English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ M ] / Monroe

Monroe traducir francés

2,182 traducción paralela
Çünkü General Monroe'nin kafasını koparmak için sana yardım edeceğim.
Parce que je vais vous rapporter la tête du général Monroe sur un plateau.
Yeğenini kurtarabilmek için intihar etmemiz karşıIığında bize Monroe'yu vereceksin.
Un raid suicide pour ton neveu, et tu nous donnes Monroe en retour.
Bir dakikalığına doğruyu söylediğimi ve sana Monroe'yu öldürebileceğinin garantisini verdiğimi düşün.
Essaie de croire, pendant une seconde, que ce que je te dis est la vérité et que je peux t'offrir la tête de Monroe.
Ya Monroe yolumuzun üstünde ise?
Et si Monroe est sur notre chemin?
Sanırım, en iyi şekilde, Monroe'yu bize verirsin.
J'imagine, que dans le meilleur des cas, tu nous donneras Monroe.
Yani, Monroe ile o, birlikte nasıIdılar?
Je veux dire, lui et Monroe, qu'est-ce qu'ils aimaient l'un chez l'autre?
Miles geçen gece Monroe hakkında bir şey söyledi, ve bilmem gerektiğini düşünüyorum.
Miles a dit quelque chose sur Monroe hier soir, et j'ai juste envie de savoir.
Ee... büyük ihtimalle Monroe'yu öldürmeye çalıştı
Eh bien... probablement parce qu'il a essayé de tuer Monroe.
Ne oldu da Monroe ile savaşıyorsunuz?
Comment ça se fait que tu te bats contre Monroe?
Monroe ile konuşuyordun, duydum seni.
Tu parlais a Monroe, je t'ai entendu.
Monroe seni canlı istiyor.
Monroe te voudra en vie.
Ama senin bu tatlı yüzünü görünce, Monroe'nin seni... her şeyden daha çok istediğini biliyordum.
Mais une fois que j'ai vu ta gueule d'ange, j'ai su que Monroe te voudrait plus que n'importe quoi.
- Monroe.
Monroe.
Monroe, ne diyeceksen de artık.
Monroe, juste dis moi, ce que tu dois me dire.
- Monroe'yu.
- Monroe.
Ve Monroe, açıkçası sorunlardan biri de bu.
Et, Monroe, honnêtement, c'est un des problèmes.
- Monroe?
- Monroe?
Monroe'ya söylemiş olmalı.
Il a dû informer Monroe.
Monroe'nun bunu ele geçirmesine izin veremeyiz.
Monroe ne peut pas s'en emparer.
General Monroe'dan efendim.
Ceux du général Monroe.
Zaten Monroe Cumhuriyeti'nden gitmemiz gerek. Teksas'ta peşimize düşecek kimse yok.
Quittons la République de Monroe et allons au Texas.
Yani, Albay Faber General Monroe'nun en kıdemli subaylarından biridir.
Le colonel Faber est l'un des plus anciens conseillers de Monroe.
General Monroe oğlumuzu California'ya neden gönderiyor?
Pour quoi le général Monroe envoie notre fils en Californie?
Monroe bunu öğrenirse neler olur düşünebiliyor musun?
Et si Monroe apprenait ce que tu viens t'entendre?
Sence Monroe o kolyeyi çözerse ne olur?
Et si jamais Monroe arrive à s'en servir?
Ne oldu? Tahminime göre eminim şu an General Monroe'nun elindedir.
Quoi? le général Monroe l'a actuellement.
Sonra Monroe Gölü'ne vardınız ve acıkmıştınız annem çantasındaki tuzlu krakerleri paylaştı.
Et vous vous êtes retrouvés au bord du lac Monroe, et vous aviez faim, alors Maman a partagé ses crackers dans sons sac.
Monroe'nun elinde.
Monroe le retient.
- Miles'la Monroe beraberken nasıllardı?
Miles et Monroe, qu'appréciaient-ils l'un chez l'autre?
Bence Monroe bunu saplantı yapmış.
Je crois que Monroe est obsédé.
Monroe bu kolyeyi öğrenirse ne olur sanıyorsun?
Que penses-tu qu'il arrivera si Monroe comprend ce collier?
İşler değişti. Ya Monroe'yla yüz yüze gelirsen ne olacak?
Que va t-il se passer si tu tombes face à face avec Monroe?
Monroe'yu öldürüp Danny'le kaçmaya çalıştım.
J'essayais de tuer Monroe et de m'échapper avec Danny.
Monroe da orada.
Monroe est là-bas.
Ben General Monroe.
Je suis le général Monroe.
Monroe kaliteli olanları kendine saklar.
Monroe garde les bonnes choses pour lui.
Evet. Monroe onu burada esir tutuyormuş.
Oui, Monroe la garde ici comme prisonnière.
Monroe beni canlı istiyor.
Monroe me veut en vie.
Monroe ve Matheson.
Monroe et Matheson.
- Monroe Limanı'ndaki tekneleri onarıyorum.
Je répare des bateaux près de Monroe Harbor.
Abby Monroe, 26 yaşında. Mühendislik mezunu, dereceye girmiş.
Une première de classe, diplôme d'ingénieur.
Daire müdürü, Abby Monroe adlı çalışanlarının bir dosyayı yasadışı olarak indirdiğini haber verdi.
Le directeur a appelé parce qu'une des employées, Abby Monroe, a illégalement téléchargé un fichier.
Bu Abby Monroe'nun nerede ikamet ettiğini bilen var mı?
On sait où habite Abby Monroe? On a vérifié.
Abby Monroe mevzusu neyin nesi?
Pourquoi Abby Monroe?
Josh Monroe, Abby'nin kardeşi.
Josh Monroe. Le petit frère d'Abby.
Ama Başkan Monroe o gişeyi dedeme verdiydi.
Mais le président Monroe avait nommé mon grand-père.
Güney duvarına gidip Monroe'ya yardım edin.
Va remplacer Monroe sur le mur sud.
- Öpüşüyorlar dedin Monroe.
- Ils s'embrassaient, Monroe. - Je sais.
Monroe'nun elinde.
Monroe l'a capturé.
Monroe'yu öldürmeye kalktığı içindir herhalde.
Sûrement parce qu'il a essayé de tuer Monroe.
Evet.
Abby Monroe, 26.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]