Manila traducir francés
149 traducción paralela
The Presidio, Manila ya da Şanghay'a mı?
Au Presidio, à Manille, à Shanghai?
- Dewey ile Manila'ya.
- À Dewey et Manila.
- Bu bilgi de Manila Radyosundan geliyor. - Manila Radyosu mu?
- Elle passe par Radio Manille.
Amerikan işgalinin üçüncü devresi... Manila körfez savaşıyla başlayacak... Ve bahşettikleri bağımsızlık sona erdirilecek... 4 Temmuz 1946.
La troisième période d'occupation, dite "américaine", a commencé avec la bataille de la Baie de Manille et prendra fin par un accord d'indépendance le 4 juillet 1946.
Dün gece, Bitip tükenmek bilmeyen Japon topçu ateşiyle geçen 6 günün sonunda Manila Körfezindeki Corregidor kalesi... Ve yan mevziler, Hughes, Drum, ve Frank...
La nuit dernière, après six jours de canonnades japonaises incessantes, l'île de Corregidor dans la Baie de Manille, et les forts satellites, Hughes, Drum et Frank, se sont rendus à 23 heures, sur les ordres du Gén.
Manila Körfezi, 1941.
Baie de Manille En l'an de grâce Mille neuf cent quarante et un
- Emredersiniz. - Manila'yla The Rock'a bilgileri sen taşıyacaksın.
Vous ferez la liaison entre Manille et Corregidor.
Tıpkı Frankie Manila gibi.
Aussi bien que Frankie Manila.
- 21 kez, Frankie'nin yaptığı şey.
- Frankie Manila a été battu 21 fois!
Manila'nın hiçbir zaman bir şansı olmadı.
Manila avait la poisse.
Terini bile atmıyordu. Manila mağlubiyeti 21 kez tattı.
Ses adversaires ne se fatiguaient pas... 21 fois battu!
Frankie Manila.
Frankie Manila...
Ben Frankie Manila'yım!
C'est mon nom...
- Ben Frankie Manila'yım. - Yapabileceğim bir şey yok.
Je ne peux rien faire de plus...
Büyükbabam Manila'da Dewey ile çalışmış.
Mon grand-père l'était également.
Daha sonra periskopla Manila'ya baktık.
Ensuite, on a regardé Manille... par le périscope.
Ve Manila'daki en iyi restoranın sahibi oldu.
Le meilleur restaurant de Manille!
Manila'nın bombalandığı haberini alınca uçağımız buraya acil iniş yapmak zorunda kaldı.
Allant à Manille notre avion a fait un atterrissage forcé ici.
General, Japonların nereye kaçtığını bilmek istiyor. Hala Manila yolunda.
Si le général veut savoir où est leur flotte, c'est à Manille.
Manila işgal altında. General MacArthur kumandasındaki Amerikan ve Filipin kuvvetleri Bataan Yarımadasına doğru çekiliyorlar.
Manille est désormais totalement occupée et les forces américaines et philippines du général MacArthur, se sont repliées sur la péninsule de Bataan.
Filipinler'de ask erler Manila'ya ilerlerk en bir k ãöprü başı tuttular.
Aux Philippines, nos troupes continuent leur avancée sur Manille.
Manila Körfezinden aşağı iniyorduk...
Nous descendions la baie de Manille.
General, bunu Manila, Kanal Bölgesi ve San Francisco'ya gönderdim fakat Hawaii'ye direkt bağlantı kanalı devre dışı.
C'est parti pour Manille, la zone du canal et San Francisco... mais impossible de joindre Hawaï
- Bu Manila'dan gelen yeni patencimiz.
- Le nouveau sprinter, il vient de Manila.
Robert Harper 4 ay Manila'da hastanede yattı ve ardından Amerika'ya döndü.
Robert Harper sera hospitalisé quatre mois, à Manille, avant de repartir aux Etats-Unis.
Filipin Hava Yollarının 118 sayılı uçuşu ile gelen sayın yolcularımız Manila Uluslararası Havalimanına hoşgeldiniz!
Les passagers du vol 118 de Philippine Airlines sont les bienvenus à l'Aéroport International de Manille.
Ama yine de, Manila'da o üç hostesi becerdiğimizdeki gibi olamaz!
Pas aussi fou que la nuit où on a tringlé 3 hôtesses à Manille.
Bu orjinal old master killer "Manila Thrilla"'dan işte burada işte bakıyorsun.
Je suis le vrai maitre tueur de "Manila Thrilla," juste ici, sous vos yeux.
- Gemisi Manila'da. - Getir onu, lütfen.
- Son navire est a manille.
Manila'daki arkadaş iyi iş yaptı.
Notre ami de Manille s'est bien débrouillé.
Ama 1975'de sıfatını korumak için Manila'ya gelmeyince, ondan alıp Ruslara geri verdiler.
Mais quand il ne se présenta pas à Manile en 1975 pour défendre son titre, on lui repris pour le rendre aux russes.
Manila, Hong Kong, Shadaloo...
Manille, Hong Kong, Shadaloo...
Hadi, goril. Manila'dayız.
Allez, gorille, on est a Manille.
Oh... sala manila, bu da ne?
Oh, c'est dégoûtant! Qu'est-ce que c'est que ça?
.. Manila arasındaki nakliyeci berbat, sonra bir de müşteriler...
Je règle le transporteur de Jakarta à Manille ; après, j'ai les douanes...
Manila, 1945 baharı.
Manille, printemps 1945.
Manila'nın artık güvenli olduğunu gururla söyledi.
Et il a été très fier d'annoncer que tout Manille était sous contrôle. Et j'ai dit :
Kardeşim Manila Körfezinde vuruldu.
- Mon frère a été tué à Manila Bay.
Manila'dan geliyorsun. Lumpia yemişsin sonra da iki Filipinli kadınla sevişmişsin.
Tu as mangé des lumpia et tu as couché avec deux Philippines.
Gerilla, gerilla Götür beni Manila'ya
Fille de la guérilla A Manille on ira
Manila'da dahi olabilir.
A sa base. Ca pourrait être aussi bien à Manille.
Manila'da karaya çıkma izni verildiğinden bu yana böyle bir şey görmedim.
Je n'ai rien vu de pareil depuis ma permission à Manille.
Sana Manila'dan kartpostal atmıştım.
Je t'ai envoyé une carte postale de Manille.
Manila dışında donanma barakalarının havaya uçurulması var.
Contre la caserne des marines près de Manille.
Manila'daki istihbarat ekibimiz Arvin Sloane'la tanınmış bir yeraltı dünyası mensubu arasındaki konuşmayı çözdü.
Notre réseau de Manille a intercepté un appel entre Sloane et un homme de main connu.
Yine işler ters giderse, Manila'daki gibi.
Pas si tu deviens négligent, comme à Manille.
Ölü bir adama... 2 ay önce, Manila'da bir iş vardı.
A un homme mort... Il y a deux mois, j'avais un job à Manille.
Dinliyorum. Michael'a... şu manila tipi çift katlı dosya klasörlerinden daha çok almamız gerektiğini önermelisin.
Dis à Michael, que nous devrions stocker plus de classeurs à deux faces.
Manila dosyalarının tonaj ücretini,
Le prix à la tonne du papier vélin?
Marci 26'sına kadar Manila'da.
Marci est à Manille jusqu'au 26.
MANİLA KAHRAMANI AMİRAL DEWEY HOŞ GELDİNİZ.
BIENVENUE À L'AMIRAL DEWEY