Muller traducir francés
308 traducción paralela
20 üzerinden ; üç subay, dokuz ölü, Muller ile üç kişi yaralı ve bir kişi tımarhanede.
Sur 20, trois sont officiers... neuf sont morts... Mueller et trois autres blessés... et un est à l'asile.
Bunu bekliyordum, Muller
J'avais déduit la même chose, Muller.
Gizli bilimlerdeki uzmanlığınızı kabul ediyoruz, Muller. Ama sizin inançlarınız benim işime karışamaz.
Nous reconnaissons votre maîtrise des sciences occultes, Muller... mais je ne peux pas laisser vos croyances entraver mon travail.
- Hadi, Dr Muller.
- Oh, allez, Dr Muller.
- Viyanalı Muller.
- Muller de Vienne.
Burada Dr ve Bayan Muller ile kalıyor.
Elle est ici avec le Dr Muller et sa femme.
Dr Muller'in onu derhal görmek istediğini söyle.
Dis-lui que le Dr Muller désire le voir d'urgence.
- Dr Muller.
Oh, Dr Muller.
Buraya bak, Bayan Grosvenor'un nesi var?
Écoutez, Dr Muller, qu'a donc Mlle Grosvenor?
Ardat Bey, Dr Muller.
Ardat Bey, Dr Muller.
Muller şimdi Arap mahallesine gitti.
Muller est dans le quartier arabe maintenant.
Bayan Muller'i yanına çağıracağım ve doktor gelene dek burada kalacağım.
Je vais faire venir Mme Muller et j'attendrai l'arrivée du docteur.
Dr Muller'i çağırmamı ister misiniz?
Vous voulez que j'appelle le Dr Muller?
Dr Muller gelene dek bekleyeceğim.
J'attendrai le Dr Muller ici.
Vay canına, çikolata.
enseigne Muller, exact, très, très bien... Un paquet de chocolat.
Evet, gerçekten öyle. Özel Araştırma Timinden Yüzbaşı Mueller ve Teğmen Brundt'ı takdim edeyim.
MM. Muller et Brandt de notre section spéciale d'enquête,
Muller, tüm binayı çatısından kilerine kadar kontrol edin...
Fouillez l'immeuble de la cave au grenier! Entrez, docteur.
Muller! Bu evi yakından dikkatle, izlemeni istiyorum.
Ils s'en iront avant le matin.
Soyadım da Muller.
Je me nomme aussi muller.
Damadım Kurt Muller.
Mon beau-fils, kurt muller.
David sana Herr Muller hakkında sana neler söyledi?
Que t'a dit david sur herr muller?
Herr Muller'in de... böyle bir adam olduğunu düşünmüştüm.
Je pensais qu'herr muller était un de ceux-là.
Bay Muller hakkında çok meraklısın.
Tu es très curieux envers m. Muller.
Lütfen, Herr Muller hakkında O'ndan bir şeyler öğren.
Pose-lui des questions sur herr muller.
Bay Müller'den buraya gelmesini rica et.
Demandez à herr muller de venir.
Herr Muller, bütün gün bir tartışmadır gidiyor.
Herr muller, toute la journée, le débat a fait rage.
Herr Muller, genç Baron von Ramme... İspanya'da sizin askeri ateşenizdi.
Herr muller, le jeune baron von ramme a été l'attaché militaire de votre gouvernement en espagne.
- O zamanlar orada mıydınız Bay Muller?
- Y étiez-vous, herr muller?
Herr Muller, bu şekilde sessiz bir kırsala gelip yerleşmeniz... bana hiç de olağan gelmiyor.
Herr muller, j'ai du mal à concevoir que vous vous installiez dans cette campagne si calme.
Bu sizin için kötü bir haber mi Bayan Muller?
C'est une mauvaise nouvelle pour vous, mme muller?
Erken döneceğiz Bay Muller.
Nous rentrerons tôt, herr muller.
Bu akşam Alman elçiliğindeyim, Herr Muller.
Je suis allé à l'ambassade d'allemagne ce soir, herr muller.
Çok cüretkar bir eylem, Herr Muller.
C'était un acte osé, herr muller.
Herr Muller, bu iş iki iyi adamın kellesini götürdü.
Herr muller, il fallait deux hommes doués pour faire ce travail.
İkimiz de belaya bulaşmış insanlarız Herr Muller.
Nous avons tous deux des ennuis.
Cesursunuz, Herr Muller, ama geri gidemeyeceksiniz.
Vous êtes courageux, mais vous n'entrerez pas.
Bir ay içinde Muller evde olur, sözümü tuttuğumu..
Dans un mois, muller devrait être arrivé.
Beni anlamak istediğinizi sanmıyorum, Bayan Muller.
Je ne dis pas qu'il faut que vous me compreniez, mme muller.
- Muller'den haber var mı?
- Qu'en pense Müller?
- Muller'i mi arıyorsun? - Evet efendim.
- Vous réessayez Müller?
- Muller'in durumu kötü. - Ne kadar kötü?
Müller est dans le pétrin.
- Muller alabilecekleri kadar aldıklarını düşünüyor.
- Ils sont à bout.
Ben Paul Muller Schulze Spuvelino.
Paul Müller Schultz. Excusez-moi.
Burası, şerif Muller.
Ici, le shérif Muller.
Dinle, Muller.
Écoutez, Muller.
Burası, Muller.
Ici, Muller.
Albay Müller.
Colonel Muller.
- Bugün San Vittore'ye götürülmüş. Albay Muller refakat etmiş. Kayıt yapılmamış.
Il est entré à San Vittore, accompagné par le colonel Muller, il n'est pas passé par les écrous.
Albay Müller ile konuşmak istiyorum!
Je veux parler au colonel Muller!
Muller, ne yapacağız şimdi?
- Que pouvons-nous faire maintenant?
Albay Müller?
Colonel Muller?