Marseilles traducir francés
33 traducción paralela
Marsilya'da da aynısını yap.
Vous ferez de même à Marseilles.
Paris'ten Marseilles'e. Akdeniz'den Oran'a.
De Paris à Marseille... puis de Marseille à Oran.
Marseilles'de ve Oran'da bırakmadıysa, onu Casablanca'da da bırakmayacaktır.
S'il ne l'a pas laissée à Marseille ou à Oran... il ne la laissera pas à Casablanca.
Marseilles treni 5'te kalkıyor. 4.30'da seni otelinden alırım.
Il y a un train pour Marseille à 17 h. Je serai à votre hôtel à 16h30.
Marseilles'de evlenelim mi?
Marions-nous à Marseille!
Ben Marseilles'de iki hafta hastayken ve sen tehlikedeyken, neden bırakmadın beni?
Quand j'étais malade à Marseille et que ta vie était en danger... pourquoi es-tu resté?
Marseilles'de bir gemi var.
Il y a un bateau à Marseille.
Ben ProfesÖr Guy Gabroir... Marseilles'den gelen bir orta çağ şatoları uzmanıyım.
Je suis le Pr Guy Gabroir, médiéviste renommé de Marseille.
Seni Marseilles'e götürecek.
Il vous emmènera à Marseille.
Bourne suikastten önce Marseilles'deydi.
Avec notre propre assassin. Vous êtes sérieux?
Bunun gerçek adım olmadığını biliyorum, ama hafızamı kaybettim Marseilles dışında bir yerde. " Onlara ne diyeceğim?
- Les téléphones sont sur écoute? - Non, mais nos agents doubles... intercepteront son appel. S'il nous a lâché, il utilisera un téléphone.
Aubagne'den, Marseilles'in banliyösü, St. Loup'a taşındık.
D'Aubagne à Saint-Loup, dans la banlieue de Marseille.
Marseilles çok güzeldir.
- Le beau Marcel!
O yıl babam büyük bir sıçrama yaptı. St. Loup'tan, ani bir hamleyle, banliyöleri aşıp Marseilles'in en büyük devlet okulu Chartreux'da kalıcı bir pozisyon teklifi aldı.
- Cette année-là, mon père fit un bond de comète, car de Saint-Loup, franchissant les faubourgs, il fut nommé titulaire à l'école du Chemin des Chartreux, la plus grande école communale de Marseille.
Kendimce öyküler uydurup, Marseilles çayırlığının bitimindeki Borely Parkını düşünürdüm.
Je me racontais des histoires, j'étais au parc Borély, au bout du Prado de Marseille.
Ben, büyük şampiyon Astoria'lı Leydi Marseilles'in sahibiyim.
Je suis le fier propriétaire d'une championne, Lady Astoria de Marseille.
Onlar konteynerlerle Marseilles yoluyla Asya'dan insan kaçırıyorlar.
Ils passent des clandestins. D'Asie jusqu'à Marseille dans des containers.
Marseilles'de bir çiftliği vardı.
Il possédait une ferme à Marseille.
Marseilles'de mi?
- Marseille?
SARK : Sydney Bristow Marseilles'e mi gidiyor? FRANCIE :
- Sydney est partie pour Marseille?
Sydney, Francie'nin hayatından endişe ettiği için, ona Tippin'i aklayacak kanıtı bulmak için Marseilles'e gideceğini söyledi.
Sydney a dit à Francie qu'elle allait à Marseille prouver l'innocence de Will.
Marseilles'deki kanıtı Sydney'den önce bulursak şantajla o kart karşılığında Will'in masumiyetini ispatlayacak kanıtı önerebiliriz.
Si on s'empare des données avant Sydney, on pourra la faire chanter. La preuve de l'innocence de Will en échange d'une carte d'accès.
Sonrasında tek hatırladığım, üç hafta geçmişti ve gözümü Marseilles dışında Mutabakat'ın hastanesinde açtım.
Ensuite, j'ai eu un trou de trois semaines. Je me suis réveillée dans un hôpital du Covenant près de Marseille.
İşte hesap dökümleri. Marseilles Kuyumculuk'a Amerikan Express ile ödeme yapmış.
Voilà son relevé bancaire, il a payé avec sa carte à la bijouterie Marseille.
Marsilya'da büyük bir kargaşa çıkmış.
Il y a un problème à Marseilles.
Marsilya'dan müfettiş Tarconi.
Inspecteur Tarconi, de Marseilles.
Aslında tam olarak Marsilya sayılmaz ama doğuda küçük bir kasaba...
En fait, pas exactement Marseilles mais une petite ville à l'est...
Kadere bak! O kadar yer varken Marseilles'de kapalı kaldık!
Quel manque de chance d'être en quarantaine à Marseille!
Öncesinde Nîmes ve sonrasında da Marseilles Cezaevlerinde yatmış psikoterapi görmeyi kabul edip kendinizi Tanrı'ya ve dine adamışsınız.
Incarcéré à la prison de Nîmes, puis aux Baumettes, vous avez suivi une psychanalyse et vous vous consacrez à Dieu et à la religion.
Beni, ailesinin Marsilya'daki şatosuna davet ediyordu, kayak gezilerine... Hepsinin parası ödenmişti.
Invitation dans le château de ses parents à Marseilles, voyages de skis, Tout était payé.
Ama o kazlar Barstow'dan geliyor, Marseilles'den değil.
Mais les oies viennent de Barstow, pas de Marseille.
Adı Henri Leseuer. Marseilles'dan gelen bir iş adamı. Tekstil işi yapıyor ve Morocco'da El-Kaide ile bağlantıları var.
Son nom est Henri Leseuer, un homme d'affaire de Marseille... travaillant dans le textile, ayant des liens avec Al-Qaeda au Maroc.
Avrupa'yı terkedecek son gemiye yerimiz ayrılmış.
Et elles bref, on a fini à Marseilles avec notre ticket pour le dernier bateau quittant l'Europe.