Magnet traducir francés
75 traducción paralela
Eğer fikrini değiştirirsen unutma I Magnin'de kozmetik bölümünde çalışıyorum.
Si tu changes d'avis, je travaille au rayon des cosmétiques chez Eye Magnet.
Lisa Simpson, Springfield Magnet Okulu'na transfer ediliyor. Yeteneği ve sıkıntılarından dolayı.
Lisa Simpson, tu viens d'être transférée à l'Ecole Magnet de Springfield pour enfants surdoués et agités.
O, heyecanlı şeylerin başına gelmesi için bir mıknatıs gibiydi.
She is a magnet for exciting events.
Danielle Stark, 17 yaşında, Strivers Magnet lisesinde son sınıf öğrencisi.
Danielle Stark, 17 ans, finissante à l'école secondaire Strivers Magnet.
Sizi temin ederim Strivers Magnet Lisesi'nde uyuşturucu problemi yok.
ÉCOLE STRIVERS MAGNET Je vous assure que nous n'avons pas de problème de drogue à l'école.
- Ne çaldın? Buzdolabı için mıknatıs, kağıtları filan tutan şey.
Un magnet, pour le frigo, pour faire tenir des papiers.
Hırsız olacağım hiç aklıma gelmezdi ama mıknatıs "Yapamayacağınız şeyleri düşünün ve sonra yapın." diyordu.
Là, je me sens trop mal et je pensais pas être le genre de personne à voler des trucs, mais le magnet disait "Pense à ce que tu ne pourrais pas faire, puis fais-le." Alors j'y ai pensé, puis je l'ai fait!
İyi davranılmayı hak etmiyorum.
Je le mérite pas. J'ai volé un magnet inspirant pour frigo.
Gereksiz mıknatıs.
Magnet pourri. Mon Dieu.
Tamam, Mike. Aen çocukları özlememiş olabilirsin.. ama ben özledim, ve kendimize aldığımız tek magnet'in
Ils t'ont pas manqué, mais à moi, oui, et je veux pas que le seul aimant qu'on ait à montrer soit de la quincaillerie d'Orson.
Yaz gezisinden getirebileceğiniz pek çok farklı şey vardır- - Magnet, tişört, komik bir manzara önünde çekilmiş fotoğraflar
On peut ramener plein de choses en souvenir des vacances... un aimant, un tee-shirt, une photo de la famille les cheveux en pétard.
- Evet. - Ayrıca kuvvetli bir magnet.
C'est aussi un aimant puissant.
* Çok kuvvetli bir mıknatıs *
A great magnet pulls
Buzdolabının üzerinde çocuk kilidi olan dolapları açan bir magnet vardı.
L'aimant sur le frigo sert à débloquer les sécurités enfants.
Bir armonika ve manyetik şirr takımı Harvey Milk * hakkında bir kitap ve içinde'Asleep'in iki tane olduğu karışık bir kaset aldım.
J'ai reçu un harmonica, un magnet poétique un livre sur Harvey Milk et une mix tape avec la chanson "Asleep" dedans 2 fois.
Altın mıknatısı olmam diyen tek kişisin.
C'est toi qui a dit que je ne pouvais pas être Gold Magnet.
Altın mıknatısı çok saçma.
Gold Magnet est stupide.
Altın mıknatısı harikadır.
Gold Magnet est génial.
Altın mıknatısı çok ezik.
Gold Magnet est boiteux.
- Altın mıknatıs zenginlik demek.
Gold Magnet est riche.
Project Magnet karagahı?
"Projet Magnet"?
Um, Project Magnet 2 Aralık 1950'de kuruldu.
Euh, Le Projet Magnet a débuté le 2 décembre 1950.
İki gün sonra proje kamuoyunda kepenk indirdi.
Maintenant, il y a deux jours, Magnet a été officiellement clos.
Magnet'in uzaylı tehtidiyle savaşmak için tam yetkisi var.
Magnet a tout pouvoir pour vous aider à gérer votre menace alien.
Teğmen Leeds, Magnet Projesinden.
Le lieutenant Leeds fait partie du projet Magnet.
Magnet Projesi?
Le projet Magnet?
Çoğu insan Magnet Projesi'nin 1954'de kapatıldığını düşünmüyor muydu?
Je suis désolé, mais la pluspart des gens savent que le projet Magnet a été arrêté en 1954?
Dexter, ön kapının yanındaki posta kutusunun altında mıknatıslı, kır evine ait bir anahtar olduğunu düşünüyor.
Tout le monde vote! Dexter pense qu'il y a une clée cachée, un magnet sous la boîte postale.
Bu işi Project Magnet'in parçası yapmaktan daha çok istediğim birşey yok.
et je veux rien de plus que d'intégrer ça au projet Magnet.
Bu manyetik olmayan küçük magnet, tahmin edebileceğiniz üzere gücünü tamamen ses dalgalarından almaktadır.
Ce bébé aimanté non magnétique est entièrement alimenté par, vous l'avez deviné, les ondes sonores.
Magnet Projesine hoş geldiniz.
Bienvenue à Projet Magnet.
Magnet Projesi batmak üzereydi.
Projet Magnet était sur la touche.
Binbaşım, duyduğuma göre Magnet Projesinin yaptığı kurtarma operasyonu benim onayım olmadan yapılıyormuş.
Major, il est venu à mon attention qu'un projet Magnet mission de récupération est apparemment en cours sans mon autorisation.
Dün, bir denek Magnet Projesi araştırma tesisinden kaçarak komutamdaki iki askeri öldürdü.
Donc, hier, un spécimen s'est échappé du bâtiment de recherche du Projet Magnet il a tué deux soldat sous mon commandement.
Katılıyorum ama şu anda Magnet Projesi dinozorlardan daha büyük bir tehdit.
Je suis d'accord avec toi, mais maintenant le Projet Magnet est une grosse menace que les dinosaures.
Magnet Projesi giriş ekranı bu mu?
C'est le mot de passe pour le Projet Magnet?
Magnet Projesinin resmi olarak kapatıldığı yıl değil mi?
C'est pas au moment ou le Projet Magnet a été officiellement enterré?
Evan Cross'un çabalarını desteklemek için yetkilendirildin Magnet Projesini onun hizmetine sunmak içi değil.
Vous avez été autorisé à supporter les efforts d'Evan Cross, mais pas à laisser le Projet Magnet en ses mains.
Magnet yıllardır paranormal fenomenler üzerinde gizli çalışmalar yapıyor. O zaman neden dinozorları ilk Cross buldu?
Magnet a fait des surveillances sous couverture des phénomènes paranormaux depuis des décennies, alors pourquoi Cross a trouvé le dinosaure en 1er?
Şimdiye kadar Magnet Projesinin oldukça pahalı yardımlarını kabul ettiniz.
Vous avez accepté une coûteuse assistance de la part du Projet Magnet pour un bon moment.
Evan, Magnet Projesinde bizde olmayan her şey var.
Evan, le Projet Magnet a ce que nous n'avons jamais eu.
Tek yapman gereken evet demek. Seni Magnet Projesi'nin başına getirecekler.
Tout ce que tu as à faire est de dire le mot, et il te mettra en charge du Projet Magnet.
Şimdiye kadar şanslıydılar fakat her zaman olamazlar işte bunun için Magnet Projesi'nin askeri operasyonlar gibi sıkı bir şekilde, sivillerle sürdürülmesi gerek.
Ils ont eu de la chance, mais ça ne sera pas toujours le cas, c'est pourquoi cette nouvelle alliance civile avec le Projet Magnet doit être dirigée aussi fermement que l'opération militaire.
Albay Hall, Magnet Projesi'nin başına geçmemi istedi.
Le colonel Hall m'a demandé de prendre en charge la gestion du Projet Magnet.
Albay Hall Magnet Projesi'nin sivil yöneticisi olmamı istedi.
Le Colonel Hall m'a demandé d'être le directeur civil du Projet Magnet.
Çünkü, eğer yetkili olan Magnet Projesi olsaydı, sen burada olmazdın.
Car si le Projet Magnet n'était pas aux commandes, tu ne serais pas ici.
Eğer bu iş Magnet Projesinde olsaydı işler bu kadar kötü olur muydu?
Si le Projet Magnet dirigeait serait si pire? C'est Toby.
Ateşleyicinin kabloları çıkmış.
Le câble du magnét est lâche.
Annem için bir hediye bulduk.
Je dépenserai pas 5 $ dans un magnet inutile.
- Bir şey çaldım.
J'ai volé un magnet inspirant pour frigo.
Gereksiz mıknatıs.
Magnet pourri.