Muscle traducir francés
1,497 traducción paralela
Kadın orgazmı aslında pubococcygeus kasında gerçekleşir..
L'orgasme feminin se passe au niveau du muscle pubococcygien.
Bu tüm vajinayı saran kas.
C'est Ie muscle qui entoure tout Ie vagin.
Şuradaki Iron Johnny ile işler nasıl gidiyor?
Qui est ce M. Muscle, là-bas?
- Iron Johnny idi değil mi?
Donc, c'était bien M. Muscle, hein?
Kasımı incittim.
Je me suis froissé un muscle en glissant.
Bir kasın bile oynarsa sana gece boyunca Jack diyeceğim.
Si tu bouges un muscle, je t'appellerai Tintin pour le reste de la soirée.
Sen hiç rahatını bozma.
Maintenant ne bouge plus un muscle.
Kılınızı bile kıpırdatmayın.
Pas un muscle.
17 çift am mı yoksa 17 kaslı parçamı istersin?
70 puceaux ou 70 Monsieur Muscle?
Kalp bir kastır. Ve senin şu an kasların eriyor.
Le cœur est un muscle et votre masse musculaire est en train de fondre.
Senin öldüremediğin adamı, olayları kampa kadar taşır.
Le muscle qu'on n'a pas vaincu avant qu'il bouge vous forcera à quitter le camp.
Kasımdan parça mı alacaksınız?
Vous allez me prélever un bout de muscle?
Sağlıklı bir kasa bu kadar kolay girilemez.
Un muscle sain oppose plus de résistance.
Kalp kası yarı ölü durumda.
Son muscle cardiaque est à moitié mort.
Çünkü burada bir bacak kası olduğunu hatırladığıma yemin edebilirim.
Car je suis sûr qu'il y avait un muscle à cet endroit.
Eğer çok fazla kası almazlarsa o zaman Dana burada ne diyor, kendiliğinden pectorum -
Tu ne perdras peut-être pas trop de muscle... - Dana, c'est fini l'époque où on retirait obligatoirement le muscle pectoral...
Kaslarımı sıkıp bırakıyorum.
C'est muscle contre muscle.
Son denediğimde kaslarım gerilmekten yırtılıyor sandım.
La dernière fois, j'ai dû me déchirer un muscle en le contractant.
Sanırım kalp kapakçıklarında bir geveşeme vardı.
Nous pensons qu'elle a subi une lacération du muscle cardiaque.
El fonksiyonlarının devamı için yeterli kas dokusunu kurtaramadık.
Elle s'étend. On aura de la chance si on conserve assez de muscle pour préserver l'usage de la main.
İşin sırrı dayanıklılıkta.
Une des clefs, c'est l'endurance. Muscle tes jambes et tes hanches.
Daha kaslı olmalıydılar.
Ils auraient pu me mettre un peu de muscle.
İnsan kalbi dakikada en az 60 kez sıkışıp kasılan dev bir kastır.
Le coeur humain est un muscle géant se contractant plus de 60 fois par minute.
- Bağ dokusu.
- Un muscle. - Des tissus conjonctifs.
Kalp kapakçıklarını açan kas cinsinden.
Faite de muscle et qui ouvre les valves de ton coeur.
KıIını kıpırdatırsan annenin boğazı kesilir.
Si tu bouges un muscle ta mère aura la gorge tranchée.
Evet, kasların zedelenebilir.
Ouais. Vous pourriez vous claquer un muscle.
Hayır, Karev, onu kullanamayız.
Non, Karev. Le muscle est mort.
Maktuldeki derin kas yarasını inceledim. Muhtemel her bıçağı....... da soktum. Şimdilik sonuç, sıfır.
Bien, j'ai excisé le muscle profondément entaillé de la victime pour y insérer les couteaux.
Bıçak 4 ve 5. kaburgalar arası boşluktan girip, oradaki kasları ve sol iç göğüs atardamarını kesmiş.
Le couteau a pénétré dans la quatrième côte, a sectionné le quatrième muscle intercostal, ainsi que l'artère thoracique interne gauche. La mort est due à une exsanguination.
Rehabilitasyonunu aksattığından, kasların zayıflayacak.
- Si vous bâclez votre rééducation, le muscle va s'affaiblir.
Egzersizi bırakınca, kasları zayıfladı.
S'il arrête, le muscle s'atrophie.
Ağrılı bir kas olmadığından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Pourquoi es-tu si sûr que ce n'est pas qu'un muscle endolori?
Ciğerlerine saldırdılar. Bu yüzden çığlık atıp kustu. Karaciğerini istilâ edip dolaşıma ölü hücreler karışmasına neden oldular.
D'abord les poumons, d'où les cris et l'épanchement, puis le foie, d'où les cellules hépatiques dans son sang, et le muscle de son oeil.
Akıl kastan üstündür.
L'esprit triomphe du muscle.
Bay Harika gelmiş.
C'est Monsieur Muscle!
Platizmayı delmemiş.
- Pas de pénétration du muscle peaucier du cou.
Spor işe yaramış.
T'es vraiment musclé.
Fazla iri olmak istemiyorum.
Je ne veux pas devenir trop musclé.
- Seksi, kaslı veya kızlar arası çılgın bir kavga sebebi değil miyim?
Sexy, musclé, ou du genre à déclencher une bagarre de filles?
Sırım gibi, kaslı, etine dolgun. "
Svelte, musclé, légèrement grassouillet. "
Kaslı.
Musclé.
Sonuçta sağ elim çok güçlendi.
C'est pourquoi j'ai le bras droit très musclé.
Mermi diğer taraftan çıktı.
Dans le muscle.
Güçlü olmak yanlış mıdır?
Est-il mal d'être musclé?
Bilirsin, biraz daha kaslı, daha erkeksi olsaydın...
Si tu étais plus musclé, plus viril.
Ben Randy, iri kaslarım var!
Je m'appelle Randy et je suis très musclé!
Kaslar mı?
Muscle.
Biliyorsun açken çok sinirli oluyorum- -
Tu sais je deviens irritable quand j'ai faim comme Hulk c'est juste que je deviens pas vert et musclé,
Eğer düğünümdeki en önemli insan ben olamasam bile... en iyi göğüs kası bende olur.
Si je ne suis pas l'homme le plus important à mon mariage, en tout cas, je serai le plus musclé.
Bu kas sadece kasılıyor.
Ce muscle s'est seulement contracté.