Lokum traducir francés
130 traducción paralela
Elinde lokum hastanede Profesör Egelhoffer'i ziyarette.
Il est allé apporter de la guimauve... au Pr Egelhoffer.
Lokum gibi yüzleri görünce olacağı buydu zaten!
Normal, avec ton air suédois.
Onları buradan götürün, çocuklar. Katırın üzerinde lanetin tekiyim ama güzel bir kızın yanında lokum gibi olurum.
Bon sang, les gars, croyez-moi, j'sais y faire avec une belle petite!
Haydi, bana 3 lokum ver.
Ouais, donne-moi trois bâtons.
Çünkü boru doğruca Lokum Odası'na gidiyor.
Ce tuyau mène à la Salle à Fondants.
Bayan Gloop'u Lokum Odası'na götürün, ama dikkatli olun oğlu buhar kazanına düşmesin.
Amenez Mme Glu à la Salle à Fondants, et vite... sinon il finira dans le chaudron.
- Yanında bir kutu da lokum götürdü.
- Avec un paquet de marshmallows.
Lokum gibisin.
Bébé, vous êtes bien.
Güç veren peynir topları ve birkaç küçük sosis. Ve hak ettiğiniz lokum kebapları.
- Des brochettes de fromage avec saucisses miniatures et le dessert... kebabs à la guimauve.
- Bebeğe bak, lokum gibi!
Cette p tite peut fondre le coeur d un mec.
Kare seklindeki lokum kurabiyelerden var mı?
Vous avez de ces délicieux marshmallows?
Tamı tamına Marge Simpson'ın lokum kurabiyelerinin getirisi kadar.
Exactement ce que les marshmallows de Marge Simpson rapportent.
İçeri girip çay ve lokum ister misiniz?
Vous prendrez bien du thé et des biscuits à la guimauve.
Göbekdeliğinden küçük lokum emdim.
J'ai léché ce mini-chamallow dans ton nombril.
- 15 lokum mu?
- Oui, s'il vous plaît, et... vous pouvez mettre ça au nom de "Ready Demolition"? - 15 bâtons?
Yerfıstığı görünümünde bir portakallı lokum ha? " " Bana bir iyilik yap.
" Le chamallow orange en forme de cacahuète, gardez-le.
Onlar lokum.
C'est de la guimauve.
Fişeklerden iki buçuk lokum dinamit yapabiliriz.
La dynamite de ces fusées devrait suffire.
Yakmalı mıyız? - Lokum getirmiştim.
- On fera griller des marshmallows.
Sonradan lokum kızartıp, "kumbayah" söyleyeceğiz.
On va faire rôtir des guimauves et chanter "Kumbayah".
- Bir kutudan kaç lokum çıkıyor?
- Combien de bâtons par boîte?
- -Kahrolası kızarmış lokum!
Tu te ramènes avec tes manières de tante!
- Hey, Lokum.
- Hé, Poucette.
Ama hiç lokum bulamadım. Bir dahakine onu da aşırmaya çalışırım.
Les marshmallows, ce sera pour le prochain coup.
Cinsel organından gelen ısıya bak. Lokum eritirsin burada.
Sens la chaleur qui se dégage de ses organes génitaux.
Bu yüzden "zehirli kalem" dedim... "lokum kalem" değil
C'est pour ça que j'ai dit "stylo empoisonné"... et pas... "stylo au marshmallow"...
- Lokum gibi biri.
- De la guimauve ambulante!
Bu lokum çok iğrenç oldu.
Putain, il est complètement cramé, ce chamallow!
Lokum, yapma!
Monte-Cristo!
Lokum, sen seç bakalım.
Terminé? Bon, qui commence à nous lire ce qu'il a écrit?
Lokum, bekçilik yap!
Il y a quelqu'un.
Lokum, kıpırdayan olursa, ye gitsin.
Choisissez une coupe. Je reviens vite.
Tadı tıpkı bayat lokum gibi!
On dirait des chamallows desséchés!
Bu gece alevde lokum yapar mıyız?
Papa, on peut faire cuire des marshmallows dans un feu ce soir?
Oh, Timmih. Onlara biraz bira ve lokum alalım.
Oh Timmy.
Ayrıca bize bira ve lokum getirmişler. Süper.
Et ils nous ont rapporté des marshmallows.
Ooh, bir lokum!
Oh! Un marshmallow!
Şey bütün öğlenimi harcadığım için affet beni, nefes kesici parlak ışıkları koyduğum için, lokum gibi yumuşak yastıklar ve kokulu mumlar için, bu seni lanet Laura İngalls'ın çayırlarda koşması gibi hissettirdiği için!
Pardon d'avoir passé la matinée à disposer de superbes guirlandes, des coussins moelleux et des bougies parfumées qui te métamorphoseront en Laura Ingalls!
O halde ondan çilek aromalı çikolata kaplı lokum yapacaklar ve sonra da onu kilo işi dünyanın dört bir yanına satacaklar.
Il va se transformer en fondant à la fraise? Et sera vendu au kilo dans le monde entier?
Bayan Gloop'u lokum odasına götürmeni istiyorum, tamam mı?
Je veux que tu accompagnes Mme Gloop dans la pièce des fondants.
Oğlan da lokum gibi.
Et lui, si beau! Je passerai, un soir.
Hem hastasın hem sana lokum gibi dul bir eczacı buluyorum, gene de yaranamıyorum.
Je te trouve une belle pharmacienne veuve et tu me dis "Et alors?"
- Lokum gibiler.
C'était un délice.
Eğer menteşeyi açmak için üç lokum yeterliyse bizim altı tane almamız gerekir.
S'il nous en faut trois pour faire sauter le gond, apportons-en six.
Yoğurt, lokum, yada pamuk şeker.
Yaourts, chamallows, barbe à papa.
Lokum gibiler.
Ils sont délicieux.
Lokum var mı?
On a des chamallows?
- Lokum gibi.
- C'est très tendre.
İçinde lokum olanlardan istiyorum.
Mais prends ceux à la guimauve, j'aime pas ceux au beurre de cacahuète.
Ardından Dewey ve Lokum kötü ejderhayı öldürüp zavallı küçük prensesi kurtardılar ve eve uçarak geri döndüler. Madalya ve kocaman kırmızı pelerin aldılar ve herkesin gönlünde taht kurdular.
Alors, Dewey et Monte-Cristo ont tué le méchant dragon et délivré la princesse caniche.
Lokum!
Ils ont eu des médailles et tout le monde les aimait. Tout va bien?