Lukey traducir francés
61 traducción paralela
Lukey, köpekler neden böyle havlıyor? Köpekler mi?
Lukey, pourquoi est-ce que les chiens... s'agitent tellement?
Lukey, aşağı in ve onları karşıla. Lukey, duydun mu?
Lukey, allez en bas les rencontrer.
Ben bu halde inemem.
Lukey, m'entendez-vous?
Lukey, beyefendilerin şapkalarını al lütfen.
Merci. Lukey, Prenez les chapeaux de ces Messieurs.
Lukey ve ben sabahın beşinde tarlalara gidiyoruz.
Lukey et moi, nous devons être dans les champs avant 5h du matin.
Lukey, oturma odama brendi getirir misin, lütfen?
Lukey apporte du brandy à mon salon, s'il vous plaît.
- Evet, efendim. İki kez. - Lukey?
Oui Monsieur, deux fois.
- Evet, Bayan Hannah.
Lukey.
Lukey, tepsiyi aşağı indir ve yemeğin bulaşıklarını yıkamaya başla, olur mu?
Maintenant, Lukey, apportez ce plateau en bas... et faites ce que vous avez à faire, vous entendez?
Lukey!
Lukey!
Lukey hakkında ne hissettiğimizi biliyor olmalısınız.
Je dois vous dire nos sentiments, au sujet de Luckey.
Lukey böyle olsun istememişti.
Lukey ne demande pas ça.
Ya Bayan Lukey?
Et Mme Lukey?
Bayan Lukey'e inanamıyorum.
Elle est étonnante, Mme Lukey!
Üzgünüm Lukey ama kamera asla yalan söylemez.
D'un lycéen qui accepte de "poser nu"
Gördün mü Lukey? İşler bizim gibi kaybedenler için bile değişebiliyor.
Tout change, même pour des losers comme nous!
Güzel plandı Lukey.
Bon plan, Lukey.
Üç deyince kaldır Lukey.
À trois, tu soulèves. Trois!
- Biz kaçtık, Lukey.
On y va, Luke.
- Lütfen Lukey Dayı.
Oncle Lukey!
- Hadi ama! - Mecbur değilim. - Lukey Dayım beni kucağına alsın!
- Je veux que mon oncle Luke me prenne!
- Doğum günün kutlu olsun, Lukey!
- Bon anniversaire, Lukey!
- Elbette bunu yapabilirsin, Lukey.
- Bien sûr, Lukey.
Lukey'nin futbol maçı var.
Lukeyjoue au soccer.
- Lukey sizinle olacak.
- Tu as toujours Lukey.
Hey, Lukey.
Hé, Lukey.
- Lukey!
Lukey!
- Lukey! Lukey!
Lukey, Lukey!
Lukey!
Lukey-boy!
Dünya'yı kurtarmama yardım ettin Lukeycik.
Tu m'as aidé à sauver le monde, Lukey!
Becerdin Lukey'cik!
T'as tout déchiré, Luke! Regardez.
Lukey, benim babam büyürken pek yanımda değildi.
Tu sais quoi, Lukey? Mon père était souvent absent.
Pekala, hadi Lukey.
Allez, Lukey.
Lukie, selam.
Hé, Lukey. Salut.
Lukey?
Lukey?
Bana Lukey demenden her zaman nefret etmişimdir.
J'ai toujours détesté quand tu m'appellais "Lukey".
Seni görmek gerçekten güzeldi, Lukey...
C'était vraiment bon de te revoir, Lukey...
Tamam, bu benim tanıdığım Lukey'e benzemiyor.
Okay, ça, ce n'est pas le Lukey que je connaissais.
Lukey, söyle bana. Doğruyu söyle.
- Dis-moi la vérité.
Hepimiz aynı şeyi istiyoruz Lukey oğlum, öyle değil mi?
On veut tous la même chose, mon petit Luke.
Lukey, biraz saygılı ol.
- Un peu de respect, Lukey.
Değil mi Lukey?
Hein, Lukey?
- Meyve suyu ister misin, Lukey?
- Veux-tu encore du jus d'orange, Lukey?
Lukey, çabuk ol.
Lukey, dépêche-toi.
- Brendi isterseniz Lukey hemen getirir.
Alors, un peu de brandy?
Lukey!
N'aviez-vous pas oublié votre châle? Mais, Lukey...
- Pekala, Lukey.
Très bien, Lukey,
Tanrı aşkına Lukey!
Bon sang, Luke!
Onu duydun Lukey Dayı.
- T'as entendu, oncle Luke.
- İyi ki doğdun, Lukey!
- Bon anniversaire, Lukey!
- Lukey, herkes yaşlanır.
On vieillit tous.