe tarihinin en büyük ilk gün hasılatını elde etti. Yaklaşık olarak 1 milyon dolar.
Trouver la bonne voix pour Dark Vador a été un autre défi.
Bir karşılatırma notu istiyorum, anladın mı?
Je veux un rapport comparatif.
Byz Lats silahlarını almış.
Les Byz Lat ont été livrés.
Söyle. Byz Lats'ın silahlarını kim aldı?
Dis-moi, qui achète pour les Byz Lat?
Silahları kimin aldığını söyle yoksa kovalamaca oynayacağız.
Dis-nous qui achète pour les Byz Lat ou on va jouer à un jeu.
Adamların... Çinli fahişelerden gelen hasılatı da toplayacak.
Vos hommes ramasseront aussi les gains des prostituées du Celestial.
Ona söyleyeceklerin, mekan... kazanmayı amaçladığın hasılat... Al'in payı ve yaşlılık ekstrası.
Tu lui indiques l'endroit, la somme que tu garantis, la part d'Al sur la somme et un bonus pour le surplus.
Aceveda'nın silahını çalan Bizans-Latin üyesi. Aceveda, adamı silahlı soygundan tutuklamıştı.
Le Byz Lat qui l'avait désarmé et qu'il a arrêté.
Byz Lats'ın yarısını temizleriz.
Ramasser la moitié des Byz Lat.
Yakın çevre "Byz Lat" ın çete bölgesi.
C'est le territoire des Byz Lat.
Uyuşturucu satışlarınıza bakarsak... bu işlerden gelen hasılatı Bay DiNorscio ile bölüşüyordunuz.
- Concernant la vente des narcotiques, vous partagiez toutes les recettes des transactions avec M. DiNorscio.