Mueller traducir francés
383 traducción paralela
İşte bir madalya kazandın, Mueller.
Tu as gagné une médaille, Mueller.
Anlıyorum, Mueller.
Je comprends, Mueller.
Çizmelerimi Mueller'in giymesi için götür.
Prends mes bottes pour Mueller.
Mueller. Onun ölüşünü gördüm.
Mueller... je l'ai vu mourir.
20 üzerinden ; üç subay, dokuz ölü, Muller ile üç kişi yaralı ve bir kişi tımarhanede.
Sur 20, trois sont officiers... neuf sont morts... Mueller et trois autres blessés... et un est à l'asile.
Müller adlı Nazi ajanı için çalışan bir katil. Sofya da faaliyet gösteriyor.
C'est un voyou employé par un agent nazi, Mueller, qui opère à Sofia.
Adının Müller olduğunu sanıyordum.
Je croyais qu'il s'appelait Mueller.
Müller işvereni.
Mueller est son employeur.
Müller'in bir hafta önce Banat'la temasa geçtiğini biliyoruz.
On sait que Mueller l'a contacté la semaine dernière.
Tek bildiğim bir tanesinin adı Mueller ya da Miller gibi bir şey.
Je n'en connais qu'un. Il s'appelle Mueller ou Miller.
Merak ediyorum, adın Müller olabilir mi acaba?
Je me demande si vous vous appelez Mueller.
Müller'in gemide olduğunu biliyor muydun?
Mueller est à bord.
Müller bir süre özel bir hastanede yatmamı istiyor.
Mueller veut que je reste alité dans un hôpital.
Müller'e gitmeli ve teklifini kabul ettiğini söylemelisin.
Retournez voir Mueller et dites-lui que vous acceptez.
Bu gece, Müller'le görüştükten sonra kamarana dönüp kapını kilitleyeceksin.
Quand vous aurez vu Mueller, enfermez-vous dans votre cabine.
Müller ve Banat seni güvertede bekliyor olacak.
Mueller et Banat vous attendront sur le pont.
Evet, gerçekten öyle. Özel Araştırma Timinden Yüzbaşı Mueller ve Teğmen Brundt'ı takdim edeyim.
MM. Muller et Brandt de notre section spéciale d'enquête,
Katedraldeki yaşlı Mueller'ı hiç unutmayacağım.
Et ce Mueller, à la cathédrale.
- Mueller, sen bir hırsızsın.
- Vous êtes un voleur.
Mueller, Sonraki denizaltı ne zaman dönüyor?
Mueller, quand part le prochain?
Çık dışarı, Mueller.
Sortez, Mueller.
"20 atış, 1 isabet." İmza, Kraut Mueller.
"Et il nous reste 20 torpilles." Signé, Kraut Mueller.
- Mueller, Sen kahrolası bir zavallısın.
- Mueller, vous êtes un imbécile.
Akikaze ıskalamaz, Mueller.
L'Akikaze ne rate jamais, Mueller.
Jessie Warner, Kraut Mueller ve diğerlerine en içten üzüntülerimizi yolluyoruz.
Des matelots Jessie Warner, Kraut Mueller...
- Kraut Mueller?
- Kraut Mueller?
"Kraut" Mueller ismini kullandın mı?
Avez-vous déjà signé "Kraut" Mueller?
Gerginsin, Mueller.
Vous êtes nerveux, Müller?
Duygusalsın, Mueller, ama beyinsizsin.
Vous êtes trop sensible et trop stupide, Müller.
Bayan Page and Bayan Mueller.
Mlle Page et Mlle Mueller.
Bayan Mueller Bay. Mueller in kızıdır Wakapoogee gölündeki av köşkünün sahibi
Mlle Mueller est la fille de M. Mueller, qui posséde l'hôtel du lac Wakapoogee.
Bayan Mueller, çok teşekkür ederim.
- Mlle Mueller, merci beaucoup.
Ve bayan Mueller geçiyor bulundu ve seni böyle buldu.
Et Mlle Mueller passait par là par hasard?
Kaptan Mueller çok deneyimli bir adam.
Et le capitaine Mueller est un homme d'expérience.
Kaptan Mueller sizi görmek için sabırsızlanıyor efendim.
Monsieur, le capitaine Mueller veut vous voir.
Kaptan Mueller'e içeri gelmesini söyleyin.
Dites au capitaine Mueller d'entrer.
Sana bulabildiğimiz bütün güvenilir adamları verdik. Ayrıca Kaptan Mueller, itiraz edecek pozisyonda olmadığını hatırlatmalı mıyım?
On vous a donné nos hommes les plus sûrs et dois-je vous rappeler que vous ne pouvez pas protester?
Kaptan Mueller üç gün boyunca iltihaplı bir çeneyle köprüde durduğunu bildirdi.
Dans son rapport il a dit être resté trois jours sur le pont avec une mâchoire infectée.
İnan bana Mueller, gemiyi kabul et. Kendini bir sürü sonuçtan kurtaracaksın.
Croyez-moi, prenez ce navire, vous vous éviterez beaucoup d'ennuis.
Evet, Mueller, yaparlar.
- Si, ils le feraient.
Kaptan Mueller, acaba biraz zamanınız -
Capitaine Mueller, je me demandais si vous aviez un moment pour me...
Kaptan Mueller kötü muameleye alışkın biri değilim.
Capitaine Mueller, je ne suis pas habitué à l'hostilité.
Kaptan Mueller, bu kabalığı daha fazla uzatmayacağım... Size, otoriteme ve temsil ettiğim organizasyona biraz daha saygı göstermenizi tavsiye ediyorum.
- Capitaine Mueller, je n'ai pas à supporter votre grossièreté et je vous suggère de faire preuve de plus de respect envers moi, mon autorité, et l'organisation que je représente.
Bordeaux'a varırsak önemseyeceğim tek rapor Kaptan Mueller'in, yolda satranç oynamasa da gemisi Ingo'yu, değerli kargosuyla birlikte, düşman sularından geçirerek 15,000 millik yoldan başarıyla getirdiği olur.
Le seul rapport dont je me soucie si on arrive à Bordeaux dira que j'ai mené l'lngo au travers des eaux ennemies lors d'un voyage de 15000 miles muni d'une cargaison précieuse, avec succès. Même sans avoir joué aux échecs pendant le trajet.
Zirvede Mueller gibi bir adam varken sizin gibi kelimenin tam anlamıyla gerçek bir Alman ise ikinci kaptan.
Il y a un homme comme Mueller au sommet alors qu'un homme comme vous, un authentique Allemand, au meilleur sens du terme, est premier officier.
Sen, Mueller, sana ne çok ihtiyaç duyulduğunu bilmiyor musun?
Vous, Mueller, savez-vous à quel point la patrie a besoin de vous?
Müller benim.
Je suis Mueller.
- Bir şey buldun mu, Mueller?
Je vous offre un verre. C'est un ordre!
O nedir, Mueller?
Mueller?
Mueller.
- Mueller.
Bu yüzden, Kaptan Mueller içkiyi denedi.
Sans résultat.