Lens traducir francés
375 traducción paralela
Kalibrasyonunu bitiremediği bir lens kaybolmuş.
Une lentille, dont elle n'avait pas fini le calibrage, a disparu.
Kontrol ederken bıraktığı lens kaybolmuş olmalı.
Non, c'était nous. Ça devait être la lentille qu'elle vérifiait.
O lens kullanılmadan önce birçok kez kontrol ediliyor.
Cette lentille sera encore vérifiée avant son utilisation.
Bugün yeni lens aldı. Güzel resim veriyor.
Il a reçu une nouvelle lentille qui donne une belle image.
Arras ve Lens arasında toplanıyoruz.
Vers l'ouest. Prendre position entre Arras et Lens.
Belli ki çocuğu takip ediyorlarmış. Telefoto lens. Eski bir hile.
Ils devaient filer Barrett, et ils ont pris ça au téléobjectif.
Lens delikleri veya diğer girişler ve Selenitler için kırmızı alarm.
Ils cherchent les puits et les Sélénites.
Lens deliklerini kırmışlar.
Ils sont entrés dans les puits.
Ve lens başka tarafa bakarken üstüne birşey atabiliriz.
Et quand la lentille regarde ailleurs, jeter quelque chose dessus.
Kontakt lens.
Ce sont des lentilles.
Hayır, fakat bahse girerim kontak lens kullanıyor.
Non, mais je parie qu'il a des lentilles.
- Lens mi?
- Des lentilles de contact?
Gözlük takıyor musun ya da kontak lens?
Portez-vous des lunettes ou verres de contact?
- Kontakt lens kullanmaya başladı.
- Elle portait des lentilles.
- Ah. Kontakt lens.
- Des lentilles de contact.
Bu onun lens kutusu mu?
- Sa boîte à lentilles?
Açıkçası, Lenore öldürüldüğünde kontakt lens takıyordu.
Elle portait des lentilles le jour de sa mort.
Yeğenim de lens kullanır ve ikide bir onları düşürür.
Mon neveu en porte et il les perd tout le temps.
Dinleyin. Şanslıyız. Sağ kontakt lens kayıp ve tabutta da yok.
Elle n'a pas sa lentille droite, et elle n'est pas dans le cercueil.
Bu bir teleskobik lens Yapılanların en iyisi.
C'est téléscopique, on fait pas mieux.
Bu Alman değil, Japon malı. Bu bir adaptör, lens değil.
C'est pas un objectif, c'est une monture et c'est japonais.
İki gemi dolusu Japon adaptörü almışsın lens değil.
T'as acheté deux chargements de montures japonaises.
Rahman'ın kontakt lens taktığından haberim yoktu.
J'ignorais qu'il portait des lentilles.
Bir şey görüyorum. Lens mi kullanıyorsunuz?
Vous portez des lentilles de contact?
Bir teleskop, görüş alanındaki herhangi bir noktadan gelen görüntüleri bütün bir lens veya ayna boyunca yani karanlık oda kamerası deliğinden çok daha büyük bir delik ile toplar.
Un téléscope collecte la lumière depuis n'importe quel point dans son champ de vision à travers toute la lentille, une ouverture plus grande que le trou dans la "chambre noire"
Lens, teleskobun gözlerimizden çok daha geniş bir ışık toplama alanına sahip olmasını sağlayan şeydi.
La lentille a permis au télescope d'avoir une plus grande surface pour collecter la lumière que celle de nos yeux.
Birini yatağa atmaya çalışırken lens takarım.
Quand je drague, je mets des verres de contact.
Lens çok iyi değil, doğru mu?
Vous n'avez pas fait aussi l'objectif?
Lens kapağını unutmuşum.
Sacré caché!
Gözlük yerine lens takıyor. Bu o, inanın bana.
C'est elle, j'en suis sûre.
Düşünceyi odaklayan bir lens gibi çalışabilme yeteneğim var.
Que puis-je pour vous, Numéro Un? Le conseiller Troi a recommandé ces examens, capitaine.
Lens, geldiler.
Ils sont là!
Lens, bekliyorlar.
Clarence! Ils attendent!
Hiç lens takmayı falan düşünmüş müydün?
T'as jamais pensé à t'acheter des lentilles de contact?
-... lens takmayı düşündün mü?
- Essayez des lentilles.
TV kamerası ve lens faturası.
C'est la facture pour une caméra de télé.
Çıplak poz vermemi istiyorsan, daha uzun bir lens lazım.
Si je dois poser nu, prenez-la en plan large.
Teleskobik lens. Hareket edeni vuramaz.
II peut pas viser une cible mouvante.
- Lens taktım.
- J'ai trouvé de lentilles de contact.
Anlaşmaları kimle yapıyorum, biliyor musun? Jogging yapan sıskalarla. Hepsi de kontakt lens takıyor ve aynı ağır tıraş losyonunu sürüyorlar.
Des joggeurs à verres de contact, puant le même après-rasage.
- Ne kaybettin, kontak lens mi?
Tu cherches tes contacts?
Siz lens kullanmiyorsunuz, degil mi? Hayir efendim.
Vous ne portez pas de lentilles de contact, si?
- Daha önce holografik lens görmediniz mi?
N'avez-vous jamais vu une lentille holographique?
- Lens ne durumda?
- Si. - Et la lentille?
Aynı bir lens gibi.
Comme une lentille.
LENS AYARLAMA ODASI
PIÈCE DE CALIBRAGE DE LENTILLE
Lens bulunana kadar.
Pas avant que la lentille soit trouvée.
Orada en az 2,000 lens olmalı.
Il y a au moins 2.000 lentilles.
Lens, bunun sebebi ne?
On ne sait jamais. Lance!
lens lere bakıyorum
Il ressemblait à ça il y a neuf mois.
Bana lens kullandığını söyleme...
Ne me dis pas que tu portes des lentilles.