English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ L ] / Ligi

Ligi traducir francés

830 traducción paralela
Durumu düzeliyormuş ama Epworth Ligi pikniğine katılmış ve portakal yerken boğularak ölmüş.
Stop. " Il semblait aller mieux, mais il est allé au pique-nique de la Ligue Epworth... et il s'est étouffé en mangeant une orange.
Çekici getireyim, Ubangi'ligi falan kalmaz.
Je vais l'aplatir en cinq sec!
Bir kez Centilmenler Ligi'nde oynamıştı.
Une fois, il a joué pour "Les Gentlemen".
Centilmenler Ligi'nde oynamıştı.
Il a joué pour "Les Gentlemen".
Hainler genelde Centilmenler Ligi'nde oynamaz.
En général, les escrocs ne jouent pas pour "Les Gentlemen".
Centilmenler Ligi'nde oynayan Dicky Randall'san çok zor durumdasın. Ne olduğunu bilmek istersen tuvalete gel.
Si vous êtes le Randall qui a joué avec "Les Gentlemen", vous êtes dans le pétrin.
Komünist Etkinlikleri Bastırma Ligi'ne büyük mitarlarda bağışta bulundum ben.
J'ai beaucoup donné à la ligue contre les communistes.
Cleveland Browns'ın Milli Futbol Ligi şampiyonluğunu bu yıl da kazanması, takımın..... yıldız oyuncularından birinin, yasalarla başı derde girmesi üzerine tehlikeye düştü.
Ies chances pour les Browns de conserver leur titre de champions sont compromises depuis qu'unjoueur s'est mis lajustice à dos.
Ivy Ligi çocuklarını gördün mü?
Vous les avez déjà vus?
O zaman al bu 20 ligi, hayır 22.
Tiens... en voilà vingt.
Ligi hep seyrederim. Bu kadar yıldır maçları hiç kaçırmadım.
Jamais je n'ai loupé une Coupe.
Beyzbol Ligi. Kaldır elini be general.
Levez la main, général!
Ulusal Futbol Ligi ve Dünya Kupasından bahsedildiğini hatırlıyorum.
J'entendais parler de la Ligue nationale de football, de la coupe du monde.
Bir bakayım. Küçükler ligi koçu, kilise üyesi Kiwanis ve Amerikan ulusal ateşli silahlar birliği üyesi.
Voyons voir. oh, ouais. entraineur des ligues mineures, ancien d'église membre des Kiwanis, Légion américaine et membre du National Rifle Association.
Bana ikinci teğmen olarak, Şampiyonlar Ligi'nin altın çocuğu düştü.
J'avais ce second lieutenant, un petit malin.
Küçükler Ligi bitince... evi boyayalım.
Quand vous reviendrez, il faudra repeindre la maison.
Kesinlikle çalı ligi.
Que des amateurs. Tenez-vous droit.
Küçükler ligi takımları için ya da yetimler için para topluyoruz.
On fait souvent des collectes pour les scouts ou les orphelins.
Ulusal Hokey Ligi'nde oynamak için bize iltica etti.
Il est venu ici pour jouer en ligue nationale.
İşte burası ahbap. Büyükler. Büyükler ligi.
C'est ça le pénitencier.
- Hatırladığım kadarıyla alt ligi sevmiştin.
- Et tu t'y es plu.
Ligi alırsak kupayı alırız.
Et ensuite, on va en championnat.
Babam, şehirde Gençler Ligi olduğunu söylüyor.
Papa dit qu'il y a la Petite Ligue en ville.
Paylaşarak, ağlayarak, hayal kurarak, kavga ederek, sevgiyle, çocuklarla, çocuk bezleriyle, okul oyunlarıyla, Minikler Ligi'yle geçen 38 yıl. Safra kesesi ameliyatının üstesinden gelip gelemeyeceğini merak ederek. Annenin evinde bir başka pazar yemeğinin altından kalkıp kalkamayacağımı düşünerek.
38 ans de partage et de pleurs, de rêves et de disputes, d'amour et d'enfants, de couches-culottes, de théâtre et de sport, d'angoisse pour ta vésicule biliaire et à l'idée de passer un autre dimanche chez ta mère.
Büyükler ligi, yolun sonuna kadar. Bunu gözlerinde görebiliyorum. Tamam.
Tu finiras dans les ligues pros, je le vois dans tes yeux.
Konuğumuz Los Angeles Lakers'dan... Profesyonel Basketbol Ligi'nin... en değerli oyuncusu ve...
Chers amis, avec nous, le joueur le plus utile de l'Association nationale de basketball, à six reprises.
Burada bir kilise ligi var... tek kulaklı fil.
Attention au comité religieux. Mon révérend. Eléphant à une oreille.
Döndüğümüzde bir çift hakiki büyükler ligi bayzbol ayakkabısı alabilir miyim?
Je peux avoir de vrais souliers à crampons de la ligue majeure - une fois à la maison?
Şimdi bütün bu Sarmaşık Ligi sersemleri dizkapaklarımı emiyor.
Maintenant, ces cons me lèchent les bottes.
LaLoosh için söyleyebileceklerimiz, yakışıklı biri olduğu, genç bir atıcı olduğu harika bir beyzbol ligi oyuncusu, ancak bazen kontrol konusunda sorunları oluyor.
On dit de LaLoosh, que cejeune lanceur séduisant a un lancer... de grande ligue, mais qu'il a parfois des problèmes de contrôle.
Ve sen, Larry Hockett, beni tanıman lazım. Çünkü beş yıl önce Texas Ligi'nde sen El Paso için atıyordun, ben de Shreveport için vuruyordum.
Et toi, Larry Hockett, tu devrais me reconnaîitre... car il y a cinq ans dans la Ligue du Texas... tu lançais pour El Paso, je frappais pour Shreveport.
Kaliforniya Ligi'nde bile olsa bu hergün oynaman için bir şanstır.
Même si c'est la Ligue de Caroline... c'est une chance de jouer tous les jours.
Doğu Kıyısı Tütün Üreticileri Şehir Meclisi Küçükler Ligi Para Düşürme Şöleni'ne hoşgeldiniz.
Bienvenue à la Journée de Largage d'Argent Liquide de la Petite Ligue... du Conseil Municipal des Planteurs de Tabac de la Côte Est.
Carolina Ligi'nde oynarlarken onlar da kullanıyorlardı.
Ils l'utilisaient quand ils étaient dans la Ligue de Caroline.
- Üzülme. 5'liği seninle paylaşacağım.
- Courage. Je te donnerai ces 5 dollars.
Bu arada istediğim şu 45'liği getirdin mi?
Vous avez le revolver?
Bizi görmeye kendisi gelmemişti çünkü çok yüksek nüfuzlu ve güçlü birisiydi. Tabi bir de kancığın teki kendi 38.'liği ile ona 4 el ateş ettiği için.
Il ne se déplaçait pas, d'autant qu'une femme lui avait offert quelques pruneaux avec son propre 38.
50'liği çık, Amos.
Rends les 50 $, Amos.
45'liği olan bir adam tüfeği olan biriyle karşılaştığında... tabancalı adam ölü bir adam olacaktır.
Quand un homme avec un 45 affronte un homme avec un fusil... celui a qui a le pistolet est un homme mort.
Fazladan 20'liği olan polis tanıyor musun?
T'as vu un flic qui a 20 $ de trop?
- 20'liği bozamam!
- Je n'ai pas de monnaie sur 20 $.
O 45'liği alıp, ait olduğu yere sokmama ne dersin, sürücü?
Ça te plairait que je te foute ce.45 dans les fesses, cocher?
Ve onun, antika fildişi kabzalı görmeniz gereken birbirinin aynı bir çift 45'liği vardı.
Il avait une paire de pistolets aux crosses d'ivoire qui étaient quelque chose!
O halde sana şu 38'liği önerebilirim.
Dans ce cas, pour vous, je verrais... un.38 à canon court.
Ama yine de şu 50'liği yanına al. O kadar uzakta başın belaya girerse.
Prends donc... ce billet de cinquante au cas où t'aurais des ennuis.
1000'liği tosla bakalım...
C'est arrangé. Passe le fric.
Bayan Pigot'yu ve Madrier'yi öldüren 45'liği! - Aferin sana!
Celui qui a tué Pigot et Madrier, le 45.
Sene sonu balosunu kazanırsak o zaman ligi alırız.
Si on gagne ce match, on va en ligue.
- Bir 20'lik daha koyuyorum. - Tamam, 20'liği de aldık.
Combien t'as fait?
Kazandım benim 20'liği ver.
Au sol, faites-m'en 20.
Ralp ve 0.357'liği.
Ralph et son.357.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]