Meşguldüm traducir francés
1,454 traducción paralela
Ama kocamı hapisten çıkarmakla meşguldüm.
Mais j'ai été un peu occupée à sortir mon mari de prison.
O kadar meşguldüm ki,... elektrik faturasını yatırmayı unuttum.
J'étais... j'étais tellement occupé, que j'ai dû oublier de payer la facture d'électricité.
"Familiy Fortunes" da aldığım komik cevaplardan bahsetmekle meşguldüm. Sana hiç anlatmış mıydım?
J'étais trop occupé à lui raconter le bêtisier de'Une famille en or'.
Biliyorsun, meşguldüm.
Oh, tu sais, j'ai été occupée.
Yani, meşguldüm.
J'ai été occupé.
Klingon'dan geri kalanları vurmakla meşguldüm. Ki sana şunu söyleyeyim, bu riskli bir iş.
J'étais trop occuppé à draguer les figurants Klingons... ce qui, laissez-moi vous le dire, était risqué.
Ben meşguldüm ve o da meşguldü ve...
Je veux dire, j'étais occupée... et elle étais occupée...
Çünkü gerçekten çok meşguldüm.
Parce que j'ai été très prise.
Meşguldüm.
J'étais occupé.
- Biraz meşguldüm.
J'étais plutôt occupé.
Meşguldüm, Lex.
J'étais occupée, Lex. C'est vrai.
Herkese, diğer herkesin ne düşündüğünü söylemekle o kadar meşguldüm ki siktirip gitmelerini söylemeyi unutmuşum.
J'étais si occupée à dire à tout le monde, ce que les autres pensaient, que j'ai oublié de leur dire de se la fermer.
- Biliyorum, ahbap. Çok meşguldüm.
- Non, sérieusement, j'ai un boulot.
- Meşguldüm.
Finies.
15 yerli karımla birlikte meşguldüm.
J'étais trop occupé avec mes 15 femmes indigènes.
Dün çok meşguldüm ve toplanıyordum.
Hier j'étais occupé à faire mes valises et j'étais heureuse.
Kitty, sen tırnaklarını boyayıp, internetten kürk siparişi verirken ben evrenin en gelişmiş medeniyetlerinden birinin sırlarını çözmekle meşguldüm.
Quand tu te faisais les ongles et que tu shoppais sur Internet, je perçais le secret d'une des civilisations les plus avancées de l'univers.
Galiba sınıfa fazla gitmiyordum. - Başıma derde sokmak meşguldüm.
Je passais moins de temps en cours que dans les embrouilles.
- Meşguldüm. - Evet, tabii.
- J'étais débordé.
Son günlerde çok meşguldüm, üzgünüm.
Désolée d'avoir été si occupée.
Hep çok meşguldüm.
J'ai toujours été trop occupée.
Ben kızla meşguldüm bu yüzden sana cevap veremedim.
J'étais occupé avec mon amie. C'est pourquoi je n'ai pas pu répondre à tes courriels.
Aslında çok meşguldüm.
J'étais occupé en fait.
Aslında çok meşguldüm.
J'étais vraiment très occupé.
Hayır, biliyorsun çocuklar, çok meşguldüm, hepsi bu.
J'ai été très occupée, c'est tout.
Hayır, yaşayacağımız bütün eğlenceleri düşünmekle meşguldüm.
Non, j'étais occupé à penser à combien on allait s'amuser.
Meşguldüm.
J'ai été très occupé.
Kendim için üzgünüm. Kendi aklımla öylesine meşguldüm ki.
Je ne m'excuse pas, je suis désolé pour moi.
Evet, sadece... Ben sürekli çalışmakla meşguldüm ve kafamı geleceğe takmıştım.
Il y a aussi... le fait qu'on travaillait comme des fous pour préparer l'avenir.
Normal insanların çoğunlukla uyuduğu zamanlarda zamanımı takas etmekle meşguldüm.
Lorsque la plupart des gens normaux dormaient je rentabilisais mon temps.
Beni defalarca aradığını biliyorum... ama çok meşguldüm.
Je sais que tu m'as appelée plusieurs fois, mais j'ai pas eu une minute à moi.
Ben de gerçekten çok meşguldüm.
Je n'ai pas eu une minute à moi non plus.
İşle çok meşguldüm ve Kore'de tıkılıp, kalmıştım.
J'avais trop de travail et j'étais coincé en Corée.
Evet, meşguldüm.
J'étais occupée.
- Meşguldüm.
- J'étais occupée.
Sanırım bu tip şeyleri fark edemeyecek kadar meşguldüm.
En fait, je ne pouvais pas faire attention à ce genre de détail.
Gerçekten iyi bakmadım, yarayla meşguldüm.
Je sais pas. J'étais trop occupé à saigner.
Davayla meşguldüm.
Je suis occupé avec l'affaire.
Meşguldüm biraz.
Oui, j'étais occupée.
- Oldukça meşguldüm.
- Je m'occupe.
Okuldan atılmakla o kadar meşguldüm ki okulumu değiştirebilecek kadar yaşayamayabileceğim aklıma gelmemişti.
J'étais tellement occupé à essayer de me faire virer, que j'avais oublié que je ne vivrais pas assez longtemps pour changer d'école.
Evet, evet. Çok meşguldüm... ve çok fazla eşyam yok, bu yüzden...
Oui, j'ai été très occupé et je n'ai pas beaucoup d'affaire, alors...
Üzgünüm, kendi işimle meşguldüm.
Ça m'embête, j'arrête pas de te parler de mes histoires.
Çok meşguldüm.
J'ai été très occupé.
Evet, anneme boşanma işlerinde yardım etmekle meşguldüm.
- Ah bon. Ouais, j'étais occupé à aider ma mère après son divorce.
Bilirsin gayet meşguldüm.
- Tu sais, j'ai juste été vraiment occupé!
Meşguldüm.
J'étais occupée.
Sanırım suratıma sopa yemekle fazla meşgûldüm.
Ça alors, je suppose que j'étais trop occupé à me faire défoncer la tête avec une massue.
Evimden bir ceseti dışarı taşıyan polisleri izlemekle meşguldüm.
Je suis au courant.
Oh, başımı eğmekle meşguldüm.
Éviter les balles perdues, surtout.
Biraz meşguldüm.
Je ne peux pas rester.
meşgulüm 281
meşgul 95
meşgulsün 16
meşgul müsün 55
meşgulüz 22
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21
meşgul 95
meşgulsün 16
meşgul müsün 55
meşgulüz 22
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21