Levon traducir francés
126 traducción paralela
Diyor ki, " Levon, kuzum.
Il dit : "Levon, mon agneau".
Levon!
Levon!
Ben, ben... - Biletimi Levon'a veriyorum Harry.
Je file mon billet à Levon.
Dur! Levon dur!
Levon, arrête!
Levon, öldürüleceksin. Geri dön Levon!
Tu vas te faire tuer!
Arkadaşım Levon diyor ki... devlet hep çocukları alıp onlar üzerinde deney yapıyormuş.
Mon ami Levon dit... que le gouvernement enlève des jeunes pour des expériences.
Livan Gonzales.
Levon Gonzales.
- Dallas'tan Levon Raines.
- Levon Raines de Dallas.
Buna benzer bir şey duydun mu Levon?
- Tu as déjà entendu ça, Levon?
Levon Wallace. Şehrin en iyi araştırma müfettişi.
Levon Wallace est le meilleur inspecteur en ville.
Levon Krais.
Levon Krais.
Levon'un pek çok güzel fikri var.
Levon a beaucoup d'idées.
- Ve burada Bay ve Bayan Levon Tostig yazıyor.
Et ceci dit que vous êtes Mr et Mme Levon Tostig.
Ve daha sonra, buradaki Levon plasentamı arka bahçeye gömdü.
Et ensuite, Levon a enterré mon placenta dans le jardin.
İki şüphelinden medyum titreşimleri alamadın mı, Levon?
Tu ressens quelque chose de bizarre chez nos suspects, Levon?
Selam, Levon.
Oh, bonjour, Levon.
İsmini Levon sanıyordum.
Je croyais qu'il s'appelait Levon.
Adı Levon Najar.
Y'a un certain Levon Najar.
Uh, Levon Najar.
Euh, Levon Najar.
Levon Najar 2001 yılında lübnan büyükelçisi seçildi.
Levon Najar a été nommé ambassadeur libanais en 2001.
Benim adım Levon Najar.
Mon nom est Levon Najar.
Arabada bekle Levon.
Attendez dans la voiture.
Size de iyi geceler, Bayan Haplin. Sana da iyi geceler, iyi kalpli Levon.
Mme Haplin. cher Levon.
Levon, Waffle Inn'de çift vardiya çalıştığından antrenman yapamıyor.
Levon ne peut plus s'entraîner parce qu'il a son travail au Waffle Inn.
Levon nerede?
Où est Levon?
- Tanıştırayım, Levon'un babası.
C'est le père de Levon.
- Demek Levon'un babası sensin.
C'est donc le père de Levon.
- Levon.
- Levon.
Levon bakirdi ve bu onu çok rahatsız ediyordu.
Levon était puceau, ça l'embêtait.
Biliyorum Levon, bir çok zorluğu da beraberinde getiriyor fakat inanıyorum ki zamanla onu kendi oğlum gibi sevmeyi öğreneceğim.
- Oh! - Je connais Levon, il présente un grand nombre de défis, mais je crois, dans le temps où j'ai pu apprendre à l'aimer comme si c'était le mien.
- Levon!
Levon!
Levon'un bugün büyük yardımı oldu.
Levon m'a bien aidé aujourd'hui.
- Sheila.
Levon.
Sen şu kızı gördün mü Levon Chalmers?
Tu as vu cette fille? Levon Chalmers?
Pekâlâ Levon, karakola gelip ortağım ve benle konuşup bazı resimlere bakmanı istiyorum.
Passe au poste. On veut causer avec toi, te montrer des photos.
Merhaba Levon. Üzgünüm, geciktik. - Teşekkürler.
Levon, navré pour le retard.
Levon Chalmers'la, Dedektif Heigh ve Dedektif Souder tarafından görüşme.
Interrogatoire de Levon Chalmers par Heigh et Souder.
- Levon buraya boşuna gelmedi. Bize bazı şeyleri netleştirmekte yardım edeceksin, değil mi?
Levon est là pour nous aider à y voir clair.
Levon'un sokaklarda bir itibarı var. Neler olup bittiğini biliyor.
Levon sait ce qui se passe dans la rue.
Levon'un sabıkasını aldım. Okumaya fırsatın var mı?
T'as lu le casier de Levon?
Pekâlâ, Levon ve Rule arabayı Bayan Worm'un garajında saklamış.
Levon et Rule ont planqué une tire chez la tapineuse.
Sen, Texas City'de benimle birlikte Levon ve Rule'a aitsin.
T'es censé traquer Levon et Rule à Texas City avec moi.
Kafayı bulmanın bir sürü yolu var, Levon.
- Y a d'autres moyens de planer.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Levon.
Je suis tellement déçu de toi, Levon.
Levon'u hatırlıyorsun.
Tu te rappelles Levon?
Tabi, Levon.
Bien sûr, Levon.
Geri geleceğim, Levon.
Je vais revenir Levon.
- Lavon'un GPS'i yüzünden oldu.
C'était le GPS de Levon.
Lavon, arabasını çaldığını söyledi ve kaybolup öleceğini bildiği için seni bulmak üzere beni buraya yolladı.
Levon m'a dit que tu lui as volé sa voiture, donc il m'a demandé de venir te chercher, parce qu'on se doutait que t'allais te perdre et mourir.
- Levon, ne olduğunu anlamadım.
Je ne sais pas ce qu'il c'est passé.
Üzgünüm Levon.
Désolé, Levon.