Montoya traducir francés
158 traducción paralela
Ben komutan Hernandez Montoria.
Commandant Hernandez Montoya.
Chavez'i Chu Chu Montoya'ya karşı dövüştürmüştüm.
Une fois, Chavez rencontre Montoya.
Onun kanı değildi aslında. Montoya'nın kanıydı.
Mais c'était le sang de Montoya.
Dr. Leon, ben Luis Montoya.
C'est Luis Montoya.
Montoya çiftliğinde korkunç bir kaza olmuş.
Un terrible accident au ranch Montoya.
Senyör Montoya ne zamandır araba sahibi?
Depuis quand le señorMontoya a cette voiture?
Biliyor musunuz, Senyör Montoya için güç olmalı, yani, sakat bacağıyla.
Ça doit être dur pour le señor Montoya avec sa jambe.
Sanırım Senyör Montoya San Diego'ya gitmek için bu arabayı kullandı.
M. Montoya a pris cette voiture pour San Diego.
Senyör Montoya, bu kullanılmış gibi görünmüyor.
SeñorMontoya. Elle n'a pas été utilisée.
Montoya, belki.
Peut-être Montoya.
Montoya'nın yanıtını dinledin.
Vous avez entendu Montoya?
Montoya gururlu biri mi?
Montoya est-il vaniteux?
Size Montoya'nın arabalarına bakan bir adamın ifadesini aktaracağım.
Voici ce que m'a dit l'homme qui entretient le garage :
Çiftlik kahyası ondan üstü kapalı arabayı yıkayıp cilalamasını istedi. Patron San Diego'ya giderken onu sürecekti. "Ben görevi saat 12 : 00'de bitirdim."
" On m'a demandé de laver et cirer le coupé car Montoya conduirait jusque San Diego.
nasıl oluyor da Montoya sabahleyin, Hector'un saat 16 : 30'da "seninle gidemem, benim sonraya kalıp defterler üzerinde çalışmam gerekiyor" diyeceğini biliyordu?
Comment Montoya a-t-il su dans la matinée qu'à 16h30, Hector refuserait de l'accompagner pour faire les comptes?
Montoya o kadar önemli mi?
Montoya est si important?
Montoya'nın bir nedeni olmalı.
Montoya doit avoir un mobile.
Senyör Montoya bunun bir şal değneğinden geldiğini söylemişti.
Señor Montoya a dit que ça venait d'une pique.
"Don Luis Montoya, " Meksiko'nun idolü, bir cinayet şüphelisi? "
"Luis Montoya, l'idole du Mexique, suspecté de meurtre."
Şimdi, Miguel'e göre, Montoya'nın çiftliğinde yağmur yoktu.
D'après Miguel, il n'a pas plu au ranch.
Evet. Ve babam ve Senyör Montoya beni arenadan sürükleyerek çıkardı.
Mon père et le señor Montoya m'ont sorti de l'arène.
Aslında şöyle oldu, Senyör Montoya boğayı savuşturdu ve baban da seni arenadan sürükleyip çıkardı.
En fait, le señor Montoya a détourné le taureau et votre père vous a emmené.
O ve Senyör Montoya sürüyü kontrol etmek için atla çiftliğe gidiyorlardı. Her zaman yanında bir mızrak taşırdı.
Il avait inspecté les pâturages avec sa lance.
Fakat Montoya boğayı savuştururken, o seni sürüklemeğe gittiği sırada, niçin mızrağını getirsin?
Mais pourquoi emmener sa lance si Montoya s'occupait du taureau?
Diyor ki, Montoya çiftliği bölgesinde Rangel'in öldüğü gün yağmur yoktu.
Il n'a pas plu au-dessus du ranch à l'heure de la mort.
Rangel boğayla saat 17 : 00 ile 17 : 30 arasında güreşmiş olmalı Montoya'nın dediği gibi.
Rangel a dû mourir entre 17h et 17h30 comme le dit Montoya.
Ben Luis Montoya'yım. Ve siz benim ülkemdesiniz!
Je suis Luis Montoya, vous êtes dans mon pays.
Montoya senin adamın.
Montoya est le coupable.
Senyör Montoya babanı öldürdü.
Señor Montoya a tué votre père.
Senyör Montoya babanı öldürdü, Curro.
Señor Montoya a tué votre père.
Babam öldürüldüğünde Senyör Montoya San Diego yolundaydı.
Le Señor Montoya était à San Diego.
Montoya dondu kaldı.
Montoya est pétrifié.
Fakat hemen şu anda Montoya'nın donup kalması, geçen gün Hector'le birlikte Curro'yu boğadan kurtarmak için arenaya girdiklerinde onun donup kalmasıyla aynı.
Il était pétrifié aujourd'hui comme la dernière fois quand ils sont entrés dans l'arène pour sauver Curro.
Bu nedenle Montoya'nın Hectoru öldürmesi gerekiyordu.
C'est pour ça que Montoya a tué Hector.
Don Luis Montoya, bir başkasının kendi korkusunu farkettiğinden haberdar olarak yaşayamazdı.
Montoya ne pouvait pas vivre avec l'homme qui avait vu sa peur.
Sadece onların oynadıkları oyunu gördükten sonra, biri matador gibi görünerek, diğeri ise boğa rolü takınarak, işte o zaman yalın bir biçimde Montoya'nın yalan söylediğini anladım.
Après les avoir vus jouer au matador et au taureau, j'ai su de manière formelle que Montoya mentait.
Şimdi, işte tam bu sırada Montoya Hector'un boğayı öldürmeğe hazırlandığını söylemişti.
Le moment où d'après Montoya, Hector allait tuer le taureau.
Bu durumda, Hector arenaya daha erken girdi, rüzgar çıkmadan önce ve Senyör Montoya hala onunla birlikte iken.
Donc Hector était dans l'arène plus tôt. Avant que le vent ne se lève. Alors que le señor Montoya était encore là.
Montoya nerede?
Où est Montoya?
Montoya ile konuştun, değil mi?
- Tu as parlé avec Montoya.
Montoya onun bir film yıldızı olabileceğini düşünüyor.
Montoya pense qu'elle est plus ou moins actrice.
Montoya'nın ne dediğini biliyor musun?
Tu sais ce que Montoya m'a dit?
Babam Domingo Montoya'nın ruhu üzerine yemin ederim ki tepeye canlı ulaşacaksın.
Je jure sur l'âme de mon père Domingo Montoya... que vous arriverez au sommet vivant.
Altı parmaklı adamın yanına gelip, ona " Merhaba, adım Inigo Montoya.
J'irai vers l'homme à six doigts et je lui dirai : Bonjour. Je m'appelle Inigo Montoya.
Biz Montoyalılar yenilgiyi asla bu kadar kolay kabullenmeyiz.
Eh bien, les Montoya n'ont jamais accepté la défaite facilement.
Benim adım Inigo Montoya.
Je m'appelle Inigo Montoya.
Benim adım Inigo Montoya. Sen babamı öldürdün.
Je m'appelle Inigo Montoya.
Bu da bizim şerifimiz, Bernie Montoya.
C'est notre shérif, Bernie Montoya.
Söylediklerinizin aksine, Bayan Montoya, refah aslında azınlıklar için kötüdür.
Contrairement à ce que vous dites, Mme Montoya, l'aide sociale ne sert pas les minorités.
Senyör Montoya, onu görebilir miyim?
- Qu'est-ce que vous voulez?
Senyör Montoya'nın çiftliğine.
- Au ranch de M. Montoya.