Mamie traducir francés
3,374 traducción paralela
- Büyük anne.
Mamie.
Gelemiyorum, nine. Meşgulüm.
J'ai du boulot, mamie.
Büyükannemle tombala oynamaya mı gidiyorsun?
Tu vas jouer au bingo avec mamie?
Büyükannemin bunu merak ettiğini duymuştum da.
J'ai entendu mamie se poser la question.
Bayan, sen kendi işine bak.
Regarde ta caisse, mamie!
Hemşire, anneannem de bir hemşire.
Infirmière. Comme mamie Vicky.
Bir nine, iki de çay bardağı. Resimde bir yanlışlık var, değil mi?
une mamie et deux tasses de thé ya quelque chose qui cloche là?
Kim bu yaşlı güzel bayandan şüphelenir ki?
Qui suspecterait mamie d'une telle dépravation?
Büyükannem elbise almam için para verdi.
Mamie m'a donné de l'argent.
- Hoşça kal büyükanne.
- Au revoir, mamie.
Bu çocuk korkağın teki.
Ce môme est une mauviette. Mamie est venue vivre chez nous.
Bugün değil büyükanne. Lütfen yapma.
Pas aujourd'hui mamie.
Büyükannen, yemeği düzgün yediğini söyledi.
Mamie disait qu'il se tenait bien à table.
Büyükanne? Ciddiyim bak, bu saçmalık.
- Mamie, c'est n'importe quoi.
Bowling pistini havaya uçuracaksın.
Non, mamie. Tu vas faire péter le bowling.
Hoşça kal.
Je t'aime, mamie.
Büyükanne.
Mamie.
Ben Bayan Baumann, Marcel'in büyükannesi.
Je suis Mme Baumann, la mamie de Marcel.
Yapma be, teyze. O kadar tahrik ettin beni.
Aw, allez, mamie, t'es en train de m'exciter.
Bana büyükannesini ne kadar sevdiğini ve özlediğini söyledi.
Il a dit qu'il aimait mamie et qu'elle lui manquait.
kim buyuk buyuk annesini hamile birakir ki?
Qui engrosse sa mamie?
yani, Tryst'in bize ihtiyaci var! Shizzle, Kenzi, bu - bu onun buyuk buyuk annesi.
Du calme, c'est sa mamie, pas vrai?
Ninemi yargılaman gerekmez.
Pas la peine de juger ma mamie.
Tatiım kimse kimsenln ninesini yargılamıyor.
Trésor, personne ne juge ta mamie.
Koridorun sonunda büyükannemin odası var.
Et il y a la chambre de mamie.
Ninenin kokusu bu.
C'est l'odeur de mamie.
Ninemin eşyalarına dokunma!
Ne touche pas aux affaires de mamie!
Koymuşum büyükanneye!
Au diable mamie!
Kibar büyükanne çok tehlikeli ya.
Parce que la gentille mamie est si dangereuse?
Gram-Gram, dordurmacıda yere düştü ve biz de bedava dondurma aldık!
Mamie est tombée chez le glacier et on en a eu gratos!
Büyükannem her zaman güçIü hayallerim olduğunu söylerdi.
Mamie disait toujours que j'avais une vive imagination.
Ben çok küçükken annem öldü ve ailemden başka kimse olmadığından büyükannemle bu çamaşırhanede yaşamaya başladım.
Tu sais, ma mère est morte et j'étais très jeune et sans autre famille, on m'a envoyé chez ma mamie. A la laverie.
Hey, büyükannem hakkında bir şey deme sakın!
Hé, ne parle pas comme ça de ma mamie.
Büyükannem çok özel bir insandı.
Ma mamie était quelqu'un de spécial.
Söyle onlara büyükanne, ben bir sanatçıyım değil mi?
Dis-leur, mamie, je suis un artiste, pas vrai?
Nana'nın şeker hastalığı bu insanlara bir uyarı olmuştur.
Le diabète de mamie a vraiment été un avertissement pour certains de ces gens.
Evet, dadı. Ama bu akşam Fanta doluyum.
C'est vrai, mamie, mais j'ai bu trop de Fanta ce soir.
Dadının etli hamurlarının tadına bakmaya mı geldin?
Tu es venu goûter aux quenelles de Mamie?
Geri çekil!
- Vas-y, mamie!
Dadı bana alet odasındaki davranışlarından bahsetti.
Mamie m'a parlé de tes pitreries dans la remise.
Dadı yalan söylemez.
Renifleur de merde, mamie ment pas.
Büyükannem öldüğünde annem bana vermişti.
Ma mère me l'a donnée à la mort de ma mamie.
Hâlâ telefondayım nine, seni duyabiliyorum.
Je t'entends, mamie.
Ninemle.
Ma mamie.
Büyükanne?
Mamie!
Evet, merhaba büyükanne.
Salut, mamie!
Bak kim bizde bir kaç hafta kalacak.
Mamie?
- Gail? - Selam.
Papa et mamie ont aidé Julie à s'enfuir.
- Merhaba, nine.
Salut mamie.
- Hayır, kenar mahalleler olur.
- Mais non, mamie.
- Geldim.
C'est bon, mamie.