Mecbursun traducir francés
474 traducción paralela
Buna mecbursun. Bir ay içinde evleneceksin ama çeyizinde... tek bir eşya bile yok, farkında değil misin?
Tu te maries dans un mois et tu n'as pas de trousseau!
- Buna mecbursun.
- ll le faut.
Buna tamamen mecbursun.
Il faut que tu rentres.
Bir gün mecbursun ama sadece şimdi peşine düşme.
Un jour sûrement, mais n'essaye pas aujourd'hui.
— Mecbursun Manuel.
- Il le faut, Manuel.
Mecbursun.
Il le faut.
Ayrıca, gitmeye mecbursun.
Tu dois venir.
Benim işimde bunu yapmaya mecbursun.
Boulot-boulot!
- Evet Mark, görmeyi çok isterim. Onları ayırmak için buna mecbursun Mark. Ben de diğerlerini oyuna alayım.
Il faut faire des groupes.
- Evet, mecbursun.
- Oui.
- Hayır. - Mecbursun. Kendin istedin.
C'est vous qui l'avez demandée.
- Ve buna mecbursun.
Vous devez vous rappeler.
Hayır, bu gece çıkmalısın. Mecbursun. Hiçbir şey olmamış gibi.
Tu dois jouer ce soir... comme si rien ne s'était passé!
Mecbursun.
Ils vont te faire toute belle.
- Almaya mecbursun. - Yapma, Bertha.
Tu vas tout gâcher.
Buna mecbursun!
Tu serais obligée!
- Ama mecbursun! - İsrar ediyoruz!
- Tu dois venir!
O zaman onu geri ver, buna mecbursun!
Alors, rends-moi tout! Ça m'est plus précieux que la vie!
Buna mecbursun.
II Ie faut!
Sen bana mecbursun.
C'est à moi que tu es liée.
Arada dışarı çıkıp istediğini kendin almaya mecbursun.
Parfois, il faut aller chercher soi-même ce que l'on veut.
Mecbursun!
Il le faut.
Buna mecbursun. Riyasız yaşamanın yolu yok.
II n'y a pas moyen de vivre autrement!
Mecbursun, mecbursun, mecbursun
Vous devez, vous devez, vous devez...
Buna mecbursun!
Promis?
Mecbursun. Ya da sen de konuşmaya başlayacaksın.
Ou je m'arrêterai de parler ainsi.
Lütfen söylediğimi yap. Buna mecbursun.
Faites ce que je dis. ll le faut.
Belki ama o pislik herifler kadar kurnaz olmaya mecbursun.
Peut-être. Mais il faut être aussi rusé que ces enfoirés.
Enayi durumuna düşeceksin, ama buna mecbursun.
Vous serez une poire mais vous paierez.
Mecbursun.
Il le faudra bien.
- Korkarım buna mecbursun.
- Je crois bien que si.
Korkarım buna mecbursun Karl.
Pris au piège, Karl!
- Onu strese sokmaya mecbursun.
- Il va falloir la stresser.
- Mecbursun.
- Il le faut.
Ama mecbursun.
Mais il le faudra bien.
Devlet memurlarını öldürmeyi bırakmaya mecbursun.
Arrête de tuer des hommes politiques.
Buna mecbursun, anladın mı?
Vous n'avez pas le choix, compris?
Mecbursun!
Tu le dois!
Çünkü mecbursun!
Parce que tu dois!
Evet, mecbursun.
Oui, iI Ie faut.
Sakın gitmeyeceğini söyleme... çünkü mecbursun!
Ne dis pas que tu n'y vas pas, car tu es obligé.
- Asla ama mecbursun.
- Par force.
O tokadı yemeye mecbursun. Bu kadar.
Alors, laisse-toi gifler.
- Hadi ama, mecbursun.
Vous devez.
- Ama mecbursun.
Il le faut!
Mecbursun Peg...
Peg, tu dois...
Hayır, mecbursun.
Non, non, non.
Hayır, gerçekten mecbursun.
Non, vous êtes obligée.
- Mecbursun.
Il le faut.
- Bence buna mecbursun.
j'ai une envie folle d'y aller.
Mecbursun.
Vous êtes professeur.